Ruhundaki kahramanın yok olmasına izin verme, yalnızlık içinde hüsranları hakettiğin hayat için.. | Open Subtitles | لا تجعل البطل الذي في داخلك يموت في الإحباط الوحيد للحياة التي أستحققتها |
Boktan bir araba gibi, içinde doğal bir kusur var. | Open Subtitles | مثل سيارة سيئة يوجد شيء معطل في داخلك بشكل موروث |
Boktan bir araba gibi, içinde doğal bir kusur var. | Open Subtitles | مثل سيارة سيئة يوجد شيء معطل في داخلك بشكل موروث |
O canavar tekrar içine girmesin diye senin için dua edeceğim. | Open Subtitles | ،سأقوم بالدعاء من أجلك لكي لا يعود ذلك الوحش إلى داخلك |
Canavar senin içinde. Canavarı göster bana. Nerede içindeki canavar? | Open Subtitles | الوحش داخلك , دعني أرى الوحش , أين الوحش ؟ |
İçinde her ne erdem taşıyorsan, çıkmasına izin versen iyi olur. | Open Subtitles | مهما كنت تشتاط غضبا في داخلك يجب أن تدع الأمور تمر |
İçinde hâlâ doğru olanı yapmak isteyen bir parçan olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم إن هناك جزء في داخلك يودّ أن يقوم بالآمر الصائب |
Şimdi, biraz dinlen çünkü içinde bana açıklayacağın bir çok şeytan var, ve ben onları kazıp çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | الآن احصل على بعض الراحة لأنه من الواضح لي أن هناك المزيد من الجواهر داخلك وسافعل اي شيء حتى أحفر واحصل عليهم |
Dangalağın teki olduğunu sanıyorduk ama içinde ne cevherler varmış varmış da bilmiyormuşuz. | Open Subtitles | ظننا أنك مجرد مجنون ولكن يبدو أن لديك الكثير من الأشياء في داخلك |
...ve üç... seni harika hissettiren şeyleri yapmaktan her vazgeçişinde seni mutsuz hissettirse de içinde bir şeyler ölüyor. | Open Subtitles | وثالثاً، كل مرة تبتعد فيها عن القيام بما يجعلك تشعر بالعظمة رغم أن هذا يحزنك يموت شيء في داخلك |
İçinde öyle bir mücadele azmi kalmamış olmasına çok üzüldüm. - Ne? | Open Subtitles | إنها سيئة جدا لم يكن لديك أكثر من ذلك الصراع في داخلك |
Bu bizim içsel ve dışsal dünyaya bakışımızı ve dışa yansıttıklarımızı, halka içinde tanımlanabilir. | TED | إنها كيفية فهم العالم داخلك وعكسه على الخارج في حلقة ضيقة. |
Kişiliğiniz yoğun bir sis içinde kayboluyormuş gibidir ve tüm duygularınız ve arzularınız kendi içinizde kısıtlanmış, bastırılmış ve susturulmuştur. | TED | شخصيتك تبدأ تتلاشى في الضباب الكثيف وجميع عواطفك ورغباتك محاصره ، مكبوتة ، صامتة في داخلك. |
Ama bir şekilde senin içine girdim. | Open Subtitles | وبطريقةٍ ما أصبحتُ في داخلك بدلاً مِن ذلك. |
Fikrini ona da söylesene. Ne diye her şeyi içine atıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تخبرهم بذلك لماذا تبقى امرا كهذا داخلك |
Dünya seni olmadığın bir şey yapıyor, ama sen içten içe, ne olduğunu biliyorsun ve o soru Kalbinde yanıyor: O içindeki şeyi nasıl olacaksın? | TED | العالم يجعلك تصبح شيئا مختلفا عما أنت عليه، ولكن، في داخلك، أنت تعرف من أنت، وذلك السؤال يحترق داخلك: كيف تصبح كذلك؟ |
İçindeki bu korkunç şeyi yenmeyi başarırsan, yanına geleceğim. | Open Subtitles | يوم تتغلب على هذا الشىء الرهيب داخلك سأكون فى انتظارك |
İşte o yüzden o kapsülü... içinden çıkarmamız gerekiyor! | Open Subtitles | ولِهذا نخرج تلك المركبة الصَغيرةِ من داخلك |
CA: İçten söylersen, bir beş yıl daha alacak diye düşünüyor musun? | TED | كريس: هل تعتقد في داخلك, أنها ستحتاج على الأقل خمسة أعوام أخرى؟ |
Senin içini dışına çıkarırım, ama çok uzun sürede. | Open Subtitles | سوف أجعل ما داخلك خارجك و العكس في خلال مدة طويلة جداً من الزمن |
Afrika'da başlangıçtan itibaren... ...yaradılışınız da her nesilden size geçmiş olabilir. Bu içinizde derinde saklanan gizli bir dürtüdür. | TED | من بدايات عهدنا في افريقيا وعبر كل الاجيال التي مرت من قبلك منذ خلقك .. هناك جدل في داخلك |
İç organlarının kendi kendini yakmasını sağlar. Ama bu sıvı formu. | Open Subtitles | ذلك يجعل داخلك .. يبدو وكأنّه يحترِق |
Taşların içinde mısır yetiştirmeyi becerebiliyorsan, Tanrı içindedir. | Open Subtitles | حين تجعل الذرة تشق الحجر و تنمو اذن الرب يعيش فى داخلك |
Sen ya bir azizsin ya da kalbinin derinliklerinde bir yerde seni bunu yapmaktan alıkoyan bir şey var. | Open Subtitles | إما أنك قديس أو أن شيئا موصد بقوة في داخلك يمنعك من أن الاستجابة بكامل قوة قلبك |