| Fakat beyler... Size yalvarıyorum! Benden ne istediğinizi bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لكن أيها السادة, أنا حتى لا أعرف ماذا تريدون مني |
| - Katilin kim olduğunu bile bilmiyoruz. - Bir şeyler yapmak zorundayız. | Open Subtitles | اننا حتى لا نعرف من يكون القاتل يجب علينا ان نفعل شيئا |
| Kaderimin daha iyi olacağına umut edecek cesaretim bile yok. | Open Subtitles | أنا حتى لا أجرؤ على تمني أن قدري يتغير للأحسن |
| Ama düşünmeyi bana bırakıyor Böylece rüya görmeye zamanım kalmıyor. | Open Subtitles | لكنها تترك لي التفكير حتى لا يكون لدي وقت للأحلام |
| Yanlış ellere düşmesin diye onu yok etmemiz daha iyi olmaz mı? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنه من الأفضل أن نمزقه حتى لا يقرأه الشخص الخطأ؟ |
| Tamam mı? Şimdi üçe kadar sayacağım ki hep beraber söyleyelim. | TED | أليس كذلك؟ حسنا، سأقوم بالعد، حتى لا نفعل ذلك جميعا معا. |
| Bakımları çok zor olduğundan deniz aşırı yolculuklarda hizmet için bile kullanmazlar. | Open Subtitles | هم حتى لا يرسلونهم للخدمه بالخارج لانه من الصعب جدا ان يبقوا |
| Adalete katkıda bulunmak adına bile olsa işbirliğini düşünmeyecek misiniz? | Open Subtitles | أنت حتى لا تتوقع حركة انشقاق فى آراء القضاة ؟ |
| Bütün gün, seninle bir dakika geçirmeyi umarak bekledim üstelik seni tanımıyorum bile. | Open Subtitles | انتظر طوال اليوم على امل قضاء دقيقة أخرى معك وانا حتى لا أدرى |
| Doğrusunu istersen ben bile inanamıyorum ama grup terapisine gidiyoruz. | Open Subtitles | أنا حتى لا أستطيع تصديق هذا ولكننا نذهب إلى مجموعة |
| Öylesine güçlü terörist faaliyetler yürütürüz ki Amerikalılara saldırmayı düşünemezler bile. | Open Subtitles | نجعل الارهاب هو كوابيسهم حتى لا يفكروا فى مهاجمه اى امريكى |
| O kadar meşgul ki kamışının nasıl bir şey olduğunu bile unuttum. | Open Subtitles | انه مشغول حتى لا أستطيع حتى تذكر ما يبدو وكأنه صاحب الديك. |
| Hangi sporu yaptığını bile bilmeyen ya da umursamayan bir baban varsa. | Open Subtitles | . هو حتى لا يعرف ما هى الرياضة التى تلعبها او تفضلها |
| - Nereye gittiğimizi bile bilmiyorum. - Eğlenceli olacak. Hadi. | Open Subtitles | انا حتى لا اعرف اين نحن ذاهبون سوف يكون ظريف |
| Hapse girmemek çok hoşuma giderdi. Ne kadar hoşuma gideceğini tarif bile edemem. | Open Subtitles | أنا حتى لا أستطيع أن أبدأ وصف مدى حبي عدم الذهاب إلى السجن. |
| Belki de, gerçek kız kardeşi gibi, seni de çıldırtacak, sakatlayacak, ağzını alıp götürecek... ve Böylece artık bir daha ona bağıramayacaksın. | Open Subtitles | ربما سيصب بجنونه عليكِ مثلما فعل مع شقيقته الحقيقية ويقوم بشل حركتك ويخرسك حتى لا تصبحين قادرة على الصراخ عليه بعد ذلك |
| Bu adamlara ateşleyicilerin yerini söyle. Böylece kimsenin canı yanmamış olur! | Open Subtitles | أُخبرُ هؤلاء الرجالِ أين المفجراتِ حتى لا يتعرض شخص آخر للأذى |
| - Ayağıma dolaşmasın diye.. .. hizmetçi odasına kilitledim onu. | Open Subtitles | أغلقت عليه باب غرفة الخادمة حتى لا يزعجني أثناء عملي |
| Onları izlediğimiz anlaşılmasın diye koltuğun altına eğilmemiz gerekir mi? | Open Subtitles | هل علينا الإختباء وراء المقاعد حتى لا يعلمون أننا نشاهدهم؟ |
| Vaktinden önce orada ol. Küçük gruplar halinde gidin ki dikkat çekmeyin. | Open Subtitles | تأكدوا من كونكم بالموقع حسب التوقيت، بمجموعات صغيرة حتى لا تجذبون الانتباه |
| Hurdacı da onu fırına atacak geride hiç bir şey kalmayıncaya kadar eritecek. | Open Subtitles | ورجل الخرده سوف يضعها في فرن ويسحقها كلها حتى لا يتبقى منها شئ |
| - Yani polise gitmiyorsun. - Ben bunun bir parçası olmak istemiyorum. | Open Subtitles | حتى لا تذهب للشرطة اسمع لا أريد أن أكون مشاركاً في هذا |
| Bu yüzden içinde giysileri olan bu bavulu yolladı Böylece taşımak zorunda kalmayacakmış. | Open Subtitles | لهذا السبب أرسلت معي حقيبة ملابسها، حتى لا تضطر الى حملها وهيّ قادمة. |