On küçük Kızılderili oğlan yemeğe çıktı biri kendini boğdu ve geriye kaldı dokuz. | Open Subtitles | عشرة هنود صغار خرجوا لتناول العشاء أحدهم اختنق ثم بقى منهم تسعة |
Şövalyelerden ikisi 150 yıl sonra çölden çıktı ve Fransa'ya yola koyuldu ama sadece biri başardı. | Open Subtitles | إثنان من هؤلاء الأخوة خرجوا إلى الصحراء لمدة 150 عاما بعد أن وجدوا الكأس و بدأوا الرحلة الطويلة للعودة إلى فرنسا |
Daha oyunun başında, baskılarını hissettik büyük bir eforla sahaya çıktılar. | Open Subtitles | أحسسنا حضورهم من بداية المباراه. عندما خرجوا بهذا الجهد والحماس المدهش. |
Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar. | TED | وقفت و شاهدت المدرب قاد هؤلاء النسوة في هذه الشاحنة رمادية اللون، و خرجوا بهذا النوع من التركيز الذي يخلو من التوتر. |
Böylece Marshall ve Barney amcanız ikizlerle çifte randevuya gittiler. | Open Subtitles | العم مارشل و العم بارنى خرجوا فى مواعدة ثنائية مع التوأمان |
Adamlarımdan bazıları sadece su ve yiyecek için oraya gitti. | Open Subtitles | البعض من رجالي خرجوا من هناك بحثاً عن الماء والغذاء |
Bütün o mahkeme salonundan çıkıp giden orta sınıf tipler. | Open Subtitles | كل الموكلين من الطبقة الوسطى الذين خرجوا أحراراً من المحكمة |
Bu insanlar adeta Cartoon Network'ten çıkmış gibiler. | TED | هؤلاء الرجال يبدون كأنهم قد خرجوا مباشرة من شبكة الكرتون |
Artık saklandıkları yerden çıkmışlar ve yeni hünerler edinmişlerdi. | Open Subtitles | خرجوا الأن من عزلتهن وتعلموا مهارات جديدة |
- Haydi, Maybourne! Senin içinden çıktı! - Geri gitmeleri gerek. | Open Subtitles | هيا مايبورن لقد خرجوا منك لقد احتاجوا للعودة |
Ron Burgundy ve kadınalr yürüyüşe çıktı, hı? | Open Subtitles | بروجندي والسيدات قد خرجوا الي الخارج للتنزة قليلا؟ |
Diğerleri fırından daha yeni çıktı. | Open Subtitles | لكنت قد بدأت بالبسكوتات لقد خرجوا لتوهم من الفرن |
- Evet. Vicki ve Karen. Biraz temiz hava almak için dışarı çıktılar. | Open Subtitles | . حسناً , فيكى و كارين خرجوا لجولة صغيرة , للحصول على بعض الهواء |
Bilmiyorum. Dolabımdan çıktılar. Sonra gölgelere gizlendiler. | Open Subtitles | خرجوا من دولابي لكنهم كانوا على هيئة ظلال |
Kaptan. Ood'lar kontrolden çıktılar! | Open Subtitles | إنهم الأوود يا كابتن لقد خرجوا عن السيطرة |
Saatler önce bir çağrıya gittiler. Gidiş o gidiş. | Open Subtitles | لقد خرجوا تلبيةً لنداءٍ ما قبيلَ ساعاتٍ قليلةٍ ولم يعودا |
Hepimizin işini bitirdikten sonra, Zachary ve, ...adamlarından ellisi çöle, onların peşine gitti. | Open Subtitles | لحظة انتهائهم هنا, زاكاراي و خمسين منهم خرجوا الى الصحراء خلف العربات |
Kesilmeliler. Ateşten çıkıp geldiler, çıplak alevlerle kaplı, şeytanlar gibi. | Open Subtitles | ويجب ان تقطع خرجوا من بين السنة النار عراة |
Burada, burada, Kenya, Doğu Afrika aslında uzun bir kuraklık döneminden yeni çıkmış oluyorlar. | TED | هنا، هنا، كينيا، شرق أفريقيا لتوهم خرجوا من قحط طويل. |
Bir gün lapaları çok ısınmış, yürüyüşe çıkmışlar. | Open Subtitles | وكانت طبختهم ساخنة جدا لذلك خرجوا للنزهة قليلا |
5 Yıl Önce küçük bir köyden çıkan 100 kadar kişilik bir grup bir lokma ekmek için hayatlarını tehlikeye atmışlardı. | Open Subtitles | منذ خمس سنوات مائه وثمانيه من الرجال خرجوا من قريه صغيره وخاطروا بحياتهم من اجل العيش |
Benim ebebeynim olmak için hakkın olmadı mı. Yani, dışarıda rehabilitasyondan çıkmış çok genç var, kendilerine kahve bile alamıyorlar aynı senin bana yaptığın gibi. | Open Subtitles | لم تفز بأحقّية رعايتي, ما أعنيه أن هنالك مراهقات خرجوا من مركز إعادة التأهيل, |
Tüm yapmamız gereken ölen jigoloların çıktıkları bütün dişi-johnları bulmak. | Open Subtitles | نريد ان نعلم كل الفتيات الذين خرجوا مع المقتولين. |
Kuyudan çıktıklarında kendi terleriyle sırılsıklam haldeydiler. | TED | عندما خرجوا من المنجم، كانوا غارقين بالبلل من عرَقهم. |
Bugün taburcu olan akıI hastalarından biri buradan evine o yaratıkla birlikte gitti. | Open Subtitles | إذا بعض المرضي النفسيين المساكين خرجوا من هنا اليوم وقادوا سياراتهم بعيدا ومعهم ذلك الشئً وأخذوه إلي بيتهم غلي الفور |
Arkadaşların henüz gitmişler, burası tehlikeli olabilir. Güzel. | Open Subtitles | لو لم يكن اصدقاؤكِ قد خرجوا, فان هذا المكان ربما يكون خطرا |
Ben diğer komik adamlar gibi değilimdir. Onlar hikayelerini anlatırlar, ve başarısız olurlar. | Open Subtitles | تستطيع أن تقول بمجرد أن تراني أنني لست إنساناً مضحكاً مثل الذين خرجوا |
Bir şekilde Kaçtılar ve şimdi bizi avlıyorlar. | Open Subtitles | بطريقة أو بأخرى، خرجوا والآن إنهم يريدونا صيدنا باستمرار. |