İlk mesajlaşmamızdan sonra bana ikinci bir kısa mesaj gönderdi. | Open Subtitles | بعد رسالة المبدئي لدينا، أنها أرسلت لي رسالة نصية ثانية |
Hayır, hayır, kimseyi arama Michael. Yok, mesaj atıyorum zaten... | Open Subtitles | لا تهاتف أي أحد أنا أرسل له رسالة نصية إذن |
O zaman telefon et ya da e-mail, mesaj filan gönder. | Open Subtitles | أجل، لذا أمسك الهاتف، أكتب رسالة إلكترونية أو إبعث رسالة نصية. |
Çokta iyi tanımadığım insanlardan bugün 25 tane mesaj geldi. | Open Subtitles | لقد جاءتني ٢٥ رسالة نصية اليوم من أناس بالكاد أعرفهم |
Kısa mesajla taciz ya da zalim cep telefonu videolarına benzer şeyler yoktu. | Open Subtitles | لم يكن يوجد حينها المضايقة عبر رسالة نصية او انتشار مقاطع فيديو قاسية |
Pardon, Başkanın bu akşam bir kaç dakika sonra konuşacağına dair mesaj var. | Open Subtitles | أرجو المعذرة, لدي رسالة نصية تقول أن الرئيس سيتحدث الليلة بعد عدة دقائق. |
Tüm gün mesaj atıp durdu. "Lütfen, lütfen, lütfen" diye | Open Subtitles | ظل يرسل لي رسالة نصية طيلة اليوم يرجوني فيها للمجيء |
Ertesi gün bana ve okuldan arkadaşlarıma iş teklif eden bir mesaj aldım. | Open Subtitles | في اليوم التالي، وصلتني رسالة نصية بعرض عمل عليّ أنا وزملائي من المدرسة |
Oo, diyor ki sadece Eddie'ye mesaj göndermiş çünkü çok kızgınmış. | Open Subtitles | أوه، ويقول انه فقط أرسلت إدي رسالة نصية لأنه كان غاضبا. |
Emily, New York'a gideceğine dair bir mesaj aldığını söyledi. | Open Subtitles | إيميلي قالت أنه وصلتها رسالة نصية أنها ستذهب إلى نيويورك. |
Bir başka şey de, çok yakın bir arkadaşım ben yoldayken mesaj attı, korktuğumu biliyordu. | TED | و شئ آخر، أن صديق جيد لي ، أرسل لي رسالة نصية و أنا في طريقي إلى هنا، لمعرفته بخوفي. |
Şimdi ise: Birşeyler hissetmek istiyorum, bir mesaj atmam gerek. | TED | الآن أصبحت: أريد أن يكون لدي إحساس، أحتاج إلى إرسال رسالة نصية. |
Sonra bir kez daha mesaj attım, şak bar cevap daha. | TED | لذا، قمت بارسال رسالة نصية أخرى، بووم، رد آخر. |
Kriz danışmanı, kızı adresini vermeye ikna eder. Çünkü bir yarım hattına mesaj atıyorsan, yardım istiyorsun demektir. | TED | ويطلب مستشار الأزمة من الفتاة أن تعطيه عنوانها، لأنك لو أرسلت رسالة نصية فإنك بالتأكيد تريد المساعدة. |
Heyecan verici bir şey, ve şunu söyleyeceğim: İki yıldan az sürede, toplamda 6.5 milyondan fazla mesaj aldık. | TED | هذا مثير، وسأُخبركم بأن لدينا ما يُقارب أكثر من 6.5 مليون رسالة نصية في أقل من سنتين. |
Ancak şimdi şunu hayal edin: 20 dakika sonra bir kısa mesaj aldınız. | TED | ولكن تخيل هذا: بعد عشرين دقيقة، تتلقى رسالة نصية. |
Ona mesaj atıp ön elemeleri geçtiğimi söyledim. | Open Subtitles | أرسلت لها رسالة نصية و أخبرتها بنجاحي بالمرحلة الأولية |
Telefonunuza mesaj gelmesi kadar doğal bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيئ مميز بالحصول على رسالة نصية |
Cep telefonlarına mesaj gönderilen web sitelerinden birinden gelen e-postaymış. | Open Subtitles | إنها رسالة إلكترونية موجهة من حساب بالإنترنت تظهر على شكل رسالة نصية في هاتفه الخليوي |
Birkaç sesli mesaj bıraktım, ama aldığımız tek cevap yazılı bir mesajdı... ve bu durumun, onun kafasını çok bozduğunu söylüyordu. | Open Subtitles | تركت الرقم على البريد الصوتي لكن الرد الوحيد الذي حصلت عليه هو رسالة نصية تقول |
Sonra da mesajla adresi bana gönder. Basit, değil mi? | Open Subtitles | وبعدها أرسلى عنوانه فى رسالة نصية ,بسيط حسنا؟ |
Ama şimdi yardımdan yalnızca bir telefon mesajı uzaktalar. | TED | لكن الآن، يمكنهم أن يكونوا على بعد رسالة نصية من إيجاد المساعدة. |
Üç dilim kek sipariş etti ve eve götürdü ve metresine bir SMS gönderdi. | Open Subtitles | طلب معه ثلاث قطع من الكعك للمغادرة بها :و أرسل رسالة نصية إلى عشيقته |