İçinizden kim adamotu kökünün özelliklerini biliyor? | Open Subtitles | من منكم يمكن أن يخبرني عن خصائص جذر اللقاح؟ |
Belki de Meatlug'un taşla beslenmesi onu ejderha kökünün etkisine karşı duyarsız yapıyor. | Open Subtitles | ربما النظام الغذائي لميتلوج الصخور يجعلها في مأمن من تأثير جذر التنين |
Başka bir deyişle, şuradaki ilk bir kaç cümle, bunun bir üzüm bitkisi olduğunu düşünürsek: kök yap, dal yap, çiçek aç gibi şeyler. | TED | بعبارة أخرى ، الجملتين الأولى هنا لو افترضنا ان هذا الجينوم خاص بنبتة العنب اصنع هنا جذر ، وهنا فرع ، وكوّن هنا زهرة |
Eminim siyah sakız kökünü içeriğine bakmak için almıştır. | Open Subtitles | أنا متاكدة انه اشترى جذر الصمغ الأسود ليبحث في خصائصه الطبية |
Yani bu kökten, yanındaki ağacın köküne sinyal geçişi böyle oluyor. | Open Subtitles | ... هذا ارسال للإشارة من هذا الجذر الى جذر الشجرة التاليه |
Bize söylenen kişi olmadığımız inancına ekilmiş bir kökten filizlendik. | TED | نرسخ من جذر زرع على الإعتقاد بأننا لسنا ما سمينا به. |
Ama Paige'in oğacın kökünde ölmesi orada kurban edilmesi nemetona güç verdi. | Open Subtitles | ولكن قتل "بيج" فوق جذر الشجرة والتضحية بها هناك، أعطى القوة للـ"نيميتون" لقد أعطيته القوة مرة أخرى |
O zaman ne yaptığını bilmiyordun ama Paige'i ağacın köklerinde öldürmek onu orada kurban etmek, Nemeton'a güç verdi. | Open Subtitles | لم تكن تعلم ما كنت تفعله حينها ولكن قتل "بيج" فوق جذر الشجرة والتضحية بها هناك، أعطى القوة للـ"نيميتون" |
Bilim insanları laboratuvarda, yapay ortamda bir çam fide kökünün başka çam fide köküne karbon geçirebildiğini keşfetti. | TED | كما ترون، اكتشف العلماء للتو في المختبر، في القوارير أنّ جذر شتلة واحدة من الصنوبر يمكنها أن تنقل الكربون إلى جذر شتلة أخرى من الصنوبر. |
Tamam, sadece domuz ayağına ihtiyacımız olacak,orada adamotu kökünün yanında. | Open Subtitles | حسنا، نحن بحاجة فقط أقدام الخنازير " هناك من جذر اللفاح. |
Ben her zaman şuna inanırım, iyi bir şeyler yaptığınızda bu size biraz ağırlık verir böylece, dünyaya kök salarsınız, anlıyor musunuz? | Open Subtitles | ولطالما أعتقدت , أن عندما تعمل شئ صح فأنها تعطيك ثبات قليل حتى تشعر بأن لك جذر فى الأرض الأمان , والثبات |
kök 2 veya pi gibi numaralı karekök odalarda konuklar ikram tatlı bekler. | TED | وغرف أرقامها جذور تربيعية ، كالغرفة جذر 2 والغرفة رقم π حيث سيتوقع الزبون أن يحصل على تحلية مجانية. |
Belki hamile kadınlara yapılan saldırılarda kediotu kökünü araştırırsak karavanda bir şey bulabiliriz. | Open Subtitles | حسناً ربما لو تتبعنا الهجمات المماثلة "على نساء حوامل بمخدر "جذر حشيشة القط ممكن أن نجد شيئا علي علاقة بالموضوع |
Sinir kökünü mü kestin? | Open Subtitles | هل قمت بقطع جذر العصب؟ |
Ama problemin köküne inmeniz lâzım. | Open Subtitles | لكن عليكم معرفة ما جذر هذه المشكلة |
Ama altı yıl sonra bugün, tek bir kökten çekirdek DNA'sı elde edilip çoğaltılıyor ve inceleniyor. | Open Subtitles | بالضبط , والآن بعد ستة سنوات الحمض النووي يسحب من جذر شعرة واحدة ويضاعف ويحلل |
Brown Dagindaki olaylarin kökünde... ..genelde uzayli bir unsur oluyor. | Open Subtitles | جذر "العديد" من المؤامرات المعقدة في جبل براون وعادة ما يكون عنصر فضائي. |
Diş kökünde Japon yapıştırıcısı var. | Open Subtitles | هناك صمغ قوي على جذر السنّه |
- Avcı Ulu Ağaç'ın köklerinde dolaşınca çok öfkelendi. | Open Subtitles | علِق في جذر الشجرة العظيمة فانتابه الغضب |
Dagur ejderhalar birbirlerine saldırsın diye arenaya ejderha kökü koymuş. | Open Subtitles | داغر وضع جذر التنين في الحلبة لذلك فالتنانين تهاجم بعضها |
Ama biz nörolojik olarak yaratıcı dehanın kökenine inmek istiyoruz. Ve bu yöntemlerle hedefimize yaklaştığımızı düşünüyorum. | TED | ولكنا اصبح لدينا جذر لمفهوم الابداع .. عصبياً واعتقد انه بهذا النمط سوف نصبح قريبين من تحديده تماما |
Bu şekilde değil. Istediğin gibiydi, bebeğim. Bütün şeytanca kökler. | Open Subtitles | هذا متصل بذاك , جذر كل شر أيذكرك هذا بشيء ما ؟ |