Şekerini saklıyor, bütün bu ilk yardım eşyaları arasında... | Open Subtitles | تُخفي حلواها، كُلّ تجهيزات الإسعافات الأولية تلك. |
İçgüdülerim haklı olduğunu söylüyor. Bir şey saklıyor. | Open Subtitles | حدسي يدلي أنكَ على صواب، إنّها تُخفي شيئاً. |
Neden yaşadığımız onca şeyden sonra hâlâ benden bir şeyler saklıyorsun? | Open Subtitles | لماذا مازلت تُخفي عني أموراً بعد كل ما مررنا به معاً ؟ |
Benden hala kaç sır daha saklıyorsun? | Open Subtitles | كم من الأسرار ما زلت تُخفي عنّي؟ |
Arapları; karanlık simya sanatının sırrını sakladığını düşündükleri bir şifreyi kırmak arayışıyla nasıl Mısır'a getirdiğini bana göstermek isteyen bir akademisyenle buluşmak üzere oradayım. | Open Subtitles | يريد أن يُريني كم أنّ حركة الترجمة أخذت العرب لـ"مصر" في السعي لفك شفرة اعتقدو أنها تُخفي سرّ الفنّ المظلم للكيمياء |
İsis kendini saklamak için çok ketum olmak zorundaydı, güçlerini kullanıp kendini riske atamazdı. | TED | ولكي تتوارى عن الأنظار، اضْطرت آيزيس أنْ تُخفي ماهيتهاـــ ولم تُجازف باستخدام قوتها. |
Kardeşlerinin ölümünden sorumlumu bilmiyorum ama, bir şey sakladığı kesin. | Open Subtitles | أنا لا أعلم أذا كانٌ لديها علاقةً ، بمقتلِ أخويها لكنها تُخفي شيئاً |
Eşinizden epey şey saklıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت بالتأكيد تُخفي الكثير عنْ زوجتِكَ |
Konuşmanda güvenden bahsediyordun ama sanki bir şeyler saklıyor gibisin. | Open Subtitles | أنت تتحدث في كلامك عن الثقة لكنني أشعر أنكِ تُخفي شيئـًا |
Sorun kızımın odasında bir silah saklıyor oluşu | Open Subtitles | الخطب هي إبنتي تُخفي مسدسًا في غرفة نومها |
Evet, ciddi bir şey saklıyor. | Open Subtitles | -نعم، إنّها تُخفي أمراً كبيراً . مكتبُ د. |
- Garip davranmıyorum. - Bir şeyler saklıyor. | Open Subtitles | أنا لا أتصرف بغرابة - إنّها تُخفي شيئاً ما - |
Bence bir şeyler saklıyorsun. Bundan eminim, çünkü bu filmi daha önce de görmüştüm. | Open Subtitles | أعتقد أنك تُخفي شيئاً، |
Başka ne saklıyorsun? | Open Subtitles | ماذا تُخفي أيضًا؟ |
Burada ne saklıyorsun bakalım? | Open Subtitles | ماذا تُخفي هنا؟ |
Benden bilgi sakladığını bilmeye yetecek kadar. | Open Subtitles | -ما يكفي لأعلمَ أنّكَ تُخفي معلوماتٍ عنّي |
O gece evimize geldiğinde Vince hakkında ondan bir şeyler sakladığını söyledi. | Open Subtitles | تلك الليلة ، عندما جاءت لمنزلنا... . قالت أنك تُخفي عنها أشياء تتعلقبـ"فينس". |
O zaman saklamak için, biraz daha ekstra çaba göstermen gerekir. | Open Subtitles | حسناً, يجبُ عليكْ إذاً أن تُخفي الرائحة أكثر. |
Bir şeyler sakladığı yönünde hissettiklerin | Open Subtitles | عن إنها كانت تُخفي شيئاً الليلة الماضية |
Bunu saklıyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | إنك تُخفي الأمر، أليس كذلك؟ |
Ağlamaklı gözleri, onun birçok güzel özelliğini gizliyor. | Open Subtitles | عيناها الباكية تُخفي مميزاتها المتعددة |
Tüm parasını geliyor bekle yatağının altında saklıyormuş. | Open Subtitles | إنّها تُخفي كلّ أموالها تحت... إنتظر... تحت فراشها. |
Cesaretini pek de iyi gizliyorsun. | Open Subtitles | شجاعتكَ تُخفي شئ فشئ |
O nedenle gerçek kimliğini onların göremeyeceği uzaklıkta saklamalısın, ama geri dönemeyecek kadar da uzak olmamalısın. | Open Subtitles | لذا، يجب أن تُخفي نفسك الحقيقية بما يكفي حتى لا يمكنهم رؤيتك ولكن ليس بعيداً بما يكفي ألا تستطيع العودة |
Normalde hiç giymediğin cübbenin altına bir sandviç sakladın... | Open Subtitles | تُخفي سندويشاً تحتَ رِدائِكَ الكَهَنوتي، الذي لَم تَرتديه من قَبل |
Eminim siz cepheden kaçan kaçakları saklayan ailelerden değilsinizdir. | Open Subtitles | أوقن أنّكن لستن ضمن الأسر التي تُخفي الذخائر عن المجهود الحربيّ |