"جدال" - Traduction Arabe en Turc

    • tartışma
        
    • kavga
        
    • tartışmak
        
    • tartışmaya
        
    • tartışmayı
        
    • tartışmadan
        
    • şüphe
        
    • argüman
        
    • münakaşa
        
    • karşı
        
    • tartışmanın
        
    • konuda
        
    • tartışması
        
    • tartışmasız
        
    • tartışılmaz
        
    Bana bugün Bayan Calder ile bir tartışma yaptığın söylendi. Open Subtitles قيل لي بأنك دخلت في جدال مع السيدة كالدر اليوم
    Babama hastanedeki devriyesinde yardımcı oluyordum ve bir tartışma yaşadık. Open Subtitles أنا كنت أساعد أبي في ذهابه للمستشفى وحدث بيننا جدال
    O adamla tartışmaya ve kavga etmeye başlamışlar. Open Subtitles ودخل في جدال مع الرجل الآخر ثم اشتبكا معاً
    Boş yere tartışmak yerine, bağışta söyleyeceğimiz düeti prova etmeye ne dersin? Open Subtitles ماذا لو نستبدل جدال لا فائدة منه بالتدرب على غنائنا الثنائي للحفل
    Kafaları patlıyor." Bir tartışmaya girmenin sebebi rakibinizi nakavt edecek kadar güçlü olmasıdır. TED رؤوسهم ستنفجر. الفكرة هو أنك تحصل على جدال هذا قوي بأنه سيقرع خصمنا
    Sen--sen her davayı kazanmayı umursarsın, her oyun, her tartışmayı. Open Subtitles فأنت تحبّ كسب أيّ قضية وأيّ لعبة ، وأيّ جدال
    Bu sürekli bir içsel tartışma, arabuluculuk yapacak kimse yok. TED إنه جدال داخلي مستمر، ولايوجد أحد ليحّكم في الأمر.
    Hastane, sigorta yetkilisi ve işverenim ile uzun ve tatmin etmeyen bir tartışma yaşadım. TED دخلت في جدال طويل وغير مُرضٍ مع المشفى، وشركة التأمين ومديري.
    Ve bir tartışma vardı. Köleleri kullanmayı bırakmalı mıyız? TED وكان هنالك جدال . هل يفترض أن نتوقف عن إستخدام العبيد ؟
    Aslında gelişme konusunda bir tartışma yok, eğer onun maliyetini göz ardı edersek. TED ليس هناك بالفعل أي جدال حول التقدم، إن خصمنا كلفة ذلك.
    Şimdi bu birçok duygusal ve kızgın söyleme sebep olan bir tartışma. TED الآن، هذا محور جدال انشأ الكثير من المشاعر والاستنكار الغاضب.
    Önemşi değil, , babamla küçük bir tartışma yaptık. Open Subtitles انة لا شيءُ، فقط كَانَ عِنْدي جدال بسيط مَع أبي.
    Yağmur yağdı ve liseden şu rahatsız edici tip ortaya çıktı, ve kavga ettik. Open Subtitles أنها أمطرت، وشخص مزعج ،من أيام الثانوية ظهر لنا . و خضنا في جدال
    Bir dahaki sefer, söz veriyorum, "kavga" yerine "münakaşa" kelimesini kullanacağım. Open Subtitles إسمعي، في المرّة القادمة، أعدكِ، سأستخدم كلمة "جدال" بدلاً من "شجار".
    Herkes şunu iyi bilmeli, tartışmak yok. Herkese eşit pay! Open Subtitles كل شخص سيحصل على شيء بدون جدال سنحصل جميعا على أنصبة متساوية
    Ve bu daha sonra görülmemiş ve beklenmedik ahlaki bir tartışmaya yol açtı. TED و هذا قد أدى إلى جدال غير مسبوق و غير متوقع جدال أخلاقي.
    Sizi, faydacılığın, etik teoriler hakkında düşünmek için doğru bir çerçeve olmadığına ikna etsem, ne kazanırım? Bir tartışmayı kazandığımızda ne kazanırız? TED ماذا أكسب إن أقنعتكم أن مذهب المنفعة ليس حقاً الإطار الصحيح للتفكير في النظريات الأخلاقية؟ فما الذي نجنيه عندما نكسب جدال ما؟
    Cordy, lütfen bir kez olsun söylediğimi benimle tartışmadan yapar mısın? Open Subtitles لمرة واحدة هل تفعلين ما أقوله لكِ بدون جدال ؟
    Başından büyük işlere kalkıştığına şüphe yok. TED ولا جدال في أنّ تأثيره يفوق حجمه الفعلي
    Artık onu kabul ettin, benden daha fazla argüman duymayacaksın. Open Subtitles حسناً, والآن بما أنك قبلت عرضه, فلن تسمعي أي جدال آخر مني
    Bahane yok, münakaşa yok, Bay Burroughs, sadece 450 dolar. Open Subtitles لا مماطلات, ولا جدال, انها مجرد 450 دولار
    Doğru söylüyor. Biraz kasıntı olsa da matematiğine karşı çıkamazsın. Open Subtitles أنه محق برغم أسلوبه المحبط لكن لا يمكنكما جدال حساباته
    Şimdi onları hepimizin anlaşıldığı acının olmadığı tartışmanın olmadığı bir yere götürüverelim. Open Subtitles الان لنأخذهم الى مكان حيث كلنا يمكن ان يتم فهمه حيث لايوجد الم لا جدال
    "Slytherin büyüklüğe giden yolu gösterecektir, bu konuda şüpheniz olmasın..." Open Subtitles وسلذرين سيعاونك على بلوغ تلك العظمة لا جدال في ذلك
    Jack, sen ve ben katılacağız. Bunun tartışması olmayacak. Open Subtitles وسنذهب أنا وأنت هناك لا جدال في هذا
    Durum tartışmasız, şüphe götürmez, birinci sınıf bir intihar gibi göründüğünde muhtemelen değildir. Open Subtitles عندما يبدو مثل إنتحار من الدرجة الأولى, جليّ, لا جدال فيه, من المحتمل أنه ليس كذلك.
    Yine de, İngiltere'nin üstünlüğü tartışılmaz. Open Subtitles على أية حال، ليس هناك جدال في تفوق الإنجليز

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus