Onu bir daha görmek istemediğime neden karar verdim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أدري كيف أقنعت نفسي أنني لا أود رؤيتهم مجدداً |
Değilsiniz, sizi, onları görmek ama ben yine de yarım whitelighter olamaz. | Open Subtitles | أنتما لستما ساحرات .لن تستطيعا رؤيتهم . لكن أنا نصفى حارس أبيض |
Onlar beni göremez ama ben onları görebileceğim. Git hadi. | Open Subtitles | هم لن يكونوا قادرون على رؤيتي، لكنّي سأكون قادر على رؤيتهم. |
Sanki, neredeyse müziğin ritmine göre dans eden, çıplak, coşkulu vücutları görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤيتهم عراة يرقصون على الإيقاع هل هُم هكذا في الكنسية أيضًا؟ |
Hayalet yok. Artık onları göremiyorum. | Open Subtitles | ليس هُناك أشباح، أنا لم يعُد بإمكاني رؤيتهم |
Oyuna bakmayacağım bile. Sadece onları masada otururken görmek istiyorum. | Open Subtitles | لن أنظر حتى للمباراة, أريد رؤيتهم جالسين على الطاولة فحسب |
Bazı büyük hatalar yaptım... ve bunları senin gözlerinden görmek istemedim. | Open Subtitles | لقد ارتكبت أخطاءا كبري ولم أكن اريد رؤيتهم من خلال عينيك |
Kızlarımı her şeyden çok seviyorum ve onların tekrar tekrar öldüğünü görmek zorundayım. | Open Subtitles | أحب بناتي أكثر من أي شيء آخر, وتوجب عليّ رؤيتهم يموتون مراراً وتكراراً. |
Hayranlarıydım. Sörf yapışlarını görmek beni bugün olduğum kişiye dönüştürdü. | Open Subtitles | اعشق هؤلاء الرجال رؤيتهم يتزلجون جعلتني ما انا عليه اليوم |
lakin onlar buna kendini kaptırırsa onların endişesini görmek benim için bilim adına gerçekten heyecanlı olurdu. | TED | ولكنهم أصبحوا مسحورون بذلك. وكان من المشوّق حقًا بالنسبة لي رؤيتهم متحمسين للعلم. |
Bu yasalar politik destek görüyor tam olarak insanları hedef aldığı için oy verenlerin görmek ya da bilmek istemediği insanları. | TED | هذه القوانين لها دعم سياسي تحديدا لأنها تستهدف الأشخاص الذين لايريد الناخبون رؤيتهم أو المعرفة عنهم. |
Arabadan in, ellerini görebileceğim bir yere koy. | Open Subtitles | اخرجي من السيارة ابقي يديك حيث استطيع رؤيتهم |
Hey ellerini görebileceğim şekilde duvara koy bakalım. | Open Subtitles | أنت ضع زعانفك على الحائط حيث استطيع رؤيتهم |
Birim 8'den merkeze. Onları görebiliyorum. Peşindeyiz. | Open Subtitles | من الوحدة ثمانية إلى مركز القيادة بإمكاننا رؤيتهم الآن , نحن نتعقبهم , حوّل |
göremiyorum ama orada olduklarını biliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع رؤيتهم لكنني أعرف أنهم موجودون تحت |
Ancak bir yüklenici onu Görebilir. | Open Subtitles | فقط المتحكمون من يستطيعون رؤيتهم |
Ellerini görebileceğimiz bir şekilde yavaş yavaş yukarı çık! | Open Subtitles | مع يديك حيث يمكننا رؤيتهم أخرج ببطىء شديد |
Böylece onları dikiz aynasından görebiliyor ama kızlar sadece gözlerini görebiliyor öylece onlara bakıyor sanki bir günah çıkarma ayini gibi. | Open Subtitles | لكى يمكنه بهذه الطريقه رؤيتهم بالمرآه ولكنهم فقط يستطيعوا رؤيه عينيه فقط ينظر إليهم |
En ufak bir şekilde bile açılmalarını izlemek çok duygulandırıcıydı. | TED | و كانت رؤيتهم ينفتحون حتى قليلا ، كان مؤثرا حقا. |
İlginç olan soru şu: Bizim oradaki davranışımızı gördüklerinde tasarımcılar ne düşünür? | TED | والسؤال المثير للاهتمام هو: بم يفكر المصممون عند رؤيتهم سلوكنا هنا ؟ |
"Denizaltılar çok küçük ve biz onları göremiyoruz." | Open Subtitles | المـرء كـى يـفـعـلـه وقـتـهـا ؟ فنحن نُهاجم من قِبل شىء متناهى الصغر و بالتالى لا نستطيع رؤيتهم |
Televizyonda görmem gereken kişiler onlardı ağlayıp, çocuklarını kaçıran canavara çocuklarını bırakması için yalvarıyorlardı. | Open Subtitles | إنهم فقط من إستطعت رؤيتهم على التلفزيون يبكون ويتوسلون بالوحش الذي أخذ إبنتهم أو إبنهم ليعيدهم اليهم |
Adamlarına söyle, mahkumları görünce ya da ben emir verince onları vursunlar. | Open Subtitles | وقم بإعطاء الأوامر لرجالك أن يطلقوا عليهم بمجرد رؤيتهم أو عند إشارتي |
onları ben de görüyorum sen de sadece benim gibisin. | Open Subtitles | انا استطيع رؤيتهم ايضا انت عندك نفس الحالة التى عندى |
Adamların çoğu onu yakalanmış görmekten hoşlanıyor. | Open Subtitles | الكثير من الرجال يحبّون رؤيتهم وهم يمسك بهم أعرف |
Biliyorum Bay Peterman, ama onları bir kere gördükten sonra başkalarının almasını seyretmeye dayanamazdım. | Open Subtitles | أعرف ذلك سيد بيترمان ولكن بمجرد رؤيتهم لم أستطع أن أتحمل أن يأخذهم شخص آخر |