"حياله" - Traduction Arabe en Turc

    • konuda
        
    • ilgili
        
    • konu
        
    • hiçbir
        
    • onun için
        
    • Onun hakkında
        
    • karşı
        
    • bundan
        
    • Ona
        
    Ki bence bu konuda ironik olan asıl mesele bu. Open Subtitles و الذي إذا سألتني حياله هو الأمر المثير للسخرية هنا
    Bu sahiden kafama dank etti ve bu konuda bir şeyler yapmak istedim. TED لقد صدمني ذلك، ورغبت في أن أفعل شيئًا حياله.
    İklim değişimi burada ve durum ciddi, bu konuda bir şeyler yapmalıyız. TED هذا موجود وهو ضار وخطير، وعلينا فعل شيء حياله.
    Bak, eğer bununla ilgili bir şey yapmayacaksan benim olayı anlamam lazım ki bir şeyler yapabileyim ama burada bir şey yapamam! Open Subtitles أنظر, أنّ لم تقم بفعل شيء حيال هذا أحتاج لتفكير في الأمر حتى يمكنني فعل شيء حياله لكن لا يمكنني فعله هنا
    Sanırım bu konu da siz... ... dersinizi almışsınız. Uh... Open Subtitles حسناً , يبدو وكأنك تشعر بشعور سيئ حياله , آه
    Bütün bu üzüntü var ve yapabileceğim hiçbir şey yok. Open Subtitles يوجد كل هذا الحزن , ولا يمكنك فعل شيءٍ حياله
    Şu anda onun için hissettiklerimde emin olamıyorum. Open Subtitles لا أعلم حتى شعوري حياله بالضبط. دعوني أستكشف.
    Bu tamamiyle açık. Onun hakkında düşünmek gibi birşey yapmadım. TED وكان واضحا تماما. انني لم أقم بأي تفكير حياله.
    Yaşlanma ve Alzheimer's konusunda uyku, yapbozun kayıp bir parçası ve bu heyecan verici çünkü belki bu konuda bir şeyler yapabiliriz. TED ولكن كون النوم هو بمثابة قطعة مفقودة في اللغز التّوضيحي للشيخوخة ومرض ألزهايمر هو أمر مثير لأنه ربما يمكننا فعل شيء حياله.
    Tamam o zaman, haydi bardan çıkalım ve bu konuda bir endişen kalmasın. Open Subtitles إذاً، فلنخرُج من هاته الحانة و لن يبقى لك شيءٌ لتقلقي حياله
    Ayrıca Ona yazan biri olacaksa bu adam bekâr biri bu konuda bir şeyler yapabilecek biri olmalı. Open Subtitles لكان الشخص العازب الشخص الذي يمكنه فعل شيء حياله
    Ama şu konuda yapabileceğin birşey var şu anda burada yaşadığını , ailemi mahvetmekle geçirdin. Open Subtitles لكن الشىء الذى تستطيع فعل شىء حياله هذا الشىء الذى يوجد هنا و الآن أنك تمضى وقتك بتدمير عائلتى
    Bu konuda endişelenmene gerek yok. Ben o konuyu hallettim. Open Subtitles هذا شىء لا داعى بأن تقلقى حياله لأنى لن أعير كلّ ذلك اهتمام
    Çok farklı bağışıklık sistemlerimiz olduğunu anladım, ve bence bu konuda bir şey yapmamız gerek. Open Subtitles أنظمة مناعة مختلفة ويجب علينا أن نفعل شيء حياله حقاً ؟
    Çünkü eğer iyiyseniz, bu konuyla ilgili bir şey yapmanıza gerek yok. TED لأنه إذا كنت تشعر أنك بخير، لن تكون مرغما على فعل أي شيء حياله.
    Alzheimer ile ilgili korkunun büyük bir kısmı, hastalıkla ilgili yapabileceğimiz olmadığı düşüncesinden kaynaklanır. TED جزء من الخوف المحيط بمرض ألزهايمر ينبع من الشعور بأنه ليس بإمكاننا فعل أي شيء حياله.
    Sebep olan ben değildim ve bunu onaramam. Bununla ilgili hiçbirşey yapamam. Open Subtitles أنا لم أسببه , و لا أستطيع إصلاحه لا أستطيع فعل شىء حياله
    Görevime devam ettiğim müddetçe, filonun refahı sizin endişelenmenizi gerektirecek bir konu değil. Open Subtitles طالماأننىبهذاالمكتب, فإن مصلحة الأسطول ليس شيئاً تحتاج للقلق حياله
    Kullanımı serbesttir ve bunu için yapabileceğin hiçbir şey yok. Open Subtitles هي ملك عام , ولن تستطيعي فعل أي شيء حياله
    Birden, kendimi onun için çok kötü hissettim. Onun ne kadar kötü olabileceği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Open Subtitles شعرت فجأه بالأسف حياله لم يكن عندى فكره عن الضرر الذى ناله
    Bir şeyi bir kutuya koyuyorsun ve Onun hakkında tekrar düşünmen gerekmiyor. TED هو أمرٌ يتحدث عنه البعض ..دون ان يقوم بعمل جدي حياله
    Bu, provokasyon içindeki bir çıkıntı. Ona karşı, bir şey yapamazsın. Open Subtitles ذلك الشيء المتعلق بالاستفزاز لا يمكنك أن تفعل شيء حياله
    bundan hoşlanmayanlar varsa kendileri bilir. Open Subtitles لا أحد يحب ذلك و يعلمون ماذا سيفعلون حياله
    Besini hissediyor, Ona tam olarak ne yapması gerektiğini biliyor. TED انها تستشعر الطعام .. وتعلم تماما مالذي يجب التصرف حياله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus