Şunu unutmayın ki bir kötü mahkûm geri kalan herkes için işleri mahvedebilir. | Open Subtitles | تذكروا دائماً أن سجين واحد من الممكن أن يفسد الأمور على الآخرين |
Burada olmaktansa Bermuda'da esir olmayı tercih edeceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول بأنه يفضل أن يكون سجين حرب في برمودا من هنا. |
Dün gece haberlerde sizi gördüm. Kaçak bir mahkumu mu kovalıyordunuz? | Open Subtitles | لقد سمعت بما حدث معك بالأمس في الأخبار بمطاردة سجين هارب؟ |
Bu tesiste, zihinsel becerileri bazen İngiliz devletine faydalı olan bir tutsak var. | Open Subtitles | هنا، في هذة المنشأة سجين لديه قدرات ذهنية هي ذات فائدة للحكومة البريطانية |
Bir esiri vurmak, lanet olası kurallara aykırıdır! | Open Subtitles | اطلاق النار على سجين يصبح هو الصواب؟ إنّه ضدّ حقوق الانسان |
Hücredeki bir mahkumun neden seninle konuşma talebinde bulunduğunu söylemek ister misin? | Open Subtitles | أتريد أن تخبرني لماذا يطلب سجين في الحبس الانفرادي أن يتحدث إليك؟ |
Sadece bir mahkûm haklarını koruyor. Oturmak ister misin? | Open Subtitles | إني مجرد سجين يريد حماية حقوقه، هل ترغب بالجلوس؟ |
Avludaki sohbetlerimizden hep keyif almışımdır, erkek erkeğe, mahkûm mahkûma. | Open Subtitles | لطالما استمتعت بمحادثاتنا في الساحة، رجل لرجل، سجين لسجين. |
Kodlar, şartnameler, uzunluğu 4 km olan parmaklıklar, 1,200 kilo ağırlığında dikenli tel elektrik hattı çekilmiş 6,000 kiloluk parmaklıklar, seramik yalıtıcılar mahkûm başına 3 metreküplük hava aralığı! | Open Subtitles | و 1200 كيلو من الاسلاك الشائكة و 6000 كيلو من الاسلاك المكهربه و 3 متر مكعب من الهواء لكل سجين |
Bunu senin ya da Apaçinin yaptığını, beni de esir aldığınızı düşünürler. | Open Subtitles | أو يعتقد أنك فعلت ذلك أنت أو الاباتشى وأخذتنى سجين |
Eğer diğer bir esir gelirse, kapıyı açmak zorunda kalırlar. | Open Subtitles | هم سيفتحون الباب اذا كان لديهم سجين آخر. |
İsterlerse sesi tüm hapishaneye... yayabilirler, saniyeler içinde, her mahkumu yere serebilirler. | Open Subtitles | يمكنهم بثّها بالسجن برمّته لو أرادوا، صارعين كل سجين في بضع ثوانٍ. |
Bütün gün herkesi ziyaret edemese de, 156 mahkumu görmek istiyordu.Kucağıma alıp kaldırdım ve parmağını işaret etti | TED | كما تعلمون لم يستطع فعل ذلك كل يوم، لكنه أراد زيارة جميع الـ 156 سجين. وأقوم برفعه ويضع أصابعه عبر الزنزانة |
Bu tesiste, zihinsel becerileri bazen İngiliz devletine faydalı olan bir tutsak var. | Open Subtitles | هنا، في هذة المنشأة سجين لديه قدرات ذهنية هي ذات فائدة للحكومة البريطانية |
Buradaki her eski bir tutsak D'Haranlardan intikam almak ister. | Open Subtitles | أنا مُتأكدة من أن ، أيّ سجين هنا يرغب بنيل إنتقامه من الدهاريون. |
Geceleri savaş esiri oyunları oynardık, asla uyumamıza izin vermezlerdi. | Open Subtitles | والليالى التى كان يهرب منها سجين حرب كنا لا ننام على الاطلاق |
Geldiğinde bu seni buradaki her mahkumun çıkış bileti yapar. | Open Subtitles | وعندما يحدث ذلك ستكون وسيلة خروج أي سجين من هنا |
Geçen hafta bir mahkûmu hapishane koridorunda bir kova suda boğulmuş hâlde buldular. | Open Subtitles | ،الأسبوع الماضى لقد وجد سجين مات فى مدخل السجن غريقاً فى ماء الاسطبل |
Metal bir tepsiyle kafeteryada bir başka mahkuma vurdun mu, vurmadın mı? | Open Subtitles | هل قمت بضرب سجين آخر أم لا مستخدمًا علبة معدنية في الكافتيريا؟ |
Evrende ondan en çok nefret eden yaratıkların tutsağı oldu. | Open Subtitles | هو سجين لدي اكثر مخلوقات , تكرهه في الكون كله |
Bugün sizle burada konuşurken, Kenya hapishane Servisi kapsamında 63 tutuklu ve personel uzaktan öğrenme ile Londra Üniversitesi'nde hukuk okuyorlar. | TED | وبينما أتحدث إليكم اليوم، هناك 63 سجين وموظف في دائرة السجون الكينية يدرسون القانون في جامعة لندن عبر التعلم عن بعد. |
Sıradanlığı bozan tek şey, bir mahkûmun, bir diğerini öldürmeye çalışmasıdır. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي يُبطل الروتين هو أن يحاول سجين قتل آخر |
Ve bir tutukluyu hapiste tutmak için yılda ortalama 35,000 dolar harcıyoruz. ve okul yönetimleri bir çocuk beslemek için yılda 500 dolar harcıyor. | TED | وننفق خمسة وثلاثون ألف دولار معدل سنوي من أجل ابقاء سجين داخل السجن ومناطق المدارس تنفق خمسمئة دولار سنوياً لإطعام طفل |
senin gibi zavallı bir mahkumum. fakat birlikte, daha iyi oluruz. | Open Subtitles | .سجين تافه، كما أنت .ولكن مع بعض قد نصبح الكثير |
O tekrar nefes almayı öğrenirken ben evimde tutsağım. | Open Subtitles | وبينما هي تتعلم كيف تتنفس فأنا سجين في منزلي الخاص |
Ailemi taciz eden Max Cady adında eski bir mahkum var. | Open Subtitles | هناك سجين سابق يسمي بماكس كادي وهو دائما ما يضايق عائلتي |