Bu yüzden, kadınlara ulaşmak için özel bir kampanya tertipleyeceğim ki yer alabilsinler, ki böylece sürecin bir parçası olabilsinler. | TED | من الممكن أن أبتكر حملة معينة خاصة لتوعية النساء لأتاكد من قدرتهن على المشاركة، وأن يكنّ جزءً من العملية الانتخابية. |
Ve meydana gelişinde bir parçası olmak istediğiniz toplulukla ilgili düşünmenizi istiyorum. | TED | وأريدكم أن تفكروا في المجتمع الذي تريدون أن تكون جزءً من صنعه |
Evet, oldu ve sahnede komedinin bir parçası olmak hoş bir şey değildi. | Open Subtitles | نعم,هذا ماحدث,ولم يكن أمراً مبهج أن تكون جزءً من عرض كوميدي على المسرح. |
Günah haftamız sadece beni ikna etme planının bir parçasıydı. | Open Subtitles | وأسبوع الخطيئة الذي قضيناه معاً كان جزءً من خطته لإقناعي |
Belki bir şeyi yanlış duydun ya da konuşmamızın sadece bir kısmını duydun ve-ve yanlış anladın. | Open Subtitles | لعلّكِ فهمتِ شيئاً على نحو خاطيء أو سمعتِ جزءً من المُحادثة فحسب و أساءتِ فهم الأمر |
Sanat eserim bir gün kaybolacak, şu an İbrahim amcanın evinin önünde birisi, evine ikinci bir kat ekliyor. Yani projenin bir parçasını kapatıyor ve geri dönüp üzerini boyamam gerekecek. | TED | في نقطة ما، ستختفي تلك القطعة الفنية وستتلاشى، وفي الواقع هناك شخص يبني طابقًا ثانيًا قبالة منزل العم إبراهيم، وبهذا سيغطي جزءً من الرسم، لذا فربما علي أن أعود لأعيد رسمه. |
Kan gruplarımız aynı. Bu bana karaciğerinden bir parça verebilirsin demek. | Open Subtitles | لدينا نفس الفصيلة، ما يعني أنّه يمكنكَ منحي جزءً من كبدكَ |
Büyükbabanızın, hayatımızın bir parçası olma şansı vardı ve o olmamayı seçti. | Open Subtitles | اتيحت لجدك فرصة ليكون جزءً من عائلتنا ولقد اختار بأن لا يكون |
Onun hakkında hatırladığım tüm şey, bir kahvaltının parçası olduğuydu. | Open Subtitles | كل ما اتذكره عنه انه كان جزءً من طعام الفطور |
Sistemi öyle bir bozduk ki, artık kimse parçası olmak istemiyor. | Open Subtitles | لقد أحرجنا النظام ولا أحد يريد أن يكون جزءً من هذا |
Burada olduğum ve bu özel olayın parçası olduğum için. | Open Subtitles | أن أكون هنا وأن أكون جزءً من هذا اليوم الميمون |
Hal böyleyken buradaki mevcudiyetimin geçmişin bir parçası olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | وأنتِ تعرفين ما سيجعل وجودي هنا يُصبِح جزءً من الماضي |
O gece anlamlı olan her şeyin bir parçası olmazdın. | Open Subtitles | وما كنتِ لتكوني جزءً من كل ما عنته تلك الليلة |
Ya yedek planın parçası olursun ya da burada kalırsın. | Open Subtitles | أما أن تكوني جزءً من هذه الخطة أو تبقين هنا |
İnsan ilişkileri yaratmada ya da bunun bir parçası olmada acizim. | Open Subtitles | أنا عاجزة عن خلق أو أن أكون جزءً من علاقة إنسانية. |
Buradaki işimizin bir parçası olmana izin verdim. Değil mi? | Open Subtitles | وإني أسمحُ لكِ بأن تكونين جزءً من عملنا هنا، صحيح؟ |
Dünya üzerindeki tüm insanlar tek bir devasa organizmanın parçası olacaklar. | Open Subtitles | كل إنسان على كوكب الأرض سيكون جزءً من كائن عملاق واحد. |
Ama şunu bilmeli ve inanmalıyız ki, bir çözüm var, bu çözümün bir parçası olmak bizim görevimiz. | TED | لكن دعونا ننتبه ونقتنع بوجود حل. وبواجب أن نكون جزءً من هذا الحل. |
Okul, çeyizimin bir parçasıydı. Demem o ki onu da alacağım. | Open Subtitles | المدرسة كانت جزءً من أملاكى لذلك سأستردها |
Eskiden İtalya'nın bir parçasıydı, sanırım. | Open Subtitles | في الحقيقة كانت جزءً من ايطاليا على ما اعتقد |
Ne zaman hayatımın bir kısmını elime alsam diğer kısmı elimden gidiyor. | Open Subtitles | في كل مرة أشعر بأنني أمسكتُ زمام أمور جزءً من حياتي جزءٌ آخر يقع |
Hayatta kalmak için başka bir insanın bir parçasını yiyecek olsanız, neyi yerdiniz? | Open Subtitles | إذا كان عليكم أن تأكلوا جزءً من جسد شخص للبقاء حياً أي جزء ستأكلون ؟ |
Bir gün karım, elinde bıçakla yanıma geldi. Kurt da kolundan kocaman bir parça kopardı. | Open Subtitles | عندما هاجمتني زوجتي بالسكين، لقد ألتهم جزءً من ذراعها. |