| Seni Seoul de gördüm. Korece konuşabiliyor musun? | Open Subtitles | لقد رأيتك في سيئول هل يمكنك التحدث بالكورية ؟ |
| Seni St. Aubin'de gördüm baba. | Open Subtitles | لقدر رأيتك في سان اوبين يا أبي |
| Seni ilk gördüğümde "Bu bir çocuk, savaşçı değil" dedim. | Open Subtitles | عندما رأيتك في المرة الأولى إعتقدت أنّك ولد ليس محارب |
| - Teşekkürler. - TechCrunch'ta görmüştüm seni. | Open Subtitles | شكرا لك - انا رأيتك في (تيك كرانش) - |
| Sizi The Carson Show'da gördüğümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | "و أتذكر أني رأيتك في برنامج "كارسون |
| Constance Griffiths'in seni hapisten çıkarttırdığını televizyonda görünce dedim ki bu kadın benim avukatım olacak. | Open Subtitles | هل هذا صحيح؟ عندما رأيتك في التلفاز بأن كونستانس قريفيث أخرجتك |
| Neden bu kadar kızgınsın seni nehirde gördüğüm için mi? | Open Subtitles | لماذا أنت غاضبة جدا؟ لأنني رأيتك في الماء؟ |
| Bir daha seni Nate'in yakınında görürsem gözlerini yerlerinden çıkarırım. | Open Subtitles | إذا رأيتك في أي مكان بالقرب من نيت سأخرج عينيك |
| Sonra sizi sokakta gördüm ve her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu anladım. | Open Subtitles | ثم رأيتك في الشارع وعرفت ان كل شيء سار كما يجب ان يكون |
| Seni Larry King'de gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك في برنامج "لاري كينج". |
| Seni Grammy de gördüm. | Open Subtitles | رأيتك في حفل توزيع جوائز (جرامي) بجوار (ب. |
| Seni tv'de gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك في التلفاز .. |
| Seni de gördüm. | Open Subtitles | أجل رأيتك في الحدث |
| Bu sabah seni Riv'de gördüm. | Open Subtitles | رأيتك في الريفيرا صباح اليوم. |
| Sizi Cato'da gördüğümde, melek gördüğümü sanmıştım. | Open Subtitles | عندما رأيتك في كاتو ظننت أنني رأيت ملاكا |
| Seni sirkte gördüğümde anlamıştım bunu ve şimdi emin oldum. | Open Subtitles | عرفت ذلك عندما رأيتك في السيرك وأنا أعرفه الآن أكثر من أي وقت مضى |
| Seni TechCrunch'ta görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيتك في "تيك كرانش". |
| - Seni Oaks'ta görmüştüm. | Open Subtitles | (لقد رأيتك في (الأوكس |
| Seni en son Tahran'da gördüğümü hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر آخر مرة رأيتك في طهران |
| Seni Lisbon'da gördüğümü sanıyordum. | Open Subtitles | -خلتني رأيتك في (ليزبون ) |
| Sizi dün pazarda görünce masasındaki fotoğraftan tanıdım. | Open Subtitles | لكني رأيتك في السوق يوم أمس وعرفتك من الصورة التي علي مكتبه. |
| Ama sizi gördüğüm zaman öte dünyadan bir çağrı gibiydi bu sanki. | Open Subtitles | أنا فقدت كل اهتمام في الدين لكن عندما رأيتك في تلك الليلة كان مثل الدعوة من الجانب الآخر |
| Sizi tekrar burada görürsem, sizi öldüreceğim. | Open Subtitles | إذا رأيتك في الجوار هنا ثانيةً .. سأقتلك |
| Dün sizi televizyonda gördüm... ve çok zeki olduğunuzu düşündüm. | Open Subtitles | رأيتك في التلفاز امس واعتقد انك كنت رائع |