Ve eğer bunun garip olduğunu düşünüyorsanız, bilmelisiniz ki bunun dört milyon kere izlenmiş üç saatlik versiyonu da var. | TED | وإن كنتم تظنون أن هذا غريب، عليكم أن تعرفوا أن هناك نسخة من ثلاث ساعات من هذا تمت مشاهدتها أربع ملايين مرة. |
üç saatlik sessiz durmanın üstüne lâf sokmalar. | Open Subtitles | ثلاث ساعات من الصمت المكتئب ومن ثمّ السخرية |
Yapacak işim yok, ben de her üç saatte bir elbiseleri deniyorum. | Open Subtitles | ليس لدي ما أقوم به, لذا كنت أجرب أحدها كل ثلاث ساعات. |
Öyleyse kamyonları bulup sınırı geçmeden durdurmak için üç saatimiz var. | Open Subtitles | حسناً، هذا يعطينا ثلاث ساعات لإيجاد الشاحنات ونوقفهم قبل الدخول للحدود |
Evetterday'in filosu, İngiltere'deki sis yüzünden üç saat geç kaldı. | Open Subtitles | و طائرات الأمس تأجلت ثلاث ساعات بسبب الضباب في إنجلترا |
Seçimlerin başlamasına üç saatten az kaldı... Müstakbel Başkan Bey. | Open Subtitles | سوف تبدء الانتخابات فى خلال ثلاث ساعات ايها الرئيس |
Bir böbreğin basılması yaklaşık yedi saat sürüyor, şu anda bu üç saattir çalışıyor. | TED | تستغرق طباعة الكلية حوالي سبع ساعات، إذا فهذه الكلية بعد مرور ثلاث ساعات فقط. |
Beşte seni almaya geleceğiz. Yani üç saatin var. | Open Subtitles | سوف نأتى إليك فى الخامسة سأمنحك ثلاث ساعات |
Mesaiden ayırdığım üç saatimi meme ameliyatı geçiren bir kadına yardım etmekle geçirdiğimi mi? | Open Subtitles | لقد قضيت ثلاث ساعات الذي إستأذنت بها من العمل للإعتناء بتلك المرأة صاحبة الثدي ؟ |
üç saatlik bir ameliyat geçirdiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعلمون أنه خضع لجراحة استمرت ثلاث ساعات. |
Tıp okurken üç saatlik uykuyla yaşamayı öğrendik. | Open Subtitles | في كليّة الطب، تعلمنا العيش على النوم ثلاث ساعات ليلاً والقيلولات الخاطفة. |
Bunca zaman kuyruk üç saatlik mesafedeymiş. | Open Subtitles | لا أصدق، أن الذيل طوال هذا الوقت كان يبعد ثلاث ساعات فقط |
- Başlangıçta üç saatte bir. - İyi. üç saatte bir. | Open Subtitles | ـ كل ثلاث ساعات في البداية ـ حسنًا، كل ثلاث ساعات |
İş başındaki bekçiye üç saatte bir 5 dakikalık tuvalet molası verilir. | Open Subtitles | الحارس مسموح له بدقيقتين حتى خمس دقائق لأستخدام المرحاض كل ثلاث ساعات |
Bugünlerde zaten pek uyuyamıyorum. Her üç saatte bir uyanıyorum. | Open Subtitles | لم أعد أنام كثيراً هذه الأيام، أستيقظ كل ثلاث ساعات |
Sınıra ulaşmak için, üç saatimiz kaldığı kanısındayım, belki daha fazla. | Open Subtitles | لنصل للحدود, علينا أن نصلها فى ثلاث ساعات. |
Pekala, burada üç saatimiz daha var ve sizinle bu saçmalıkları hem tartışıp hem de bunu kullanamam. | Open Subtitles | متبقي لدينا ثلاث ساعات ولا أستطيع القيادة والمجادلة معكم في آن واحد. |
İstesem de uyuyamam. üç saat içinde işte olmak zorundayım. | Open Subtitles | لا يمكنني النوم علي الذهاب الى العمل بعد ثلاث ساعات |
Çoğu cinayet, kaçırılmayı takip eden ilk üç saat içinde işlenir. | Open Subtitles | إحصائياً , معظم القتل يحدث في أول ثلاث ساعات من الإختطاف |
üç saatten fazla zamanını almamalı. | Open Subtitles | من المفترض ألاّ يستغرق أكثر من ثلاث ساعات |
Şansımız çok yaver gitti ama üç saatten az bir zaman kaldı. | Open Subtitles | صادفنا الحظ الجيد لكن هناك ثلاث ساعات متبقية |
üç saattir bu arabanın içindeyiz. Nerede bu yer? | Open Subtitles | نحن في هذه السياره منذوا ثلاث ساعات اين المكان ؟ |
üç saatin sonunda, rapper kariyerinden vazgeçip... kokain satmaya geri döndüm. | Open Subtitles | أنا جائع بعد ثلاث ساعات تخليت عن مهنتي بأن أكون مغني راب |
Çünkü üç saatimi internetten bu şeyin nasıl yapılacağını öğrenmeye harcadım. | Open Subtitles | لأنني قضيت ثلاث ساعات مواصل البحث بكيفية جعل هذه النفايات تجدي نفعاً |
- Geçen yıla göre daha tembeller. - üç saat daha var. | Open Subtitles | المعدل اقل من السنة الماضية فى ثلاث ساعات فقط |
Sizin en, en yakın arkadaşınızda üç saat sonra geri gelebilir. | Open Subtitles | صديقتك المفضلة المفضلة يمكن ان تأتي لك في غضون ثلاث ساعات |