Ayrıca çok olumlu olmasa da sanırım sizi yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | على مُلاحظة أقل إيجابية أعتقد أنني خذلتك بشكل لا يصدق |
Dün gece elinden geleni yaptın ve ben seni yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | الليلة الماضية أفصحت عما بداخلك و أنا خذلتك أنا آسف |
"Macy's", Amerika'nın en büyük mağaza zincirlerinden biri, ...bu gerçekleşmezse, seni, kendimi ve muhtemelen ailemi de hayal kırıklığına uğratmış olacağım. | Open Subtitles | مايسي هي أكبرسلسلة قطاعات المحلات في أمريكا وإذا لم ننجح عندها سأكون قد خذلتك وخذلت نفسي وأنا بطرية ما خذلت أهلي |
Biliyorum bir çok defa güveninize ihanet ettim, belki sizi ve bütün krallığı hayal kırıklığına uğrattım, ama degişeceğim. | Open Subtitles | أعلم 000 اعلم إني خذلتك في كثير من المناسبات وربما خيبت ظنك بي وظن كل المملكة ولكني سأتغير |
Beni affedin, Usta Kaplan. Başarısız oldum. | Open Subtitles | سامحيني أيتها المعلمة النمرة لقد خذلتك |
Sizinle ilgilenmem gerekiyordu ve yüz üstü bıraktım. | Open Subtitles | و كان من المفترض بي أن أهتم بك لكنني خذلتك |
Seni yüzüstü bıraktığım için çok üzgünüm. | Open Subtitles | انظر, انا اسف لأنني خذلتك, حسناً؟ |
Bense seni yüzüstü bıraktım. Sana ihanet ettim. | Open Subtitles | جعلتيني أشعر بأني مميز و أنا خذلتك |
Söz verdim ve seni yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد وعدتك ولقد خذلتك أسف لكنى بشر |
Çok üzgünüm Gina. Seni tamamen yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | آسفة جدا يا جينا أنا خذلتك كلياً |
Bunun sizi hayal kırıklığına uğrattığını biliyorum. Evet, öyle oldu. | Open Subtitles | سيدي، أود أن أعتذر مجدداً لتركي موقعي أعلم أنني خذلتك |
Seni ve Gina'yı hayal kırıklığına uğratmış olabilirim ama Tilki uğratmayacak. | Open Subtitles | ربما أكون قد خذلتك أنت وجينا لكن الثعلب لن يفشل |
Biliyorum bir çok defa güveninize ihanet ettim, belki sizi ve bütün krallığı hayal kırıklığına uğrattım, ama degişeceğim. | Open Subtitles | أعلم 000 اعلم إني خذلتك في كثير من المناسبات وربما خيبت ظنك بي وظن كل المملكة ولكني سأتغير |
Seni hayal kırıklığına uğrattım. Daha iyisini yapmalıydım. | Open Subtitles | لقد خذلتك وكان من المفترض أن أقوم بأفضل من ذلك |
Sende Başarısız oldum, Maxime'i kaybettim. | Open Subtitles | لقد خذلتك وخسرت مكسيم |
- Beni terfi ettirdin. Bana güvendin ama kim olduğunu bulamadım. Seni yüz üstü bıraktım. | Open Subtitles | قمت بترقيتي آمنت بقدراتي ولم أعرف الفاعل أبداً، خذلتك |
Seni yüzüstü bıraktığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة لأني خذلتك |
Tekrar özür dilerim. Bana güvendin ve ben güvenini boşa çıkardım. | Open Subtitles | عليّ أنْ أعتذر فقد ائتمنتني وأنا خذلتك |
Seni üzdüm, değil mi kızım? | Open Subtitles | أنا خذلتك ِ , أيتها الفتاة الكبيرة , إليس كذلك ؟ |
Sizi yarı yolda bıraktım, Senatör. | Open Subtitles | لقد خذلتك أيتها السيناتور |
Eğer hâlâ o üniteye sahip olsaydık 6 saat içeride kalıp seni nasıl yüzüstü bıraktığımı düşünürdüm. | Open Subtitles | اذا ما كان عندنا ذلك الصندوق كنت سأقضى ست ساعات فيه حتى افكر كيف خذلتك |
Bak, Indiana meselesinde seni hayal kırıklığına uğrattığım için gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | انظري ، انا اسف بشده لاني خذلتك بشأن انديانا |
Seni yarı yolda bıraktığım için özür dilerim. | Open Subtitles | آسف لأنني خذلتك |
Seni üzdüğüm için çok özür dilerim. - Beni afedebilecek misin? | Open Subtitles | آسف لأني خذلتك هل ستسامحني؟ |