Öldüğünde Yüzünü görmek isterdim. | Open Subtitles | كم كنت أود رؤية وجهه عندما وجد الطريق مغلق |
Rekabete girdiğimi öğrendiğinde Yüzünü görmek isterdim. | Open Subtitles | أود رؤية وجهه عندما يكتشف أن لي علاقة بهذه المنافسة. |
Müttefiklerimiz arasında onun gerçek Yüzünü görmek isteyen çok. | Open Subtitles | هناك الكثير من حلفائنا الذين يتمنون رؤية وجهه الحقيقي |
Yüzünü göremiyorum Yaklaşmaya çalışalım | Open Subtitles | لا استطيع رؤية وجهه سأحاول الاقتراب اكثر |
yüzünü göremiyoruz. Kabin kamerasına geçin. | Open Subtitles | فلا نستطيع رؤية وجهه اظهر كاميرا الكابينة |
Benden kaçamayacağını anladığında o kendini beğenmiş suratını görmen gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليك رؤية وجهه عندما أدرك أنّه لن يستطيع تحاشِيّ أتحتاج مساعدتي؟ |
Yüzünü görebiliyor musun? | Open Subtitles | هل بأمكانك رؤية وجهه ؟ |
Onun Yüzünü görmek için her şeyi verirdim. | Open Subtitles | مستعدة أن أضحي بأي شئ حتى يمكنك رؤية وجهه في تلك اللحظة |
Bir daha Yüzünü görmek istemediğimi. | Open Subtitles | لم أرد رؤية وجهه مجددًا أبدًا، افترقت عنه. |
Onun Yüzünü görmek mümkün değil. Tıpkı pençelerinden kurtulmak gibi. | Open Subtitles | مثلما أنه من المستحيل رؤية وجهه كما هو حال الهرب من قبضته |
Bir daha asla Yüzünü görmek, onunla karşılaşmak zorunda kalmayacağıma? | Open Subtitles | وأنني لن أضطر إلى رؤية وجهه ثانية أبداً وأنني لن اضطر إلى مواجهته؟ |
Biraz daha yaklaş. Yüzünü görmek istiyorum. | Open Subtitles | اقترب قليلاً ، فأريد رؤية وجهه. |
Kız hala hayattaysa Yüzünü görmek istemeyecektir. | Open Subtitles | إن كانت حية ليس عليها رؤية وجهه ثانيةً |
Siyah saçları var. Yüzünü göremiyorum. | Open Subtitles | شعره أسود وممشّط للخلف، أعجز عن رؤية وجهه. |
Ama yalnız değildin başka biri daha vardı, ama Yüzünü göremiyorum. | Open Subtitles | لكنّكِ لستِ وحدكِ... فهُناك شخص آخر، ولكن لا أستطيع رؤية وجهه. |
yüzünü göremiyoruz. Kabin kamerasına geçin. | Open Subtitles | فلا نستطيع رؤية وجهه اظهر كاميرا الكابينة |
Evet ama maalesef yüzünü göremiyoruz. | Open Subtitles | أجل. للأسف، لا زلنا لا نستطيع رؤية وجهه. |
Var ya herifin suratını görmen lazımdı. | Open Subtitles | دعيني أخبرك كان عليكِ رؤية وجهه |
yüzüne çok iyi bakamadım ama kaçmadan önce görebildiğim kadarı bu. | Open Subtitles | لم أتمكن من رؤية وجهه بوضوح، ولكن هذا يشبه إلى حد كبير ما رأيته قبل أن يلوذ بالفرار. |
Sesini duydum, fakat yüzünü görmedim. | Open Subtitles | أستطيع سماع صوته داخل رأسي ولكني لم أستطع رؤية وجهه |
yüzünü göremedim. Yağmur yağıyordu ve adam kaçıyordu. | Open Subtitles | لم أتمكن من رؤية وجهه كان الجو ممطراً ، وكان يلوذ بالفرار |