"جالسين" - Traduction Arabe en Turc

    • oturup
        
    • oturuyor
        
    • oturmuş
        
    • oturuyorduk
        
    • otururken
        
    • oturuyoruz
        
    • oturan
        
    • Oturun
        
    • oturuyorlar
        
    • oturduk
        
    • oturuyordu
        
    • oturuyordunuz
        
    • oturuyorsunuz
        
    • Oturarak
        
    • kalkmayın
        
    Çocuğun sözde yatak odası olan yerde bir avuç hokkabaz, oturup çene çalıyor. Open Subtitles عنده حفنة من المهرجين يثرثرون بأفواههم وهم جالسين في ما يفترض أنها غرفته
    Biz iki salak 60 yaşına geldiğimizde hala burada oturuyor mu olacağız? Open Subtitles هل سنكون جالسين هنا عندما نكون في الـ60 من عمرنا مثل شخصان أحمقان؟
    Eğer bu bir porno film olsaydı, bir kayaya oturmuş sohbet etmezdik. Open Subtitles إذا كان هذا فلم إباحي, لن نكون جالسين على صخرة نجري محادثة.
    Jakuzide oturuyorduk ve dedi ki, "Baba, biz neden varız?" TED كنا جالسين في جاكوزي، عندما قال، "أبي، لماذا نحن موجودون؟"
    Şu kaplumbağa yarışlarının olduğu gece ikinizi barda otururken gördüm. Open Subtitles هيا ، ليلة السلاحف رأيت ، رأيتكما جالسين على البار
    Onun yerien, benzer bir şekilde, hepimiz bir tiyatro salonunda oturuyoruz, ama sisin ortasında herkes sadece bir yanındaki kişiyi görebiliyor. TED عوضاً، مجدداً، الأمر مثل أن نكون جالسين سوياً في مسرح، لكننا نستطيع فقط الرؤية وسط الضباب الناس من حولنا مباشرة.
    Sadece etrafta oturup onun bizi teker teker avlamasını beklemeyeceğiz. Open Subtitles لن نبقى جالسين وننتظر ذلك القرش يقتلنا واحداً تلو الآخر.
    Bir hafta sonra ortalık sakinleştiğinde, havuz başında oturup, mangırları bölüşeceğiz. Open Subtitles وبعد مرور أسبوع سينسى الأمر ونكون جالسين بحوض سباحه ونتقاسم المال
    MJ: Hikayemizi paylaşabiliyor olamamızın, hatta şu anda burda oturup birbirimize bakmanın TED م ج: ليس سهلا كما أعرف أن نتشارك قصتنا معاً ولو جالسين ننظر في عيون بعضنا الآن.
    Japon soyluları yerel çizimlerde olduğu gibi oturuyor yahut ayakta duruyorlar. Open Subtitles نبلاء يابانين مُكتشفين و هم واقفين و جالسين في تصرف مقترح من قبل رسومات محلية
    Sence o gece Meksika'da kapıyı açmasaydın şu an ikimiz bu uçakta birlikte oturuyor olur muyduk? Open Subtitles هل تتوقع اذا لم تفتح الباب فى ذلك اليوم فى المكسيك هل كنا سوف نكون جالسين هنا فى الطائرة الان؟
    Ön tarafta bir,iki,üç tane sandalyeye oturmuş bir iki üç kişi görüyorum TED أمامي هنا، لدي واحد، إثنين، ثلاثة أشخاص جالسين فوق واحد، إثنين، ثلاثة كراسي.
    Beyazların olduğu binanızda oturmuş duruyorsunuz. Ve siyahların da olduğu.. Open Subtitles جالسين هناً في برجكم العاجي وبرجكم الأبنوسي
    Sonra bir pazar akşamı bu odada oturuyorduk ve bana çok yumuşak bir edayla fısıldadı ben dünyadaki kimseye benzemiyordum insanlar beni asla anlamazdı. Open Subtitles ثم فى مساء احد اللآحاد كنا جالسين فى هذه الغرفه وهمس لى فى صوت خافض جدا
    Kanepede oturuyorduk ki bir çatırdama sesi duyduk. Open Subtitles كنا جالسين على الأريكة، ثم سمعنا صوت صرير.
    Oyuna bakmayacağım bile. Sadece onları masada otururken görmek istiyorum. Open Subtitles لن أنظر حتى للمباراة, أريد رؤيتهم جالسين على الطاولة فحسب
    Bir restoranda oturuyoruz ve Mike olayı konuşuldu... Open Subtitles لقد كنا جالسين فى مطعم و فجأة جاءت سيرة مايك فى الحديث..
    Ve işte burda karşılıklı oturan birinci ve ikinci oyuncular. TED ولدينا أحد اللاعبين وهنا الثاني جالسين قبالة بعضهما البعض.
    Lütfen yerlerinize Oturun ve uçuş boyunca yerinizden kalkmayın. Open Subtitles منفضلكمإلزموامقاعدكموابقوا جالسين طوال مدّة الرحلة
    Fazlasıyla güzel iki kişi bir kafede tek başlarına hiç konuşmadan oturuyorlar. Open Subtitles إثنان من أجمل الناس .جالسين في مقهي بلا شئ يقولانه مطلقا
    Stüdyo ile masaya oturduk, yapımcılar, senarist, bana geldiler ve "Shekhar ne düşünüyorsun?" TED كنا جالسين إلى الطاولة في الاستوديو مع المنتجين والكاتب، وسألوني، "شيكار، ما رأيك؟"
    ! Birileri bizim locamızda oturuyordu da. Open Subtitles حسنا ، هناك بعض الاشخاص جالسين في مكاننا
    Hatırladım. Siz mavi battaniyenin üstünde oturuyordunuz. Open Subtitles نعم، أتذكركم جميعاً كنتم جالسين على بطانية زرقاء
    Neden hepiniz oturuyorsunuz? Maç başlamak üzere. Open Subtitles لماذا أنتم جالسين هنا و المباراة على وشكِ أن تبدأ.
    Dünya çapında insanların öfkeli, endişeli şekilde sürerken içinde Oturarak harcadıkları milyarlarca ve hatta trilyonlarca saate zaten baktık. TED ونحن بدأنا النظر في المليارات أو حتى تريليونات ساعات في جميع أنحاء العالم التي يظل الناس جالسين في السيارات ،ويقودون باحباط وقلق .
    Lütfen uçak tamamen durana kadar yerlerinizden kalkmayın. Open Subtitles رجاءاً, إبقوا جالسين لحين توقف الطائرة تماماً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus