| İşte gece vakti işler böyle halledilir. | Open Subtitles | الوظيفة هذه وصاحبك أنت فستودع وإلا الليل في الأعمال تنجز هكذا |
| Galaksiler arası köprümüz var ya. Yarı yol istasyonu henüz tamamlanmadı. | Open Subtitles | لدينا جسر ما بين المجرات محطة منتصف الطريق لم تنجز بعد |
| Kaçınılmaz olarak işini erken bitirir ve sonra diğer öğrencilerin dikkatini dağıtma işine başlardı. | TED | بكل تأكيد كانت تنجز واجبها مبكراً ومن ثم تنطلق الى عملها وهو تشتيت إنتباه بقية الطلاب |
| Biliyor musun, sen hafta sonu gözlerini halletmek için izindeyken, Paul beni Martha'nın üzüm bağına bağ evini göstermeye götürdü. | Open Subtitles | كما تعلم, بينما كنتَ خارجاً تنجز أعمالك خلال العطلة, بول تبعني إلى شاطئ مارثا فينيارد ليريني هذا المنزل |
| O hislerine işi bitirene kadar gem vurabilirsen minnettar olacağım. | Open Subtitles | لكى تنجز المهمة سوف اكون ممتناً جداً |
| İşleri her seferinde hallediyor görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت دوماً ما تنجز أعمالك. |
| Sadece azimli bir ruh ve çok çalışarak hiçbir şey başaramazsın! | Open Subtitles | أنت لن تنجز شيئا بالروح الرياضية والعمل الشاق فقط |
| - Hayır, işi bitirebilmen. | Open Subtitles | - أنت تنجز مهامك |
| Şefin dediği gibi. Gece nöbetlerinde işler böyle halledilir. | Open Subtitles | الليل في الأعمال تنجز هكذا الرئيس, قال كما |
| İşte gece vakti işler böyle halledilir. | Open Subtitles | وإلا فستودع أنت وصاحبك هذه الوظيفة هكذا تنجز الأعمال في الليل |
| Şefin dediği gibi. Gece nöbetlerinde işler böyle halledilir. | Open Subtitles | كما قال الرئيس, هكذا تنجز الأعمال في الليل |
| Görev daha tamamlanmadı! | Open Subtitles | لم تنجز المهمة بعد! |
| Raines, "Sen tamamlanmadı" Sonra bir şey | Open Subtitles | "رينز" إنك لم تنجز أي شئ بعد |
| Görev tamamlanmadı. | Open Subtitles | المهمه لم تنجز |
| Muazzam bir gurur duysam da büyük bir alçakgönüllülükle ve işini yapmış olma duygusuyla ve büyük minnet duyarak ülkemizdeki en yüksek mevki için adaylığı kabul ediyorum. | Open Subtitles | بكل تواضع وبكامل الفخر وبالاحساس بثقل المهمة التى يجب أن تنجز أقبل بإمتنان ترشيحكم لى |
| Belli ki sabahleyin kahve işini yapamayınca, o alet ayaklarını yukarı kaldırıp gerekli çıkarmayı yapmasını sağlıyormuş. | Open Subtitles | ماذا؟ نعم, على ما يبدو عندما لا تنجز قهوة الصباح العمل فرفع أقدامه يعطيه تلك القوة الإضافية لحركة أمعاء ناجعة |
| Demek istediğim umarım üsten gizlice kaçıp bu işi kendin halletmek istemezsin çünkü yaparsan, kendi kuyunu kazmış olursun ve yakalanırsan, kıçını kesip lanet bir otobüsün altına atarım. | Open Subtitles | ما أقوله، آمل أن لا تتسلل من القاعدة وتحاول أن تنجز الأمر بمفردك. لأنك إذا فعلت ذلك، ستكون مُدينا لنفسك. |
| Hadi ama. İşini halletmek istemiyor musun? | Open Subtitles | هيّا، هل تريد أن تنجز صفقتك أم ماذا؟ |
| Tüm işi bitirene kadar devam etmeyecek misin? Yok. | Open Subtitles | ألّا تريد المواصلة حتى تنجز الأمر كله؟ |
| Anneciğin bir işi hallediyor. | Open Subtitles | تنجز بعض العمل هنا، |
| başaramazsın. | Open Subtitles | لن تنجز الامر ابدا |
| - Hayır, işi bitirebilmen. | Open Subtitles | - أنت تنجز مهامك |