Büyük bir kahraman olmak için bekleyemeyeceğim. | Open Subtitles | لا يمكنني الإنتِظار حتى أصبح بطلا كبيراً جداً. |
Ve her birinizin hayatının bir parçası olmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | و لا أستطيع الإنتظار حتى أصبح جزءا من حياة كل فرد هنا |
Ama korktun ve onu kendinden uzaklaştırdın ve sonra da kaçtın ve çok geç olana kadar da kaçmaktan vazgeçmedin. | Open Subtitles | لكنك كنت خائفاً , لذا فقد دفعتها جانباً وبعدها ركضت ولم تستطيع التوقف عن الركوض حتى أصبح الوقت متأخراً للغاية |
ta ki 108 kg. olana dek." "Kendisi bugün, burada bizimle..." | Open Subtitles | حتى أصبح وزنه 107 كيلوجرام، وهو هنا اليوم محاولاً أن يتغلّب علينا |
1 yaşına gelene kadar torundan da haberimiz yoktu. | Open Subtitles | لم نعلم عن وجود حفيدنا حتى أصبح عمره عاما كاملا |
Duygusal olarak virane oluncaya kadar mutusuzluğumun beni yemesine izin verirdim ve tamamem yaratıcı olarak can çekişirdim. | Open Subtitles | منغمساً ذاتياً، تاركاً بؤسي يهلكني، حتى أصبح محطّم عاطفياً، محتضراً تماماً |
Öyleyse bu yüzden içiyorsun ve gittikçe şişmanlıyorsun ta ki yüzün beni iğrendirene dek, salgın bir hastalık gibi, tıpkı cüzam gibi. | Open Subtitles | و هذا هو السبب الذي يجعلك تثمل و تزداد وزنا يوما بعد الآخر حتى أصبح وجهك يثير اسمئزازي و كأنك تحمل مرض معديا أو جُذاما |
Ben hamile kalana kadar yasak meyveye dokunmak yok. | Open Subtitles | ممنوع لمس المنطقة المحرمة حتى أصبح حاملاً |
Yalnız olduğu ana kadar bekledim. | Open Subtitles | وانتظرت حتى أصبح وحيدًا |
Hayatınızın birer parçası olmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار حتى أصبح جزءا من حياة كل واحد منكم |
Baba olmak için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أني لا أطيق الصبر حتى أصبح أب |
Ivy diye birini tanıyor musun? İşin aslı, baba olmak için sabırsızlanıyordum, şimdi olacağım da. | Open Subtitles | لا أطيق الصبر حقيقةً حتى أصبح أباً والآن سأصبح كذلك حقاً |
İsteklerimin gerçekleştiğinden emin olana kadar. | Open Subtitles | أتردد حتى أصبح واثقاً من رغبات مَن يهتمون بالأمر. |
The New York Sentinel'in ilk kadın muhabiri olana kadar da burada kelepçeli kalacağım.. | Open Subtitles | و سأظل مقيدة فى هذا الباب حتى أصبح أول مراسلة ل نيويورك سينتينيال |
Yarı-ölü olana kadar ona işgence ettim... ama gerzek bana bişey söylemedi. | Open Subtitles | لقد عذبته حتى أصبح شبه ميت ولكن الأحمق لم يخبرني بشئ |
Ben en çok kırmızı hattı severim ama o hat uzun olduğu için senden, senin benden hoşlandığın kadar hoşlandığıma emin olana dek yeşil hat gibi kısa bir hatla başlamamız daha iyi olur belki. | Open Subtitles | حيث نتناول بعض الطعام. الخط الأحمر هو المفضل لدي، لكنه الأطول أيضاً، لذلك، حتى أصبح أكيداً أنني معجب بك، |
Tekrar insan olana dek kişilerarası ilişki yaşamayacağım. | Open Subtitles | حتى أصبح بشرية ثانيةً، لا مزيد من العلاقات الشخصية |
Hatırlıyorumda 7 yaşındayken, Karar vermiştim 34 yaşıma gelene kadar evlenmeyecektim. | Open Subtitles | أتذكر حين كنت بالسابعة قررت أني لن أتزوج حتى أصبح بالـ 34 |
Dünya büyüyene kadar beklemek zorundaydık, bilgi çağı yeteri hıza gelene kadar büyük ölçülerde değişiklik yapabilecektik. | Open Subtitles | اضطررنا للانتظار حتى تطور العالم حتى أصبح عصر المعلومات بالسرعة الكافية لضرب الأرقام بمقياس هائل |
Karanlık oluncaya kadar beklediniz. | Open Subtitles | أنتظرتي حتى أصبح المكان مظلماً |
Ama sen beni, ben adam oluncaya kadar göremeyeceksin. | Open Subtitles | "ولكنك لن تريني ثانية حتى أصبح رجلاً." |
ta ki... dermanı kalmayana kadar... | Open Subtitles | ..و تدريجياًفتح شرجهأكثر . حتى أصبح ليس بإمكانه تناول المزيد |
Bomboş kalana kadar içimdeki her şeyi kaybetmek. | Open Subtitles | إذ أنني أخسر ما بداخلي حتى أصبح فارغاً |
Yalnız olduğu ana kadar bekledim. | Open Subtitles | وانتظرت حتى أصبح وحيدًا |