"خارجاً" - Traduction Arabe en Turc

    • dışarıda
        
    • dışarı
        
    • dışında
        
    • uzak
        
    • dışarıya
        
    • dışarda
        
    • Dışarıdaki
        
    • çıkıp
        
    • çıkarken
        
    • evden
        
    • dışına
        
    • çıktı
        
    • dışı
        
    • dışa
        
    • çıkmış
        
    Bütün bildiği bu. Bize bir şey yapamaz. Onu her zaman dışarıda tuttuk. Open Subtitles هذا كلّ ما كان يعرفه، لم يكن يتعاطى معنا من الداخل، أبقيناه خارجاً
    dışarıda kalmam gerektiğini biliyordum. Fanteziler her zaman gerçeklikten daha iyidir. Open Subtitles علمتُ أنّ عليّ البقاء خارجاً فالخيال دائماً أفضل بكثير من الحقيقة
    Ya da babam sana onu bütün gece dışarıda tutan davayı anlatmıştır. Open Subtitles أو ربّما أبي أخبرك بشأن القضية. وهذا ما يبقيه خارجاً طوال اللّيل،
    - dışarı çıkıp yıldızları sayabiliriz. - Geceleri bunu mu yaparsınız? Open Subtitles لنذهب خارجاً ونحصي عدد النجوم اهاذا ما تفعليه في الليل ؟
    Dün akşam Frank Gallagher'ı kapı dışarı ettiğimizde yanında biri var mıydı? Open Subtitles فرانك غاليغر.. هل غادر مع أحد ما عندما ركلناه خارجاً ليلة أمس؟
    Bizi dışarıda tutmak için alarm sistemini bile lehine kullandı. Open Subtitles حتى أنه استخدم نظام الإنذار لصالحه عن طريق حبسنا خارجاً.
    Cumartesi geceleri geç saate kadar dışarıda kalabileceği mi söylememiş miydin? Open Subtitles ألم تقل إنه يمكنني البقاء خارجاً حتى وقت متأخر أيام السبت؟
    Ama anlamışsınızdır dışarıda bir şeyleri araştıran insanların olması işime gelmez. Open Subtitles لكنكما تفهمان أنه لا يمكنني أن أدع الأشخاص خارجاً يحققون بالأمور
    Çünkü, Aristo ve Newton evrenlerinin aksine bu evrende meydana getiriciyi koyacak dışarıda bir yer yok. TED بسبب أنه لا يوجد مكان لوضع الصانع خارجاً كما كان في الكون النيوتوني و الآرسطي،
    Ve bu olur olmaz, dışarıda şehirdeydiler, çocuk işciliğinin kalkması gerektiğine herkesi ikna ediyorlardı. TED وعندما يحدث هذا, يكونون خارجاً في المدينة يقنعون الجميع ان ظاهرة عمل الأطفال يجب ان تلغى.
    Tüm geceyi dışarıda geçirme cezasız kalmaz. Open Subtitles ببقائك خارجاً طوال الليل, لن تبق بدون عقاب
    Kontrolsüzce dışarı salmaktansa, çatımızın altında kalması çok daha iyi. Open Subtitles الأجدر إبقاؤه تحت سقف البيت عوض أن يجنّ جنونه خارجاً
    Claire, belki bir şeyler daha koymak istersin diye kıyafet kutusunu dışarı koydum. Open Subtitles ،كلير ، في حالة كنتِ تريدين إضافة شيئ ما وضعت صندوق الملابس خارجاً
    Dispanserdeki kiralık polis beni dışarı atarken el feneriyle vurdu da ondan. Open Subtitles ذلك لأنّ الحارس في المستوصف ضربني بواسطة مصباحه الكاشف عندما رماني خارجاً.
    Sanırım pencereden dışarı bakıp bu güzel arabanın beni sallayarak uyutmasına izin vereceğim. Open Subtitles أعتقد أنني سأنظر خارجاً من هذه النافذة لأدع هذه العربة الجميلة تقودني للنوم
    Eğer gerekirse seni dışarı sürükleriz. Bunda bir etkin yok. Open Subtitles سنجُرّك خارجاً إن لزمَ الأمر، لا سلطة لديك بهذا الخصوص
    Bu, üç durak arasında, şehir sınırları dışında hizmet veren bir trendir. Open Subtitles هذا نقل غير محلي يخدم الأقاليم الواقعة خارجاً من خلال ثلاث محطات
    Buraya elektronik güvenlik kurma riskini göze alamam, Doktor'u uzak tutmalıyım. Open Subtitles لا أستطيع المجازفة بنظام حماية آلياً علينا أن نبقي الدكتور خارجاً
    İşareti aldım ve ayrıldım, dışarıya park alanına gittim. TED لذا فهمت التلميج و ذهبت، و مشيت خارجاً الى مساحة الموقف.
    Giyinme odasında kimseyi istemem. Herkes dışarda kalsın. Open Subtitles لا أريد أحداً في غرفة تدبيل الملابس بين الشوطين، أبقهم خارجاً
    Öylece oturmaya devam ettik. Dışarıdaki yağmur gibi sessizce ağlamayı sürdürdü. Open Subtitles جلسنا هناك, و هى بدأت تبكى بنعومة كالمطر خارجاً
    Ofisinden hışımla çıkarken beni resmen yerle bir etti. Open Subtitles وبعد ذلك سطّحتْني عملياً بينما يَندفعُ خارجاً من مكتبِها.
    Onu taşındırmaları iyi oldu, ben de tam evden atmak üzereydim. Open Subtitles ‫من الجيد أنهم جعلوها تنتقل ‫لأنني كنت على وشك طردها خارجاً.
    Birazdan Gonca buraya gelecek... sana bakacak, topu parkın dışına kadar yollamak... ya da kötü şekilde kaçırmak için bir tek şansın olacak. Open Subtitles الآن وفي أي دقيقة روز بد ستأتي للوقوف هنا انظر إلى نفسك وسيكون لديك فرصة واحدة لترمي إلى خارج الحديقة أو خارجاً ببؤس
    Hiçbir şey, ama çabucak topallayarak kapıdan dışarı çıktı. Open Subtitles لا شىء ،لكن.. لقد كان يعرج خارجاً من الباب
    Her gün baktığımız şeyleri alıp onları sıra dışı bir hale sokuyor. Open Subtitles هي تأخذ ما ننظر اليه كل يوم وترتفع به خارجاً عن المألوف
    Tutkularını dışa vur... dolaplar yukarı, dolaplar aşağı dolaplar aşağı , dolaplar yukarı her çeşit dolap- burda heryerde dolap var. Open Subtitles إتركْ خارجاً عاطفتَكَ خزانات فوق، خزانات أسفل. خزانات فوق، خزانات أسفل.
    Bir dişi aslan sokak ortasında doğurmuş, mezarlar yarılıp ölüler çıkmış dışarı. Open Subtitles هناك لبؤة ولدت أشبالها في الطريق والقبور تشققت، ولفظت موتاها خارجاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus