Yalan söylemeyi kes yoksa dolabında bulduğum uyuşturucuyu polise veririm seni küçük pislik. | Open Subtitles | أو سآخذ العقاقير التي وجدتُها في خزانتك وأسلّمها للشرطة، أيّها الوغد الصغير القذر |
Görüyorum ki bu hafta dolabında birkaç değişikliğe gitmişsin ki tamamen saygı duydum. | Open Subtitles | أرى أنك قمت ببعض التغييرات في خزانتك لهذا الأسبوع الأمر الذي أحترمه كليا |
Git dolabını boşalt. Tam zamanını bekle. Tam zamanını bekle. | Open Subtitles | اذهب وفرغ خزانتك مدرب لم تريد مني اللعب مدافع ؟ |
Neal, tarih kitabımı bir sonraki derse kadar senin dolabına koyabilir miyim? | Open Subtitles | نيل، أيمكنني وضع كتابي التاريخ في خزانتك حتى بعد الفترة الثانية ؟ |
- Ben bir hergeleyim. Ben senin dolabın ve kapısının kilidi ile ilgilenen bir hergeleyim | Open Subtitles | انا الشخص الذي سيحشي خزانتك بك ويقفل عليك |
Ona ne dolabında ne de hayatında yeri olmadığını söyle. | Open Subtitles | وتخبرينها بأنه لا مكان لها في خزانتك أو في حياتك |
Acaba dolabında, haberim olmayan bir tüylü kostümün mü var? | Open Subtitles | ألا تملك بذلة فروية في خزانتك والتي لا أعلم بشأنها؟ |
dolabında yazılı olmasaydı ismini yazmayı bile beceremezdin sen. | Open Subtitles | أنت لم تكن لتعرف كيف تكتب اسمك إذا لم يكن محفورا على خزانتك |
dolabında içinde senin eşyaların olan bi kutu buldum. Koca adam triplerin yüzünden unutmuş olmalısın. | Open Subtitles | وجدت في خزانتك صندوق لك لابد أنك نسيته حين انتقلت |
Seni, dolabını boşaltırken görmek istemiyorum. Şu herifi yakalayabiliriz. | Open Subtitles | لا أريد أن أراك تنظف خزانتك لنعد الى الشارع , يمكننا النيل من الرجل |
Tamam, Bir güvenlik elemanı dolabını boşaltmana eşik edecek | Open Subtitles | حسنا ، إذن ، حارس أمن سيرافقك لتنظيف خزانتك |
dolabını biraz karıştırdım ve bu gece üstünde müthiş duracak bir şey buldum. | Open Subtitles | لقد نقبت في خزانتك الإحتياطية ووجدت شيئاً أرى أنه سيبدوا ساحراً الليلة |
dolabına otu yerleştirdim ve Glee kulübüne katılman için şantaj yaptım. | Open Subtitles | لذا خططت لأضع الوعاء في خزانتك وإبتزازك للإنظمام إلى نادي غلي. |
Bu kızla bir kez çıktın ve şimdiden odana gizlice giriyor dolabına seksi fotoğraflarını koyuyor pratikte ailesine düğün kilisesinde yer ayırtmasını söylemiş gibi. | Open Subtitles | خرجت في موعد واحد مع هذه الفتاة و تسللت إلى داخل غرفتك ووضعت صورها المثيرة في خزانتك |
Hakkında duvara ne yazacaklarından korkman gerekmiyor senin ya da dolabına ne tür iğrenç bir şey koyacaklarından. | Open Subtitles | أنت لا تذهب للعمل و أنت خائف مما سيفعلونه بك و لا تجد أشياء مقرفة في خزانتك |
Chino gömlek ve keten Oxford pantolon. dolabın dibinde buldum. | Open Subtitles | قطن أكسفورد محافظ وجدتهم في مؤخرة خزانتك |
Evet,yumruk yiyebilirsin, dolabın kilitlenebilir, ama bilmelisin ki, Ayakta kalmayı öğrenirsin. | Open Subtitles | هو, أجل, قد تضرب و قد تحجز في خزانتك لكن تعرف شيئاً؟ |
dolabının kilidinin numarası, programın ve bu da harita. | Open Subtitles | هذا رقم خزانتك وهذا جدولك وخذي هذه الخريطة |
dolabındaki bigudi dışında tabii. | Open Subtitles | بما عدا أدات تجميل الشعر التي تحتفظ بها في خزانتك |
-Evet? -...nerede olduğunu bilsen iyi edersin. Yoksa ona yanlışlıkla dolabı gösterebilirsin! | Open Subtitles | فمن الافضل لك ان تعرف مكانه جيدا بدلا من ان تدلّها على خزانتك |
Sence, seninle eve gelip dolaba saklanıp herşeyi izlesem garip mi olur? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنّ الأمر سيكون غريباً ،إن أتيت معك إلى المنزل و اختبأت في خزانتك لمشاهدة كل ما يحصل؟ |
Dolabından, dolabımızdan, bir şeyler ödünç aldım. | Open Subtitles | استعرتُ بعض الأشياء من خزانتك من خزانتنا |
dolabınızda asılı olduğunu söylediniz. Hep öyle yapıyorsunuz. | Open Subtitles | وأخبرتنى انها ستكون موجودة فى خزانتك مثلما تفعل دائماً |
- Kasan parayla dolu. - Bu stoğu ve kirayı karşılıyor. | Open Subtitles | ـ خزانتك مليئة بالمال ـ أدفع منها التموين والإيجار |
CIA'den delil çalarak kişisel kasanda saklayıp hiçbir sonuca katlanamayacağına bahse girmiştin. | Open Subtitles | لقد راهنت على انه يمكنك سرقة دليل من وكالة الاستخبارات المركزية وتخفيه في خزانتك الشخصية، و ولا تعاني من العواقب |
- Tamir edilmesi gereken bir dolabınız olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أن خزانتك بحاجة لإصلاح .أجل، بحاجة لذلك |
Sizin odanıza gider, dolabınızı açar elbiselerinize dokunurdum. | Open Subtitles | كنت أصعد إلى غرفتك وأفتح خزانتك وألمس ملابسك |
Uzun süre evliydim. Vay be. Gardırobun mu? | Open Subtitles | لقد كنت متزوج لفتره طويله هل هذه خزانتك ؟ |