| Hiçbir şeye dokunma. Hiçbir şeyi kırma. Yukarı kata çıkma! | Open Subtitles | لا تلمس شيئاً، لا تكسر شيئاً ولا تصعد للطابق العلوي |
| Bak, biz parayı almak mı yoksa adamın dizini kırmak mı istiyoruz? | Open Subtitles | انظر، هل تريد الحصول على المال او ان تكسر رجلا هذا الشخص؟ |
| Kamerayla gittiğinde buzları nasıl kırıyorsun? | TED | كيف تكسر الحاجز عندما تظهر بصحبة الكاميرا؟ |
| Yarın herşeyi halletmezsem bacaklarımı kırarsın öyle mi? | Open Subtitles | لذا، أما أفعل ذلك أو تكسر ليّ ساقي، صحيح؟ |
| Omlet yapmak istiyorsan birkaç yumurta kıracaksın. Hayır, seni dinlemiyorum. | Open Subtitles | تريد أن تعد العجة عليك أن تكسر بعض البيض |
| Kollarınızın kemiklerinizi kırmadan onun bedenini yakalayacak kadar güçlü olması fark etmez. | TED | لا يهم ان كانت ذراعيك تمتلكان قوة لالتقاط جسدها من دون ان تكسر عظامك |
| Ne yazık ki, karantinayı ihlal etmekle, herkesin hayatını riske soktun. | Open Subtitles | لسوء الحظ عندما تكسر قوانين الحجر الصحى تعرض الجميع للخطر |
| Bu küçük serseri Amerika'ya kaçtı. Ve burada dikilip kalbini kırıyor! | Open Subtitles | هذه المتشردة الصغيرة فرت إلى أمريكا ثم تقف هنا و تكسر قلبك |
| Ama zayıf bir halka, yüce hanedanlık zincirini kırabilir. | Open Subtitles | لكن حلقة واحدة ضعيفة من الممكن أن تكسر سلسلة |
| Ama ben diyorum ki, hikayeniz bir sözle başladı nefret zincirini kırma sözüyle. | Open Subtitles | أقول إن قصتكم تبدأ مع وعد من شأنها أن تكسر خيط الغضب |
| Dinle Tad, eğer onun kalbini kırma ihtimalin varsa, lütfen, onun iyiliği için, | Open Subtitles | اسمع، تاد، إذا كان هناك احتمال بأنّك يمكن أن تكسر قلبها، رجاء، فقط، لأجلها |
| "Üzgünüm seni duman ettim lütfen vücudumdaki bütün kemikleri kırma." | Open Subtitles | أنا آسف لأنني قد ضربتك و أرجوك لا تكسر كل عظمة في جسدي |
| Biraz daha konuşursan, boynunu kırmak için yarış arabasına gerek kalmaz. | Open Subtitles | دعابة أخرى ولن تحتاج إلى سيارة سباق كي تكسر عنقك. |
| 9.8 i kırmak nasıl bir şeydi? | Open Subtitles | اذاً، كيف كان شعورك وانت تكسر الرقم 9.8 في تلكى الحرارة الشديدة |
| Her şeyini kaybetti. Sen de parmaklarını kırıyorsun. | Open Subtitles | فقدت كل شئ، و الآن تكسر أصابعها زدت انحدار اً |
| Yarın herşeyi halletmezsem bacaklarımı kırarsın öyle mi? | Open Subtitles | لذا، أما أفعل ذلك أو تكسر ليّ ساقي، صحيح؟ |
| İki tokat atıp birkaç parmağımı mı kıracaksın? | Open Subtitles | أنظر , أنت ستصفعني او تكسر بعض الأصابع ؟ |
| Yumurtayı kırmadan, omlet yapılamaz. | Open Subtitles | لكن هكذا الحياة، لا يمكنك أن تعد عجة دون أن تكسر بيضة |
| Bu yüzden sonra birkaç kurallarını ihlal gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | إذاً أعتقد أنك يجب أن تكسر القليل من القواعد |
| Hala tahtalar kırıyor veya kabaklara delikler açıyor musun falan? | Open Subtitles | ألازلت تكسر الألواح... أو تركل ثقوب اليقطين.. أو أي شئ؟ |
| Sopalar ve taşlar kemikleri kırabilir ama zehirli bir kalem en iyi intikamdır. | Open Subtitles | الاعواد والحجاة قد تكسر العظام ولكن القلم السام هو أفضل انتقام |
| Bence de omurgamı kırmayın | Open Subtitles | إذا كان كل هذا مشابه بالنسبة لك أنا أفضل أنا لا تكسر عمودي الفقري ،،،شكرا. |
| -Neredeyse kolumu kırıyordun. -Allah aşkına Harry! | Open Subtitles | ـ لقد كدت تكسر ذراعي يا مستر بن ـ هيا بسرعة |
| Acemi bir dublör için korkutucu bir ekipman. Çünkü eğer üzerine yanlış basarsanız bacaklarınızı kolaylıkla kırar. | TED | وهي أداة مخيفة ان لم يتم استخدامها باحتراف لانها قد تكسر قدميك بسرعة اذ هبطت على الارض بصورة خاطئة |
| Geçen yıl bütün yumurtalarım kırıldı. Neden oldu bilmiyorum. | Open Subtitles | تكسر كل بيضي بالعام الماضي ولا يعلم إلا الرب لماذا |
| Daha vardiyada 10 dakikası geçmemişti ki 40 $'lık bıçağı kırdı. | Open Subtitles | بدأت مناوبتها لعشرة دقائق قبل ان تكسر شفرة منشار بأربعين دولار |
| Omlet yapmak istiyorsan, birkaç yumurta kırman gerekir. | Open Subtitles | تريد أن تعد العجة عليك أن تكسر بعض البيض |