"سريعا" - Traduction Arabe en Turc

• hemen
• çabucak
• kısa
• acele
• hızla
• hızlıydı
• Birazdan
• hızlısın
• kadar çabuk
• hızlı
• an
• erken
• Yakında
• hızlıca

Gönder onu, detayları halletsin ve bu iş hemen hallolsun.
أرسل له لتنفيذ تلك هذه التفاصيل وليتم هذا الامر سريعا.

Bir şey yapmalısın, hemen. Bunu uzun süre tutamam. İyi iş çıkardın.
يجب ان تفعل شيئا سريعا , لا استطيع التحمل اطول عمل جيد

2008'de bir soruşturma açtık, ama çabucak faili meçhul hale geldi.
لقد فتحنا تحقيق فى 2008 لكنه سريعا ما اصبح قضية باردة

Sylmar'daki banka soygununu gerçekleştiren hırsızlar kısa sürede yakayı ele verdi.
سارق بنوك يستسلم في سيلمار يبدو انه لم يكن سريعا كفايه

İçinden bir ses neden bu kadar acele ettiğini merak etmiyor muydu hiç?
الم يكن هناك جزء منك مستغرب لماذا كان بحاجة ماسه لأتمام الزفاف سريعا

Oldukça hoş ve hızla yayılmaya başladı, bio çeşitliliği bir zamanlar çok zengin olan Kuzeybatı Akdeniz'de aşırı büyümeye başladı.
هي جميلة جدا ولديها بداية سريعة لتنمو سريعا في ما مضى غنية جدا التنوع الحي في شمال غربي البحر المتوسط

Evet, detaylara ihtiyacımız var. Hem de hemen, tamam mı?
اجل , اجل , نحن نحتاج الى تقاصيل سريعا, حسنا؟

Açıkçası, hediye ettiği kolyeyi ölümünden hemen sonra satmanız oldukça kötü duruyor.
بصراحة، حقيقة أنكِ بعتِ القلادة سريعا جدا بعد وفاتها، تبدو سيئة جدا.

Aslında, kemikleri hemen gömülmüş... ...güzelce korunmuş.
أساسيا، كانت عظامه قد دفنت سريعا وحفظت بصورة جميلة.

Kopan parçanın hemen önündeki ufacık helikopter, buzulun büyüklüğünü göstermek için.
الهليكوبتر أمام الواجه المنهاره للقشرة , و الذي يصغر سريعا .

Ayrıca, ben doğuştan sizdenim. Şairim ya, zaten berduşum, hırsız olmayı da hemen öğrenirim.
شاعر، أَنا متشرد، ويمكننى أَن أَتعلم سريعا لكي أكون لص

bu da pazarı çabucak geliştirecek ve aynı zamanda otomobil üreticilerinin daha fazla kazanmasını sağlayacaktır
هذا يوسع الخيار سريعا في السوق و في الواقع يجني بسببه صناع السيارات المزيد من الارباح ايضا

Eylülde günbatımından sonra hava çabucak karardığından, şimdi etraf çok daha karanlıktı.
لقد أصبحت أكثر ظلاما الآن " "الليل يأتى سريعا فى شهر سبتمبر

Evliliğimizin... aşkını yeniden... çabucak canlandıracağını asla ummadım.
لم اتمنى ابدا ان زواجنا سيجعل حبك يتراجع سريعا

Arabalarımız kısa sürede kendilerini sürmeye başlayacak ki bu da daha az kamyon şoförüne ihtiyacımız olacağı anlamına gelir.
سوف تبدأ سيّاراتنا سريعا في السياقة الذاتية، ممّا يعني أنّنا سنحتاج عددا أقلّ من سائقي الشاحنات.

Pekala, arkadaşım, artık yolumuza devam edeceğiz, bu yüzden o kadar acele etme, oğlum.
حسنا صديقي الأن سوف نمضي في طريقنا ليس سريعا هكذا سوني

Kauçuğumu daha az paraya getirebilirim. İş hayatında hızla ilerlemeliyim.
واستطيع هكذا شحن مطاطى بسعر أقل, وتصل الى المستورد سريعا

Ama ışık Galileo için çok hızlıydı. Işığın hızının, ses hızından 10 kat hızlı olduğunu tahmin etmişti ama
لكن الضوء كان سريعا جداً بالنسبه لغاليليو. كان بعيداً عن القيمة التي افترضها

Yataklarındalar Birazdan uyuyacaklar, Yakında da sabah olacak... ve seni bulacaklar dedim.
فقط نام و سيمر الوقت سريعا و غدا ستجد كل شيء إنتهي

Açıkçası eskiden olduğu kadar hızlısın. Ama bana kafa tutarsan yine kaybedersin.
قد لا أكون سريعا كما في السابق لكنك قد تخسر مجددا بسببي

Ne kadar erken gidersen o kadar çabuk dönersin.
كلما ابكرت فى الذهاب, كلما عدت سريعا يا عزيزى

Motosikletleri bırakmak istiyor musun? Hayır, görünmez olmaktansa hızlı olmayı tercih ederim.
ستخبيء هذة السيارات لا ، افضل ان اكون سريعا عن ان اختفي

SECNAV, Liman Katili'nin bir an önce bulunup yakalanmasını istiyor.
وزير البحريه يريد أن يتم إيجاد قاتل الموانئ واعتقاله سريعا.

Daha erken gelemediğim için beni bağışla. Büyük bir şok.
يجب ان تسامحينى لعدم حضورى سريعا يا لها من صدمة

ve eğer hidrojeni de buna dahil etmeye başlar isek ithalattan hızlıca kurtulabilir ve 2040 larda petrolden tamamen kurtulabiliriz
و اذا بدأنا باضافة القليل من الهايدروجين هناك، سنتخلص سريعا من الواردات و بصورة كاملة من النفط بحلول عام 2040