Ya da bileceğimiz. Çünkü o her yerde. Çünkü o Saf. | Open Subtitles | أو أمكننا معرفته , إنه في كل مكان , إنه خالص |
Tanrım, senin kafandan çıkan her düşünce Saf altın gibi kıymetli sanıyorsun. | Open Subtitles | يا إلهي, أنت تعتقد أن كل فكرة تمر ببالك هي ذهب خالص |
İlk defa öpüştükten sonra takındığın o surat var. tamamen suçluluk ifadesi. | Open Subtitles | ذات النظرة التى كانت بعد قبلتنا الأولى، ذنب خالص. |
Ve geceler boyu bizi evlerinde misafir eden sizlere içten teşekkürlerimi sunuyorum. | Open Subtitles | وشكراً خالص من الأعماق لكلكم الذين أدخلونا في بيوتهم ليلة تلو أخرى |
Altın madeninde bulmuş olmalı. Som altın bu. | Open Subtitles | بالتاكيد فى منجم ذهب، لان هذا حقيقته.ذهب خالص |
Tüm İran halkından gördüklerinden dolayı özür dilerim. | Open Subtitles | أقدّم خالص اعتذراتي للشعب الإيراني .. على ما عايشوه .. |
Yok demek. Ona karşı Katıksız bir sevgin var, biliyorum. | TED | غايل: لا، لكنه الحب الذي تحملينه في قلبك لها أعرف أنه حب خالص. |
Yaptığı her şeyi savunacak değilim ama Saf kötü biri değildir. | Open Subtitles | لا أستطيع الدفاع عن أي شيء فعلته لكنها ليست شر خالص |
Belki de ışığa klavuzluk eden Saf proteini kullanabildiğinizi hayal edebilirsiniz. Bu yüzden optik iplikler yaptık. | TED | يمكنكم تخيل أنه ربما آنذاك يمكن استخدام بروتين خالص لإرشاد الضوء، وهكذا فقد صنعنا أليافا ضوئية. |
Sana kırmızı-beyaz Saf ipek kravat ve bir kutu kahverengi pralin şeker aldım. Ve kahverengi keçe terlik. | Open Subtitles | احضرت لك ربطة عنق احمر وأبيض من حرير خالص وعلبة من حلوى لوز السكر البني .. |
Saf seks. Beni güçlü hissettirdiği için hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | إنه جنس خالص ، ويعجبني ما يُشعرني هذا به. |
Jimmy, sadece sevdiğin için yarış. Saf zafer için sür. | Open Subtitles | جيـمـي ، قُد فقط لأنك تحب القيادة قُد من أجل نصر خالص |
Şu an tek umursadığımın şey tamamen ve sapına kadar ayvayı yemiş ve Harika Ötesi'nde olmayı istiyor olmam. | Open Subtitles | واللي هاممني دلوقتي هو أني كنت .. مفشوخ خالص عشان انا بعيد عن العالم التاني |
tamamen empatik bir çözüm -- ayıcıklar hariç tabi, onlar bundan çok hoşlanmıyor olmalılar. | TED | انه حل تعاطفي خالص -- وبصرف النظر عن حقيقة أن الدمى ربما لا تحبه. |
Ben de anneleri olarak onlara en içten dileklerimi sunuyorum. | Open Subtitles | كذلك أرغب بتقديم خالص أمنياتي لوالديهما و أقاربهما |
Liderimiz Adolf Hitler adına eşiniz General'in başına gelen trajedi sebebiyle içten taziyelerimi sunmak istiyorum. | Open Subtitles | نيابوً عن زعيمنا المبجل أدولف هيتلر أقدم لكِ خالص تعازي القلبية بسبب المأساة التي حدثة لزوجكِ |
Evet, bu paha biçilemez taş ve mücevherlerle donatılmış Som altın ama her WWE süperstarı size bunun sadece parıltıdan ibaret olmadığını size söyler. | Open Subtitles | أوه. نعم, انه ذهب خالص مرصع بالأحجار الكريمه والجواهر التى لاتقدر بثمن. |
Sandığımız gibi Som altından yapılmamış olması hayal kırıklığına uğratsa da, olsun ya! | Open Subtitles | إنه لم يُـصنع من ذهبٍ خالص كما ظننا والذي كان بمثابة خيبة أمل لنا، ولكن ما زالت رؤيته أمرًا رائعًا |
Yine de, yabancı olduğum için sizden tüm kalbimle özür dilerim. | Open Subtitles | نقطة الضغط إبنة معاقة على أي حال , لديك خالص إعتذاراتي لكوني أجنبي |
Saf, Katıksız bir kötülüktü. | Open Subtitles | شر خالص غير مخفف |
Helyum'u kurtardığınız için en derin şükranlarımı sunuyorum. | Open Subtitles | يجب ان اعبر عن خالص الشكر ولعرفان لأنقاذ هيليوم |
Sevgili Bayan Ryan, bu mektupta oğlunuz Özel James Ryan'nın şu anda sağ olduğunu ve Avrupa cephesinden eve gelmek üzere yola büyük bir sevinçle haber vermek istiyorum. | Open Subtitles | عزيزتى السيدة ريان إنّه مع خالص احساسى العميق بالسرور الذى جعلنى أكتب لأبلغك ان ابنك |
İniş çıkışlarla dolu evliliğiniz için, derinden geçmiş olsun dileklerimi sunarım. | Open Subtitles | أقدم خالص تعازي لزواجك الذى يستمر فى الصعود و الهبوط |
Yani samimi gözüken bilimsel akademik çalışmalar, yayınlanan dergiler ve tüm o ihtişamıyla bilim, aslında ilaç şirketleri tarafından onların pazarlama departmanlarının birer kolu haline dönüştürülmüş. | Open Subtitles | و التي تعتبر نفسها أكبر مكتبة طبّية على اﻷرض. ذاك الذي يبدو على أنّه بحث أكاديمي عِلمي خالص و منشورات الصُحف و هذا الصرح الكامل من العِلم |
Şimdi başkanınız olarak içtenlikle özür diliyorum sizden. | Open Subtitles | الآن، كما رئيسكم، أنا أقدم بتواضع اعتذاري خالص. |