| Albay, öleceğimiz yeri seçmek gibi bir hakkımız olduğunu mu düşünüyor? | Open Subtitles | هل لدى سيادة العقيد آي خِيار حول مكان موتنا؟ |
| Belki de doğru kelimeyi kullanmadım Albay. | Open Subtitles | ربما لم أستخدم الكلمة الصحيحة سيادة العقيد |
| Albay bu yeni emir bir hayal. | Open Subtitles | سيادة العقيد هذا المنصب الجديد عبارة عن وهم |
| Bu emirle geri dönmezsem Albay, esirler ayaklanacak. | Open Subtitles | و لو عدت بدون ذلك الأمر سيادة العقيد سيثور الأسرى |
| Beni bir çok şekilde çağırdılar, Albayım ama hiç 'çözüm' dememişlerdi. | Open Subtitles | أنا قد سُمِّيتُ الكثير من الأسماء, لكن لم أسمى الحل أبدا يا سيادة العقيد .. |
| Yani Albay, üç yıldır hiçbir zafer umudu... | Open Subtitles | أتقصد سيادة العقيد أننا نحارب منذ ثلاث سنوات |
| Albay Skimmel, portrenizi asla bitiremeyeceğim. Bu sizin yirminci pozunuz. | Open Subtitles | لن أنهي أبداً صورتك يا سيادة العقيد سكيميل إنها جلستك العشرين |
| Dediğim gibi Albay, beynim hiç dinlenmez. | Open Subtitles | قلت لك يا سيادة العقيد عقلي لا يهدأ أبداً |
| Onun bizden gelecek herhangi bir daveti kabul edeceğini zannetmem Albay. | Open Subtitles | أعتقد من غير المحتمل بانة يقبل الدعوة . من أيا من أقسامنا، سيادة العقيد. |
| Albay, binbaşı sizi yukarı çağırıyor , Efendim. | Open Subtitles | أوه، سيادة العقيد الجنرال يريدك بالاعلى يا سيدى |
| Guatemala'dan sızdım Albay, nasıl gidiyor? | Open Subtitles | غير مسموح للصحفيين التواجد هنا تسللت من خلال جواتيمالا, سيادة العقيد |
| Albay, bir sorum olacak. Büyük bir iyilik istiyorum. | Open Subtitles | الديك بعضها سيادة العقيد اسمح لي ان اسألك, انها خدمة كبيرة |
| Affedersiniz, Albay. Ben Pauline Axelrod, ANS Haber. | Open Subtitles | معذرة سيادة العقيد انا بولين اكسلرود من قناة ايه ان اس للاخبار |
| Ben de bunu hak ettiğime oldukça eminim. Yerinize oturun, Albay. | Open Subtitles | أنا واثق أنني أستحق هذا أيضاً اجلس يا سيادة العقيد |
| Alınmayın ama Albay, burası kadınlar soyunma odası oldu şimdi. | Open Subtitles | بلا إهانة ، سيادة العقيد ، لكن ستصبح هذه غرفة تبديل ملابس السيدات حاليا |
| Albay, tamamen kırmızı. | Open Subtitles | سيادة العقيد ، لقد تحول إلى اللون الاحمر |
| Sizi temin ederim, burada uygunsuz hiçbir şey olmuyor, Albay. | Open Subtitles | أؤكد لك ، نحن لا نقوم بشيء سيء هنا سيادة العقيد |
| Albay bu konudaki görüşlerinizi açıklar mısınız? | Open Subtitles | سيادة العقيد أيمكننا أن نسألك القليل من الأسئلة؟ |
| Beni bir çok şekilde çağırdılar, Albayım ama hiç 'çözüm' dememişlerdi. | Open Subtitles | أنا قد سُمِّيتُ الكثير من الأسماء, لكن لم أسمى الحل أبدا يا سيادة العقيد .. |
| Bu, tam olarak doğru değil, Albayım. | Open Subtitles | هذا غير صحيح كلياً، سيادة العقيد. |
| Düşman gücünü ne kadar tahmin ediyorsunuz? İşe yarar bir sayıda olduklarını tahmin ediyoruz, Albay. | Open Subtitles | نقدّر أعدادهم بأنهم قله , يا سيادة العقيد. |