Odaya davet edildiyseniz, o masada bir yeriniz olduğunu bilin ve o masada bir yeriniz varsa konuşma sorumluluğunuz da vardır. | TED | إذا كنت قد دُعيت للغرفة، تعرف بأن لديك مقعدًا على تلك الطاولة، وإذا كان لديك مقعد على الطاولة، عليك المسؤولية للتحدث. |
İşte bu şekilde yas ve acımı göstermeye davet edilmiştim. | TED | وعلى هذا النحو، دُعيت للكشف عن مأساتي وألمي كشفاً صادقاً. |
İnsanların evlerine davet edilene kadar onların salgın hastalığa ödediği bedeli anlayamamıştım. | TED | كان صعباً حتى دُعيت لمنازل الناس عندها بدأت أفهم الخسائر البشرية لهذا الوباء |
Kalmak istiyorum ancak az önce ofise çağrıldım. | Open Subtitles | أريد البقاء لكنني دُعيت مجدداً إلى المكتب |
Beyler, beyin takımını topladım çünkü sarışın doktorun düğününe davetliyim. | Open Subtitles | يا رجال جمعت مجلس الشورى لأنّي دُعيت إلى زفاف الدكتورة الشقراء |
Casuslarımdan biri tarafından çağırılmam konusunda başlamayayım hiç. Ferris Havayolları uçuş 637. | Open Subtitles | ولا تجعلني حتّى أبدأ الحديث عن كوني دُعيت من قبل أحد عملائي. |
Yakın zamanda gelip onlarla bazı volkanların üzerinde çalışmak için Costa Rica'daki bazı meslektaşlarım tarafından davet edildim. | TED | لذا، دُعيت مؤخرًا من قِبَل بعض زملائي في كوستاريكا. للمجيء والعمل معهم على بعض البراكين. |
davet edildiğim yerlere gitmem lazım yoksa çok yalnız kalırım. | Open Subtitles | ينبغى على الذهاب أينما دُعيت وإلا سأكون وحيدة. |
Resmi bir düğüne davet edilmişsin ama açıkça görünüyorki smokin almaya gücün yetmemiş. | Open Subtitles | لقد دُعيت لحفل زفاف رسمي لكن على ما يبدو لا تقدر على ثمن بذلة للسهرة |
İyice büyümediysem niye o halde yedinci ve sekizinci sınıfların partisine davet edildim? | Open Subtitles | حسناً , لو أنني لم أنضج , إذن لماذا دُعيت إلى حفلة الاولاد والبنات للفصول السابعه والثامنه .. |
Birkaç ilkokul partisine davet edilmiştim. | Open Subtitles | قصدي، في الحفلات القليلة التي دُعيت لها في المدرسة الإبتدائية |
Küçük adam, eğer davet edilmiş olsaydın seni tanırdım. | Open Subtitles | لو دُعيت أيّها الرجل الصغير، كنتُ لأعرفك. |
Bir lisede içkili halde araba sürmenin zararları hakkında konuşmaya davet edildim. | Open Subtitles | دُعيت للتحدث في مدرسة ثانوية بشأن مخاطر القيادة تحت تأثير الكحول |
Bir korkuluğu neden TED'e davet etmişler? | TED | لماذا دُعيت الفزاعة الى مؤتمر تيد .. |
Bu yüzme bittikten sonraki üç ayda Oprah Winfrey'in programına çıktım Başkan Obama'n'ın Oval Ofisi'nde bulundum. Sizin gibi harika gruplar karşısında konuşmak için davet edildim. Büyük bir kitap anlaşması imzaladım. | TED | بعد 3 أشهر على انتهاء الرحلة، استضفت من قبل أوبرا وذهبت إلى مكتب الرئيس أوباما البيضاوي. وقد دُعيت لأتحدث أمام مجموعات مقتدرة مثل حضراتكم. وقد وقعت عقدا لكتابة كتاب رائع. |
Bir iki ay önce bir konuşma için davet edildiğimde organizatörlerle birkaç konu başlığını konuştuk bir çok madde üzerinde tartıştık ve müzakere ettik. | TED | عندما دُعيت لإلقاء هذة المحادثة قبل بضعة شهور، ناقشنا عدداً من العناوين مع المُنظمين، و تم طرح و مناقشة العديد من البنود المختلفة . |
Bir şekilde buraya davet edilen Jennifer or.spusu oldum. | Open Subtitles | وكانت على أى حال : جينيفر" الحقيقية اللعينة هى التى دُعيت هنا |
Akabinde, JPL'e davet edilip, görev kontrolün üstündeki bir odada oturarak Merkür'den gelen fotoğrafları görme fırsatına eriştim. | Open Subtitles | "بعد ذلك، أنا دُعيت إلى "جي بي إل وجلست فى غرفة صغيرة أعلى مركز التحكم ورأيت الصور تأتى |
Aman allahım! Az önce, ilk defa üçüncü sınıf partisine çağrıldım. | Open Subtitles | يا حبيبي، دُعيت للتوّ لأول حفلة صفّ ثالث على شرفي |
Bu yaz Dordogne'daki evlerine davetliyim. | Open Subtitles | دُعيت إلى زيارتهم هذا الصيف، في بيتهم في (دوردوين) |
Casuslarımdan biri tarafından çağırılmam konusunda başlamayayım hiç. | Open Subtitles | ولا تجعلني حتّى أبدأ الحديث عن كوني دُعيت من قبل أحد عملائي. |
Biliyorsun, beni yemeğe götürmezsen tüm paranı süte harcayabilirsin. | Open Subtitles | كما تعلم ، بدلاً من الجلوس هُنا وشرب الحليب. وسيكون أفضل مِن الموعد الذي دُعيت إليه. |
Karargaha çağırıldım. | Open Subtitles | لقد دُعيت إلى مقر رئاسة الأركان. |