"جليّ" - Traduction Arabe en Turc

    • belli
        
    • bariz
        
    • ortada
        
    • apaçık
        
    O seni günlerdir arıyor. belli ki seninle konuşmak istiyor. Open Subtitles إنها تحاول الاتصال بك دون جدوى، جليّ أنها تريد التحدث
    Leela, ben bu dünyayı anlamıyorum, ama belli ki sen anlıyorsun. Open Subtitles أنصتي يا "ليلا"، لا أفهم هذا العالم ولكن جليّ أنك تفهمينه.
    belli ki bu işin içinde değilsin. Ne iş yapıyorsun? Open Subtitles جليّ أنكِ لا تشتغلين بالميدان ماذا تعملين؟
    Tamam, anladım. Bu çok bariz oldu. Tüm duymak istediklerim bunlardı. Open Subtitles حسنٌ قدّ فهمت ، هذا صاخب و جليّ هذا كل ما أحتاج إلى سماعه.
    Bence bir şeyler sakladığın apaçık ortada. Open Subtitles جليّ إليّ أنّك تخفي أمرًا، وكما أتحكّم بوجودك هنا
    Senin hiç, çadırdan çadıra sürüklenen toplantılara katılan, eğitimsizler için dua edeceğine onları avlamaya çıkmış her tür evangelisti dinleyen, yapayalnız ve şaşkın bir vaizin oğlu olmadığın çok belli. Open Subtitles هذا جليّ أنكَ لم تكن ابن واعظ يُجرّ من خيمة إلى خيمة، ذاهباً إلى الاجتماعات، يسمع كل أنواع الانجيليين يفترسون الأميّين،
    Varildeki kızlar davası hakkında konuştuğunuz belli. Open Subtitles جليّ أنّكما كنتما تناقشان قضيّة فتيات البراميل
    Önemli gelmedi. Kızları onun kaçırmadığı belli. Open Subtitles لم يبدُ الأمر مهمّاً، جليّ أنّها لم تختطف الفتاتين
    Masa başı işinde çalıştığın belli. Ellerin pek narin. Open Subtitles جليّ أنّ عملكَ مكتبيّ فيداكَ ناعمتان جدًّا
    Pek kimseyi davet etmem buraya. Bir şeylerin üzerini kapamaya çalıştığım çok belli oluyordur. Open Subtitles نعم، لا أسمح بدخول الكثيرين إلى هنا، جليّ أنّي أفرط في التعويض عن شيء ما
    belli ki oğlum bir hata daha yapmadan önce birinin devreye girmesi gerekiyor. Open Subtitles جليّ ضرورة التدخل قبل أن يقدم ابني على غلطة أخرى.
    belli ki unuttuğun bir şey. Open Subtitles جليّ أنك قد نسيتِ ذلك أقوم بأمور كثيرة موضع شك
    belli ki başka düşüncelerin var. Open Subtitles جليّ أن القصة تنطوي على المزيد سيثار فضول الناس
    - belli ki bir şey istiyorsun. Beni görmek için bahane üretiyorsun. Open Subtitles جليّ أنّكَ تريد شيئًا، لا تنفكّ تختلق المبرّرات للقائي
    belli ki burası onun için özel bir yer. Binada saklanıp onu bekleyebilirsin. Open Subtitles جليّ أنّ لهذا المكان منزلة خاصّة عنده، يمكنكَ مراقبة المبنى وانتظاره
    cok bariz yani! Open Subtitles ذلك جليّ للغاية
    Herkes Silas konusunda endişeli ama tüm bunlar için bariz bir çözüm var. Open Subtitles الجميع قلق حيال (سايلس) بينما ثمّة حلّ جليّ للأمر برمّته
    Çok bariz. Open Subtitles -لأن هذا جليّ .
    Kızımın kaderini seninkine mahkum etmeyeceğim özellikle de ortada malum bir alternatif yol varken. Open Subtitles لن أحكم عليها بمصيرك، ليس وهنالك بديل جليّ جدًّا.
    - Kabak gibi ortada, kurtulalım şundan. Open Subtitles الأمر جليّ للغايّة ، فلنجري تلك الجراحة
    Cesedin atıldığı apaçık ortada. Open Subtitles جليّ أنّه مكان ملائم للتخلص من جثّة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus