"ذو قيمة" - Traduction Arabe en Turc

• değerli bir
• değeri olan
• kıymetli bir
• önemli bir
• değerli olan
• değerde
• değer bir
• işe yarar
• bir değeri
• değerlisin
• değeri taşıyan
• gözünde değerli

Böylece değerli bir rakipten dolayı onur içinde öldüğüm söylenebilir.
فلربما يقال أنني مُت .بصورة عظيمة من خصم ذو قيمة

Hayır, belki değerli bir şeyler falan bulmuşlardır ve insanların onu çalmasını istemiyorlardır.
لا ، ربما هم قد وجدوا شيئا ذو قيمة ولا يريدونه أن يُسرق

Ve bir eşyadan çok daha değerli bir şeyden
أتحدث عن شئ ذو قيمة أكثر من مجرد أثاث المكتب

Bu manevi değeri olan bir obje ve tüm müminlere ait.
إنه غرض ذو قيمة باهظة و يخص أولئك الذين يؤمنون به

Gözaltına kıymetli bir şüpheli varsa delileri yok etmek mantıklı.
تدمير الادلة, من المنطقي أذا كان لدينا شخص ذو قيمة عاليه في السجن

Orada bizi tanık koruma programına sokacak kadar önemli bir şeyler olduğundan emindik.
كان يجب علينا أن نتأكد أن لدينا شئ ما ذو قيمة لنحصل على المناعة , لنحصل على الحماية

O masalda korsanlar Iolani Sarayı'na saldırıyorlardı ve değerli olan ne varsa çalıyorlardı, Manoa Vadisi tablosu da dahil.
في تلك القصة القراصنة إقتحموا قصر أيولاني وسرقوا كل شي ذو قيمة بما في ذلك.. لوحة لـ وادي مانوا

böylesine değerli bir genci kendisine eş seçtiğimiz için?
أننا عملنا على اتخاذ رجل نبيل ذو قيمة ليكون زوجا لها

Anlaşılıyor ki, izinsiz ortadan kaldırılamayacak kadar değerli bir mal.
تبدو قطعة ذو قيمة كبيرة ليتخلص منها دون إذن

Görünen o ki, akılsız bakıcım sonunda bana değerli bir şey almış.
يبدو أن المعيل الغبي أخيرا جاء لي بشيء ذو قيمة

Ama simyada hayat yaratmak için çok değerli bir şeye ihtiyaç vardır.
ولاكن في الألكميست تحتاج الي شيئ ذو قيمة غالية لتصنع الحياة

İşe yaramasa bile gelecekte onu mükemmelleştirebilmek için değerli bir şeyler öğrenmeyecek misiniz?
حتى لو لم يعمل، ستتعلّم شيء ذو قيمة كيفية أتقنه في المستقبل.

- Bu adam değerli bir şey saklandığını biliyordu.
كان هذا الرجل يعرف بأن شيئاً ما ذو قيمة تم تخزينه هنا

Bize önerebileceğiniz değerli bir şeyiniz olduğuna gerçekten inanıyor musunuz?
هل تعتقدين حقا أنكم لديكم أي شيء ذو قيمة تعرضينه علينا؟

Böylece raflarda duruyor bizim için eskimiş, ama bir başkası için anında değeri olan bir şey.
لذا فهو هناك علي رفوفنا متقادم بالنسبة لنا ، ولكن ذو قيمة كامنة فورية لشخص آخر.

Eğer manevi değeri olan herhangi bir şey...
إذا كان هناك أي شيء ذو قيمة عاطفية بالنسبة لكِ

Sen en değersiz bedenin bile kıymetli bir suret alabileceğinin kanıtısın.
فأنت دليل إذن على أن الإنسان الرخيص قد يتحول إلى شخص ذو قيمة

Hadi ya, önemli bir şey yapacağım.
بربك، فهو ليس وكأنني لن أفعل شيئًا ذو قيمة.

Bu iki örnekle vermek istediğim mesaj, bir dolar veya taş yahut bozuk parada, kendiliğinden değerli olan hiçbir şey yoktur.
النقطة التي أردت إيضاحها من هذين المثالين هي أنه لا يوجد أصلًا شيء ذو قيمة في الدولار أو الحجر أو العملة المعدنية.

Teknolojimizi kullanmak isterseniz, bize eş değerde birşey sunmak zorundasınız.
إذا كنت تريد استخدام تقنياتنا يجب أن تقدم شيء ما ذو قيمة بالمقابل

Temel fizik yasalarımız 'geçmiş' ve 'gelecek' arasında, dikkate değer bir ayırım yapmaz.
هناك إدراك معين بأن قوانيننا الفيزيائية الأساسية.. لا تقيم تمييزاً ذو قيمة بين الماضي و المستقبل.

Biraz sert ama gerçek protez yapılana dek işe yarar.
انه صلب الى حد ما ولكن يجب ان يكون ذو قيمة

İşlerin ters gitmesi durumunda, rehine olarak bir değeri olabilir.
سيكون ذو قيمة كرهينة، في حال سارت الأمور بشكل سيء

Sonrasında bir akşam, tam da güneş batarken, bana "değerlisin" dedi.
و بعد ذلك في ليلة من الليالي مع غروب الشمس المذهل, لقد أخبرتني كم انا ذو قيمة

Kanıt değeri taşıyan her şey o duvarda.
أعدك أن كل شيء ذو قيمة استدلالية موجود على ذلك الحائط

Bu, fikrimi senin gözünde değerli kılar.
وذلك سيجعل رأيى . ذو قيمة لديك