Sürekli artan bir tutkuyla sonuna kadar savaştı. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadelede yalnızca hükümet yetkililerinin dürüst olmasının yetmeyeceğine vatandaşların da seslerini duyurmak için kenetlenmesi gerektiğine inanıyordu. | TED | لقد حارب حتى النهاية، بعاطفة جياشة في مكافحة الفساد والفقر، لا يلزم فقط أن يكون المسئولون الحكوميون صادقين، يجب على المواطنين أن يساندوا بعضهم لجعل أصواتهم مسموعة. |
"yardımci pilotu kurtarmak için büyük mücadele verdi... ama o yılmadı ve arkadeşlarına destek ulaştırmak için ölümle savaştı. | Open Subtitles | فى ساعة الأزمة ، أعفى مساعده لكنه حارب موتا بينما واصل إسقاط الإمدادات |
Oyun oldukça basitti: Gizli bir kimlik edin, müttefiklerini topla, kötü adamlarla savaş, güç kaynaklarını aktif hale getir. | TED | كانت اللعبة بهذه البساطة: اتخذ هوية سرية.. جنّد حلفاء لك حارب الأشرار .. فعّل نقاط القوة |
Babam Amerikalıydı. O savaş sırasında İngiltere'deymiş. | Open Subtitles | لنرى ، كان والدى أمريكياً حارب كطيار مع الإنجليز إبان الحرب |
Ama bu eşkıyalar, onlara karşı savaşmış olan bu adamın peşine düştüler. | Open Subtitles | وهؤلاء المحتالين ذهبوا للضابط الذي كان قد حارب ضدهم في أيام الحرب |
Yoldaş Manganiello, ya Dövüş, ya da yenil. | Open Subtitles | الرفيق مانغانيليو حارب أو تكون مهزوما |
Hayır, kendisi İkinci Dünya Savaşı'nda savaşan birini bir filmde canlandırdı. | Open Subtitles | لا ، هو مثّل فيلماً حارب فيه في الحرب العالمية الثانية |
Vücuduna binlerce yara almışken geri dönmeyeceğine and içtiği için tek başına savaştı. | Open Subtitles | ينزف من آلاف الجروح، حارب وحده، لأنه أقسم على عدم التراجع |
İkinci Dünya Savaşı'nda zorbalığa karşı savaştı. | Open Subtitles | حارب بالحرب العالمية الثانية, الحرب ضد الضغيان |
Kraliyet Hava Kuvvetleri, Hitler'in Manş Denizinin semalarına hakim olma hırsına karşı cesurca savaştı. | Open Subtitles | السلاح الجوي البريطاني حارب بشجاعة ضد طموح هتلر للسيطرة علي القناة |
Kraliyet Hava Kuvvetleri, Hitler'in Manş Denizinin semalarına hakim olma hırsına karşı cesurca savaştı. | Open Subtitles | السلاح الجوي البريطاني حارب بشجاعة ضد طموح هتلر للسيطرة علي القناة |
AchiIIes, savaş tarihinin en duyarIı savaş makinesidir. | Open Subtitles | أكيلا.. المفرط الحساسيه للغايه حارب بشكل آلى فى تاريخ الحروب |
Achilles, savaş tarihinin en duyarlı savaş makinasıdır. | Open Subtitles | أكيلا. . المفرط الحساسيه للغايه حارب بشكل آلى |
Orman için savaş, Agito! | Open Subtitles | ارسل بعض الجنود لمراقبته ومنعه من الغضب حارب أجيتو حارب من اجل الغابة |
Romalıların deyişiyle, Barbarlarla, savaş halindeydi. | Open Subtitles | حارب حشوداً من الدّخلاء. بربر، كما أطلق عليهم الرّومان. |
Makinelerle savaşmış ve kaybetmiş biri olarak şunu söylemek istiyorum, bu harika bir haber. | TED | وكشخص حارب ضد الآلة وخسر، أنا هنا لأخبركم أن هذه أخبار رائعة جدًا. |
d Şampiyonlar ve idoller rakipleri yere sererler d d Ölümüne savaşırlar d d Ünvanı kazanana kadar d d savaş bitene kadar durmayacaklar d d savaş kazanılır, gümbürtü kazanılır d d Dövüş nasıl bu kadar iyi hissettirebilir ki? | Open Subtitles | - ♪ الابطال والقاده يستطيعوا هزيمه أى منافس ♪ ♪ حارب 'من أجل البقاء ♪ ♪ حتى لو يفوزوا باللقب ♪ |
Steve Bolsin ile konuştum, İngiliz bir doktor, bebekleri öldüren tehlikeli bir cerraha dikkat çekmek için beş yıl boyunca savaşan doktor. | TED | تحدثت مع ستيف بولسن، الطبيب البريطاني، الذي حارب لمدة خمس سنين ليجذب الإنتباه إلى جراح خطر كان يقتل الأطفال. |
Başla! | Open Subtitles | حارب! |
Vietnam' da savaştığını biliyordum, ama hiç bahsetmemişti. | Open Subtitles | أعرف أنه حارب في فيتنام لكنه لم يذكر شيئاً عنهم |
Kanan Goa'uld ile her birinizin yaşından daha uzun süredir savaşıyor, ama siz "ortakyaşam" sözünü ağzınızdan tükürür gibi, iğrenç bir mahluktan bahseder gibi söylüyorsunuz. | Open Subtitles | لقد حارب كاينين الجواؤلد اكثر مما حيِيتُم و فوق ذلك، انتم تنطقون كلمة متكافل كأنكم تتحدثون عن طفيلي |
Evet. Önceden Küba'daymış, savaşta. | Open Subtitles | لقد حارب أثناء أزمة خليج الخنازير في كوبا |
O, seni kurtarmak için her şeyiyle dövüştü. | Open Subtitles | لقد حارب مضحيا بكل ما يملك من قوة لكي ينقذك |
Hem de son ana kadar, sokağımızın başına gelene kadar savaşmıştı. | Open Subtitles | لقد حارب حتى النهاية, وصولاً إلى زاوية شارعنا |
İnsanlar kötü adamlara karşı savaşırken birbirlerine yardım etmekten zevk duyar. | Open Subtitles | الناس الذي يصبحون ركلة خارج مساعدة بعضهم البعض حارب الرجال السيئين. |
Vic Bedford da askerdi. O savaşıyordu. Cesurdu. | Open Subtitles | فيك بيدفورد كان جنديا , و قد حارب بشجاعة |
1995 yılının yazında beş gün boyunca Şikago aşırı sıcaklarla mücadele etti. | Open Subtitles | حارب الناس في شيكاغو ولمدة خمسة أيام متواصلة من شهر يوليو من عام 1995 درجات حرارة فاقت المائة درجة. |
Atalarımızın uğruna savaştığı siyasi bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık olmadan bir anlam ifade etmiyor. | TED | الحرية السياسية التي من أجلها حارب أسلافنا لا معنى لها من دون الحرية الاقتصادية. |