Ayrıca, sana, deli hizmetçi kostümü aldık ve ahbaplar halka karışıyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنّنا أحضرنا لكِ زيّ الخادمة اللعين والفتيان يقدّرون الخادمات |
Bu harika. Gidip sana bir süper kahraman kostümü ayarlayalım. | Open Subtitles | هذا رائع دعني أذهب و أفصّل لكَ زيّ بطلٍ خارق |
Neden tüylü bir toz bezi alıp hizmetçi kıyafeti giymiyorum ki? | Open Subtitles | الذي لا أُصبحُ a منفضة ريش وa زيّ جاريةِ الرسمي فرنسيةِ؟ |
-Kanada sağlık planı mı? -Bu yıl kostüm giymek istemiyorum. | Open Subtitles | ـ الرعاية الصحية الكندية ـ لا أريد أن أرتدي زيّ |
Ben buraya 20 yıl önce gelmiştim ve sen bana üniforma dikmiştin. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا قبل عشرين عام وأنت من أحاك لي زيّ العسكري |
Hizmetçi üniforması giyiyorsun, ama asla evi temizlemiyorsun. | Open Subtitles | ترتدي زيّ الخادمة الرسمي ولكنك لم تنظف المنزل أبداً |
O seksî kıyafet işe yaradı. Yüzbaşı beni bu davaya verdi. | Open Subtitles | لقد أجدى زيّ الجنس نفعاً فلقد الحقني القائد بالقضيّة |
Kasdan'ın Noel zamanı sık sık Santa kostümü giydiği biliniyor. | Open Subtitles | الذي يقوم بارتداء زيّ سانتانا في عيد الميلاد |
Daha iyi kostümü olan fırsatçının tekidir. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون شخصاً محتالاً ولكن لديه زيّ تنكري أفضل |
Çiftler kostümü için süper bir fikrim olduğunu bilmeni istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط إخبارك أنه خطرت ببالي فكرة زيّ رائعة |
Ve tekrar, eşcinsel denizci kıyafeti için kusura bakma. Annen BAYILIYOR. | Open Subtitles | ومجدداً آسف لأنك ترتدي زيّ البحار ، أمك تحبه |
Danny Gutierrez'i deniz aslanı kıyafeti ile aralarına soktuk. | Open Subtitles | ,وضعنا سائقنا , داني غوتيريز في زيّ فقمة |
Eğer bir pilot kıyafeti içinde hızlı bir şekilde yürürsen, nerdeyse istediğin her yere gidebilirsin. | Open Subtitles | إذا مشيت بهمّة مرتدياً زيّ عسكري الطيران، يمكنك ولوج أيّ مكان |
Sence bu sikik bir kostüm mü? Bu bir yaşam tarzı! | Open Subtitles | هل تعتقدين أن هذا زيّ تنكري إنه أسلوب للحياة |
kostüm sandım. Müstakbel kocanı striptiz kulüplerinde arama lütfen. | Open Subtitles | ذلك زيّ لاتبحثي عن زوجكِ المستقبلي في نادي تعرّي |
İpek hafifliğinde mermi geçirmez üniforma ürettik. Nerede? | Open Subtitles | زيّ رسمي مضاد للرّصاص إنّ الخامة خفيفة كالحرير |
İşte mermi geçirmez üniforma. | Open Subtitles | الأفعال أبلغ من الأقوال زيّ رسمي مضاد للرّصاص |
Adam gördüğüm kadarıyla... Burger Chalet üniforması giyiyor. | Open Subtitles | صاحبنا هناك يبدو انه يرتدي زيّ مطعم برغر شاليه |
Karate üniforması, hepsi dalgacı Nappy Chan havasında. | Open Subtitles | قليلا زيّ الرسمي على مثل حفاظة تشان محاولة بو |
Eğer bu varoş budalaları cadılar bayramıyla alay etmek istiyorsa bende onlarla alay edebileceğim bir kıyafet bulmalıydım. | Open Subtitles | إن أراد أغبياء الضواحي هؤلاء الإستهزاء من الهالوين لذلك علي أن أجد زيّ |
Hayır. Sizlerin çok beğendiğiniz sosisli kostümümü iade ediyordum. | Open Subtitles | كنت أعيد زيّ النقانق، الذي تمتعتوا به جميعاً |
Ekibimin üniformasını giyiyorsun, ama seni tanımıyorum. | Open Subtitles | ترتدي زيّ أحد أفراد طاقمي لكنني لا أعرفك |
İki saate göre güzel elbise. Teşekkürler. | Open Subtitles | زيّ جميل بالنسبة لكونك دبّرته خلال ساعتين فقط. |
Max söylemeliyim ki, o Noel Baba kıyafetiyle yakıyorsun ortalığı. | Open Subtitles | ({\pos(190,210)}ماكس)، لا بدّ من القول أنّك رائع في زيّ (سانتا). |
Tahmin ediyim,asker forması içinde iki kişi görüyorsunuz ve bizi düşman gibi bir şey olarak algılıyorsunuz,değil mi? | Open Subtitles | دعوني اخمن ، ترون رجلين في زيّ رسمي وتعتقدوا أننا العدو، هل انا محق ؟ |
Süpermen kostümlü ufak bir çocuğu Grand Bulvarı'nda yürürken gördüm. | Open Subtitles | رأيت طفل صغير مع زيّ رجل خارق يمشي في جاده جراند |
Hiç politikacı karısı kıyafetim yok. | Open Subtitles | ليس لديّ زيّ كرداء زوجة رجلٍ سياسيّ. |
Selam, seni Cadılar Bayramı kostümün olmadan tanıyamıyordum az kalsın. | Open Subtitles | مرحبًا، كدت لا أميّزك بدون زيّ عيد القدّيسين خاصّتك. |
O çocuklar benimle *Pep Squad Üniformam yüzünden dalga geçiyorlardı ve sen onlara... | Open Subtitles | أولئك الأشخاص كانوا يضايقونني بخصوص زيّ "فرقة النشاط" ، وأنت قلت *فرقة تقوم بتحفيز ومساعدة الطلاب* |