Peki, tamam. Sadece evlilik deneyim benim yıllar boşa gitmesine izin. | Open Subtitles | حسناً ، جيد ، دعي سنيِني العديدة من الزواج تتضيع سدى |
Bu işle ilgilenen adamlarım var ama tüm planlarımız boşa gidebilir. | Open Subtitles | , لديّ أناس يعملون على هذا لكن خططنا قد تضيع سدى |
Dünyayı iyileştirmek için tüm çabalarımız boşa çıktıysa daha fazla harcama yapmanın anlamı ne? | TED | إذا كانت كل جهودنا لتحسين العالم تذهب سدى لماذا نهدر مزيداً من المال؟ |
Fakat kötü bir yönetim ve sallantıda olan kurumlarla bu potansiyel tamamen ziyan olabilir. | TED | ولكن بوجود حاكمية سيئة و معاهد مهتزة ، فإن كل هذه الأمكانيات ستذهب سدى |
Bazı cevapları almadan dönersek boşuna ölmüş olacaklar. | Open Subtitles | لو رحلنا بدون الحصول على اجابات، فسيكون موتهم قد ذهب سدى. |
Maalesef seni buraya boş yere getirdim. | Open Subtitles | أخشى أننى جعلتك تأتى إلى هنا سدى |
Milyonlarca doları boşa harcamaktan bahsediyorsun. | Open Subtitles | نحن نتكلم عن ملايين الدولارات التي سوف تذهب سدى |
İmparatorun kahramanlığını boşa çıkarmadan, o adamı yenebildiğimize memnunum. | Open Subtitles | أنا سعيد بقدرتنا على هزيمة ذلك الرجل.. بدون أن نجعل شجاعة الإمبراطور تذهب سدى. |
Bilgileri yolladığımız an tüm çalışmalarımız boşa gider. | Open Subtitles | بمجرد أن نقوم بنقل البيانات . جميع أعمالنا سوف تذهب سدى |
CIA'den çalınanı bulmak için. Bu adamların boşa ölmediğini göstermek için. | Open Subtitles | لإستعادة ما سُرق من الإستخبارات المركزية للتأكد ان هؤلاء الرجال لم يموتوا سدى |
ve onun eşi olduğun için benzer durumlara düşeceksin, ve senin için harcadığım bütün enerji boşa gider. | Open Subtitles | إيجاد مساعدة ماضية في نقطة ما وأنت بنفسك بكونك قرينه هذا مشابه للبلاهة وكل الطاقة التي سكبت بداخلك ذهبت سدى |
Onların da öldüklerinden emin olursak fedakarlığımız boşa gitmez. | Open Subtitles | تضحياتنا لن تذهب سدى إذا استطعنا إيجاد وسيلة نتأكد بها من موتهم أيضاً |
O mantoyu taşımaya değer birine. Yoksa her şey boşa gider. | Open Subtitles | امرأة جديرة بارتداء المعطف وإلا فسيذهب جهدنا سدى |
O zaman Ae Ra şimdi boşa mı kürek çekiyor? | Open Subtitles | ...اذن هل نا اي را تهذر وقتها سدى الان ؟ |
ziyan olsun istemem. | Open Subtitles | أكره أن أرى هذه تذهب سدى إنها قطعة صغيره |
ziyan olmadan önce çabuk davranmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي علينا التصرف بسرعة قبل أنّ يذهب سدى |
Ama sonra farkettim ki, zaten sınıfta ziyan olacak. | Open Subtitles | ثم أيقنت أنه سيذهب سدى داخل القسم على أية حال |
Eminim hayatlarını boşu boşuna vermediklerinin farkındadırlar. | Open Subtitles | أنا واثقه أنهم سيدركوا أنهم لم يضحوا بحياتهم سدى |
Burada kullanmazsan, bu gece her şey boş yere yaşanmış olur ve evliliğim biter. | Open Subtitles | ولكنإذالم تستخدمههنا الليلة... فإن كل هذا سيضيع سدى ... وسيكون زواجي طرفة |
Bir keresinde, ölü bir adamla bir hiç uğruna yedi saat geçirmiştim. | Open Subtitles | قضيتُ مرّة سبع ساعات بمغازلة رجل ميت سدى |
Harcadığınız bunca zamanı heba etmeyin. | Open Subtitles | لا تدع كل تلك الساعات التي وضعت في هذا المسعى تذهب سدى. |
Kurtarmak için her şeyimizi vermişken, tüm bunları çöpe atamazsın. | Open Subtitles | لايُمكنُكِ بأن تضيعي ذلك سدى بعدما .منحناها كلّ شيء لإنقاذها |
Yani anahtara ihtiyacımız var. Yani tüm bunlar boşunaydı. | Open Subtitles | هذا يعني أننا بحاجة لمفتاح، عندها كل هذا سدى |