| Müteveffa oğlumuz, Giles, tek çocuktu, güzel, mutlu bir bebekti. | TED | رزقنا بعد مدة بابن وحيد هو جايلز، كان جميلا ومرحا. |
| Ama bütün o hayal kırıklıklarına rağmen güzel olabileceğine yine de inandım. | TED | ولكن حتى عبر كل الإحباطات، لازلت أعتقد أن الأمر يمكن يكون جميلا. |
| İmzalayacak. Hadi bakalım Rodya, bize güzel bir Raskolnikov yazıver. | Open Subtitles | سيوقعه لك فورا والان راسكولنيكوف, شخبط لهم هنا توقيعا جميلا |
| Ama seni uyarmalıyım annen hakkında söyledikleri hiç de hoş değil. | Open Subtitles | ولكن يجب ان أحذرك ما تقوله المذكرة عن امك ليس جميلا |
| Çok güzeldi. | Open Subtitles | هو وزوجته الجميلة, شيرلي. كان ذلك جميلا ً. |
| Ne harika bir gün. harika bir gün, değil mi, Bay Güneş? | Open Subtitles | يا له من يوم جميل أليس يوما جميلا يا سيد شمس ؟ |
| Sonradan gelecek bir miktar yağmur haricinde güzel bir gün olacak. | Open Subtitles | سيكون يوما جميلا بغض النظر عن هطول قليلا من المطر لاحقا |
| Bizim de güzel evlerimiz oldu. Ama içlerinde uzun süre oturamadık hiç. | Open Subtitles | إن لي منزلا جميلا أيضا لكننا لن نبقي به طويلا , لذلك |
| Ve gerçekte ne kadar güzel olduklarını. ve saklanmanın ve yalan söylemenin gereksizliğini. | Open Subtitles | وكَمْ يبدو هذا جميلا حقاً حيث ليس هناك حاجة لإخفاء شىء أَو الكَذِب |
| Tabii ki burası harikaydı. Ama gerçek dünya da güzel. | Open Subtitles | بالتأكيد كان جميلا هنا لكن أنا أحب العالم الحقيقي أيضا |
| harika, ne kadar güzel bir memleketin varmış. - Destek çağıralım mı? | Open Subtitles | يبدو مكانا جميلا الذي اتيت منه, في الجنوب اعلينا ان نطلب الدعم؟ |
| Evet, çok güzel, çok güzel bir rüyaydı sonra da geri dönmeniz gerekiyordu. | Open Subtitles | ايفا : نعم ، كان حلما جميلا للغاية . ثم عليك أن ترجع |
| Ölüm hakkındaki güzel şeylerden biri de... her günün güzel görünmesidir. | Open Subtitles | أحد أجمل الأمور بشأن الموت هو أن كل يوم يبدو جميلا |
| Rasila, altın, benim Leela'mı güzel gösterir, öyle değil mi? | Open Subtitles | راسيلا ، سيكون الذهب جميلا على ليلا ، صحيح ؟ |
| Bu da görülmesi çok hoş bir şey değil, ve ben bunu gördüm. | TED | لم يكن هذا أمرا جميلا يمكن رؤيته، لكنني رأيته. |
| - Oyum. Seni peruğun yokken tanıyamadım. O peruklarla çok hoş oluyorsunuz. | Open Subtitles | لم أتعرف عليك بدون الشعر المستعار يبدو شكلكم جميلا بالشعر المستعار |
| Biliyorum iyi değildi. Ama çok güzeldi. | Open Subtitles | أعلم أنني عملت نداء خاطئ لقد كان جميلا جدا |
| Gerçekten güzeldi. Gerçi zavallı Catherine. | Open Subtitles | كان هذا جميلا اننى اشفق على كاثرين المسكينة |
| Harbor Okulu spor salonlarının zeminini yeni bitirdi. harika olmalı. | Open Subtitles | مدرسه هاربور افتتحت نادي جديد من المفترض ان يكون جميلا |
| Bu robotu yapmak için para da aldık -ki bu iyi oldu. | TED | لذلك انهينا جلب الاموال لصنع هذا الروبوت , الامر الذي كان جميلا |
| Şu anda açıyor olduğu çekmecenin içinde gayet tatlı bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | مهما كان الدرج الذى يدعبث فيه فالمهم ان يكون فيه شيئا جميلا |
| Bilmeni isterim ki bu saçlarla gerçekten çok şirin gözüküyorsun. | Open Subtitles | أريدك أن تعلمي أنني أظن أن شعرك يبدو جميلا. |
| Çok tatlıydı, fakat tutuklusun. Seni içeri almam gerek. | Open Subtitles | كان هذا جميلا, لكن انت تحت الاعتقال يجب ان أخذك |
| O zaman 10 yaşlarındaydım ve test sürücüsü olmanın havalı bir şey olduğuna karar verdim. | TED | وقررت وكنت في العاشرة من عمري حينها انه سوف يكون شيئا جميلا لو اصبحت قائد اختبار المركبات. |
| - Tanıştığımıza memnun oldum. Memnun oldum. Eviniz çok güzelmiş. | Open Subtitles | من الجميل مقابلتك , أنت تملك بيتا جميلا أشكرك |
| Veri güzeldir. Acaba kendi beğenilerimi güzel yapabilirmiyim. | TED | وأتساءل عما إذا كنت أستطيع أنّ أجعل نفسي أبدو جميلا. |
| Broşürleri dağıtman için sana iş teklif etmeleri çok hoştu. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كان جميلا عرض وظيفة توزيع المناشر. |
| Uğraman çok iyi oldu. Belki başka bir zaman görüşürüz! | Open Subtitles | لقد كان جميلا منك أن تتوقف ربما يمكننا أن نفعلها فى وقت آخر ؟ |