- Bunu gördün de söylemedin mi bana? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك من قبل ولم تخبرني؟ |
Bunu gördün mü adamım? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك يارجل؟ |
Şunu gördün mü? Mavili olanı? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك الشخص الذي يرتدي الازرق |
Yaptığımız çalıştaylarda defalarca Bunu gördüm. | TED | لقد رأيت ذلك في ورش العمل مراراً وتكراراً. |
Eric Cartman kendini öldürdü Bunu gördünüz mü? ! | Open Subtitles | اريك كارتمان قتل نفسه هل رأيت ذلك ؟ |
Bunu daha önce de gördün değil mi, ihtiyar? | Open Subtitles | ايها العجوز, هل رأيت ذلك من قبل, الم تره من قبل؟ |
- Onu gördün mü? | Open Subtitles | -هل رأيته ؟ هل رأيت ذلك الرجل ؟ |
Efendim, Bunu gördün mü? | Open Subtitles | سيدي ، هل رأيت ذلك ؟ |
Sen Bunu gördün. | Open Subtitles | أنت رأيت ذلك بنفسك |
Bunu gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت ذلك بنفسك. |
Dur bir dakika. Bunu gördün mü? | Open Subtitles | أنتظر لحظة , هل رأيت ذلك ? |
Değişiyordu. Bunu gördün. | Open Subtitles | كان قد تغير رأيت ذلك. |
Bunu gördün mü ? | Open Subtitles | واو هل رأيت ذلك |
Şunu gördün mü, Michael? Hayat yanından geçip gitti. | Open Subtitles | هل رأيت ذلك مايكل ؟ |
Şunu gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك من قبل؟ |
Şunu gördün mü? | Open Subtitles | ! ( ـ أنا آتية، ( فيليس ـ هل رأيت ذلك ؟ |
Ruslar bize saldıracaklardı. Bunu gördüm ve ateş ettim. | Open Subtitles | الروس هم من بدأوا الهجوم وعندما رأيت ذلك قمت بأطلاق النار |
Bunu gördünüz mü, efendim? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك سيدي؟ |
Durumu hiç iç açıcı değil fakat zaten bunu kendi gözlerinle de gördün, değil mi? | Open Subtitles | أنا ليست بخير، ولكنك رأيت ذلك بنفسك، اليس كذلك ؟ |
Ama Onu gördün. | Open Subtitles | ولكنكَ رأيت ذلك حقاً |
Heykelin üstündeki güvercine ateş eden adamı Gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك الرجل الذي صوّب بمسدس الهواء تجاه الحمامة على التمثال؟ |
Şunu gördünüz mü? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك ؟ |
- Bazen olmayan şeyleri görüyorum. - Hayır. Ben de gördüm. | Open Subtitles | ـ أحياناً أتوهم رؤية أشياء ـ لا، لقد رأيت ذلك أيضاً |
Evet ama çocuk benimle konuşmak istiyor. Siz de gördünüz. | Open Subtitles | -أجل، لكنه يريد الحديث معي، و أنت رأيت ذلك . |
David, ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, fakat oradaydı, Onu gördüm ve onunla savaşacağım. | Open Subtitles | ديفيد، وأنا لا أعرف ما هو عليه أو من أين يأتي، ولكن رأيت ذلك وأنا ستعمل محاربته. |
Bunu daha önce de görmüştüm. Sahiplerine eşlik etmek için normal hayat sürelerini aşarlar. | Open Subtitles | كان الكلب مسناً، وقد رأيت ذلك من قبل يعيش الكلب أطول من العمر الطبيعي |
Bunu görüyor musun? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك .. |
Peki ya bu adam, Onu gördünüz mü? | Open Subtitles | و هل رأيت ذلك الشخص؟ |
Bu grafiği gördüğümde, bu durumu eşitlemenin bir yolu olduğunu biliyordum. | TED | عندما رأيت ذلك الرسم البياني، علمت ان هناك وسيلة لتطوير التنافس. |