Birkaç hediye kuponu daha ekleyip arkadaşlarınla iyi vakit geçirmeni söyledi. | Open Subtitles | ،لقد وضع العديد من بطاقات الهدايا قائلاً أنكِ يجب أن تقضي وقت جيّد مع أصدقائكِ |
Hayır canım, senin gitmeni ve iyi vakit geçirmeni istiyorum. | Open Subtitles | لا , حبيبي , اريدك ان تذهب وان تقضي وقت ممتع |
Torununla daha çok vakit geçirmek istiyorsan geçirsene Jake burada. | Open Subtitles | هل تريدِ أن تقضي وقت أكثر معه ، لا بأس ، هو هنا. |
İyi vakit geçirmek zor zaten. | Open Subtitles | إنها قوية إلى حد كاف لكي تقضي وقت جيدا حسنا؟ |
Biraz paslanmış olabilirim ama bir bayana nasıl güzel zaman geçireceğini göstermeyi bilirim. | Open Subtitles | قد يبدو مظهري عتيق ولكنّي اعلم كيف اجعل السيّدة تقضي وقت جيّد |
Nasıl iyi zaman geçireceğini biliyorsun gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو انك تعلم كيف تقضي وقت ممتع |
Bu sistemin içinde benim kadar uzun süre kalınca bir çok vaat duyarsın, bir çok teminat ve bir çok cesur plan. | Open Subtitles | أنت لم تقضي وقت في النظام مثلما قضيت حتى أننا سمعنا الكثير من الوعود والكثير من التشجيع -العديد من الخطط الشجاعة |
İyi vakit geçirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تقضي وقت طيب |
Geri geldiğine göre kilisede daha çok vakit geçirmeni bekliyorum. | Open Subtitles | يجب ان تقضي وقت أطول بالكنيسة |
Fakat seninle daha çok vakit geçirmek istiyor sanki. | Open Subtitles | هي فقط بدت وكأنها تريد ان تقضي وقت اكثر معك |
Bu dünyadan zevk almak, iyi vakit geçirmek için burada değilsin. | Open Subtitles | لست هنا للتمتع بهذا العالَم أن تقضي وقت جيد |
- Boş vakit geçirmek için mi? | Open Subtitles | ـ هل تقضي وقت فراغك بهذا العمل؟ |
Bu sistemin içinde benim kadar uzun süre kalınca bir çok vaat duyarsın, bir çok teminat ve bir çok cesur plan. | Open Subtitles | أنت لم تقضي وقت في النظام مثلما قضيت حتى أننا سمعنا الكثير من الوعود والكثير من التشجيع -العديد من الخطط الشجاعة |