"سأسأله" - Traduction Arabe en Turc

• soracağım
• sorarım
• sorayım
• sorardım
• soracaktım
• ona sorabilirim

O çok soru soruyor ya, ben de ona bir şey soracağım.!
إنه لديه العديد من الأسئلة، صحيح؟ لكن أنا سأسأله سؤال واحد فقط

evet, soracağım.Dade, kızlardan hoşlanıyorsun değil mi?
نعم سأسأله دايد هل تحب الفتيات اليس كذلك ؟

Belki Üçlemeci biliyordur. Onu enselediğim zaman soracağım.
ربّما قاتل الثالوث يعرف، سأسأله عندما أجرّه إلى هنا

Sağlık görevlileri Golda Teyze'yi hayata döndürdüğünde ona sorarım.
حسنا عندما يعود طبيب عمتي غولدا تأكد انني سأسأله ,حسنا

Döndüğünde sorarım. Üzgünüm. Hayır, dert etme.
لست واثقة أين قد يضعها سأسأله حين يعود آسفة على ذلك

Geliyor, ona sorayım.
حسناً لقد جاء سأسأله

Karısı hoşlanmış mı diye sorardım, Majesteleri.
كنت سأسأله كم أحبتها زوجته يا صاحب الجلالة.

Demin sana soracağım söyleyeceğim şey şuydu.
ما .. ما الذي كنت سأسأله لك منذ دقيقة مضت؟ أو كنت أتحدث حول ..

Paul'un Holly'ye layık olup olmadığını anlamak için annesini soracağım.
حسناً , استمع أتعرف كيف سأتبين إن كان بول صالحاُ لهولي ؟ سأسأله بشأن أمه

Onu rahatlatacağım ve doğrudan soracağım büyük sırrının ne olduğunu.
سأجعله يسترخي وبعدها سأسأله مباشرة عن سره الكبير.

Onunla görüşüp nasıl biri olduğumu soracağım.
سأقابله، وبعد ذلك سأسأله أي نوع من النساء كنت

İleride polis var mı diye soracağım.
سأسأله ما إن كانت هناك سيارة شرطة في الأمام

Birkaç saat sonra uyanacak ve onu tutuklarken bunu kimin yaptığını da soracağım.
سيستيقظ بعد عدة ساعات, وبعد أن أخبره أنه رهن الاعتقال, سأسأله من فعل ذلك به

Sana soracağım dedim ya, hayatım, oldu mu?
أخبرتك بأنني سأسأله يا عزيزتي ، اتفقنا ؟

Onu yakaladığımda kendisine sorarım. Bu herifi nasıl yakalayacağımıza dair bir fikrin var mı?
حسناً، سأسأله عندما نقبض عليه أيّ فكرة حول كيفيّة القبض عليه؟

O zaman kendim sorarım. Davenport bana yalan söylemez.
حسناً، إذاً أنا سأسأله نفسه دافينبورت لن يكذب عليّ

Gelecek sefer otobüste ona sorarım.
سأسأله في المرة القادمة بالحافلة

- Yapma bunu. - Güzel, gider ona kendim sorarım.
ـ لا تفعل هذا ـ حسناً , سأسأله بنفسي

Uyandığı zaman ona sorarım .Bu arada, biraz daha bu çağa uygun birini bulamaz mıydın acaba?
عندما يستيقظ سأسأله من أجلك بالمناسبة، لم يكن بإمكانك العثور على أحدٍ أكبر قليلاً من هذا المئوي؟ سعره كان مناسباً، حسناً؟

Bekle, ona da sorayım.
أنتظر، سأسأله

Neden bu şekilde davrandığını sorardım.
انا كنت سأسأله لماذا هوأساء التصرف.

Ben de sana bunu soracaktım. İyisin, değil mi?
ذلك ما كنت سأسأله لك هل أنت بخير , حسناً ؟

Pekala, eve geldiğinde ona sorabilirim.
ربّما، سأسأله فور عودته إلى البيت