"سمحتُ" - Traduction Arabe en Turc

    • izin verdim
        
    • vermiştim
        
    • izin verirsem
        
    • izin veriyorum
        
    • izin verdiğimi
        
    Yani, geçen yıllar bir testti, daha fazla kontrolde olmana izin verdim. Open Subtitles حيث خلال الأعوام القليلة الماضية، لقد .سمحتُ لك بالتحكم بالأممور كأختبار لك
    Günlük çekimleri görmene izin verdim. Open Subtitles سمحتُ لكِ بمشاهدة اللقطات اليومية. رأيتي بعضاً منهم
    Beni dün tekmelemene izin verdim. Bugün de öyle yapmayacağım. Open Subtitles لقد سمحتُ لكِ أن تبعديني عنكِ البارحة وأنا لن أقوم بذالك مرة أخرى اليوم
    Kendini iyi hissetmiyordu, ben de gitmesine izin verdim. Open Subtitles هي كانت تشعر بالمرض وأنا سمحتُ لها بالذهاب.
    Bunun olmasına ben izin verdim. Open Subtitles سأتحمّل بعض المسؤولية فقد سمحتُ لذلكَ بالحدوث
    Ona yakın olup korumak için, insanların beni yakalamasına izin verdim. Open Subtitles و لهذا السبب ، سمحتُ للبشر أن يقبضوا عليّ لأكون قريب منه ، لحمايته
    Gitmesine ben izin verdim. Kaçacağını hiç düşünmemiştim. Open Subtitles لقد سمحتُ لها بالخروج لم أكن أظنّ أنّها ستهرب
    Bir deneme yazmak istediği için ona orada çalışma izin verdim. Open Subtitles أراد أن يُنهي موضوعاً إنشائياً، لذا سمحتُ له بالعمل هناك
    Kağıdı sökmene izin verdim zaten, aç gözlülük yapma. - Merhaba. Open Subtitles لقد سمحتُ لك بنزع الغلاف البلاستيكي فلا تكن طماعاً
    Bunu yapmana izin verdim çünkü ihtiyacın olduğunu düşünüyordum ve hata ettim. Open Subtitles و أنا سمحتُ لكَ بذلك, لأنني شعرتُ بإحتياجكَ إليه و تلك كانت غلطتي
    Ama kötü hissediyorum. O yüzden bana vurmana izin verdim. Open Subtitles إنّي أشعر بالاستياء فعلاً، لذا سمحتُ لكَ بضربي.
    Şurada oturuyordu ve arkadaşım olmasına izin verdim. Open Subtitles كانتتجلسهناك.. وأنا سمحتُ لها أن تكون صديقتي. أنا وثقتُ فيها.
    Şurada oturuyordu ve arkadaşım olmasına izin verdim. Open Subtitles كانتتجلسهناك.. وأنا سمحتُ لها أن تكون صديقتي.
    Yürüyüş'e gitmesine ne diye izin verdim sanıyorsun? Open Subtitles لماذا برأيك سمحتُ له ان يذهب فى المسيرة معك؟
    Ağzımın içine kusmana izin verdim! Open Subtitles أعني، لقد سمحتُ لكِ بالتقيء في فمي
    Arabalarımızı, mal taşımasında kullanmasına izin verdim. Her ay bir kez. Open Subtitles {\pos(192,220)}سمحتُ له بإستخدام سيارتنا لكي ينقل مخدراته, شحنة واحدة في الشهر
    Eğer Ivy'ye yarım günü dolmamışken dışarı çıkmasına izin verdim mi diyorsan, ...verdim ama nedenini söyleyemem. Open Subtitles إذا كنت تعني هل سمحتُ لـِ"آيفي" بالخروج في حين إنهُ ليس يوم نصف دوامها فعلت، لكن لماذا، لا يمكنني إخبارك
    Özgürlüğümü kazanmak için birkaç feet ip kangalını onlara vermiştim. Open Subtitles لقد سمحتُ لنفسي أن أستعير هذه الأقدام القليلة من لفة الحبال
    Eğer yardım etmene izin verirsem onun hakkını ihlal etmiş olurum. Open Subtitles إن سمحتِ لي إن سمحتُ لك فسأنتهك حقّ موكلّي الخاص
    Mızmızlanmana sadece ellerin sihirli olduğu için izin veriyorum. Daha aşağıya. Open Subtitles أنا سمحتُ لك بالثرثرة فقط لأنّ لِيَديك تأثير سحري جدّاً
    Yaşamanıza neden izin verdiğimi hâlâ anlamıyor musunuz? Open Subtitles لا زلت لا تعلم لماذا أنا سمحتُ لك بالبقاء حياً؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus