"سيعيش" - Traduction Arabe en Turc

    • yaşayacak
        
    • yaşayacağını
        
    • yaşar
        
    • yaşıyor
        
    • hayatta
        
    • yaşayacağı
        
    • yaşayıp
        
    • yaşayabilir
        
    • yaşayacaklar
        
    • yaşayacağına
        
    • yaşayan
        
    • yaşayacaktır
        
    • yaşardı
        
    • yaşamaya
        
    • yaşamasını
        
    Bir dakika. Sizinle 2 hafta yaşayacak insan bir erkek yani? Open Subtitles إنتظري لحظة ، هل الشخص الذي سيعيش معك لإسبوعين رجل ؟
    Yarından itibaren, babanız başka bir evde yaşayacak, kendi evinde. Open Subtitles ابتداءا من الغد سيعيش والدكم في منزل آخر في منزله
    Ve şimdi baltanın,kafasını hain vücudundan ayırışını hissedecek kadar uzun yaşayacak. Open Subtitles والان سيعيش كفايه ليشعر بالفأس يفصل رأسه الكاذب عن جسمه الخائن
    Aptalca geleceğini biliyorum ama onun sonsuza kadar yaşayacağını sanıyordum. Open Subtitles ,أعلم أن هذا سيبدو غبائاً لكنني ظننت أنه سيعيش للأبد
    Bu ekmekten yiyen sonsuza kadar yaşar. Open Subtitles كل شخص من يأكل هذا الخبز سيعيش إلى الأبد
    O, burada senin rafında yaşayacak ve asla gözlerini kapatmayacak. Open Subtitles هو سيعيش هنا على رفك وهو لن يغلق عينيه ابداً
    Sizin çocuğunuz, etrafına besinlerden ördüğünüz bu manzara nedeniyle sizden 10 yıl daha az yaşayacak. Bu odadakilerin üçte ikisi, TED طفلك سيعيش حياة أقصر بعشر سنوات من حياتكم. بفعل طبيعة المواد الغذائية التي ننشأها حولهم. ثلثي هذه القاعة،
    Ruh, söyle bana, Küçük Tim yaşayacak mı? Open Subtitles أيها الروح، قل لي إذا كان تيم الصغير سيعيش
    Bilmiyorum. yaşayacak. Ona sıcak bir kahve ile çorba yap. Open Subtitles لا أعلم ، سيعيش أحضرى له بعض القهوة والحساء
    Koca Baba yaşayacak mı ölecek mi emin olmadan mezarlardan bahsetme. Open Subtitles لا تتحدثوا عن المقبرة بينما لا نعرف اذا كان الأب الكبير سيعيش أم يموت
    Demek "devralacaklar". Ama hepimiz biliyoruz ki... Koca Baba en az 100 yaşına kadar yaşayacak. Open Subtitles تولى السؤولية ، حين يعلم الجميع أن أبى سيعيش الى المائة
    Koca Baba yaşayacak mı ölecek mi emin olmadan mezarlardan bahsetme. Open Subtitles لا تتحدثوا عن المقبرة بينما لا نعرف اذا كان الأب الكبير سيعيش أم يموت
    Demek "devralacaklar". Ama hepimiz biliyoruz ki... Koca Baba en az 100 yaşına kadar yaşayacak. Open Subtitles تولى السؤولية ، حين يعلم الجميع أن أبى سيعيش الى المائة
    O ihtiyar asla ölmeyecek, dağlardan bile uzun yaşayacak. Open Subtitles هذا الرجل العجوز لن يموت سيعيش عمر أطول من عمر الجبال
    Gençken ne kadar yaşayacağını bilmesinin hiçbir yolu yoktu. TED وكرجل يافع، لم يكن لديه طريقة ليتنبأ كم سيعيش.
    Ama bu iğneyle 6 saat daha yaşar. Open Subtitles لكن مع هذه الحقنة سيعيش لأكثر من ستّ ساعات.
    Ve yarınızdan fazlası günde bir dolardan daha az bir parayla yaşıyor olurdunuz. TED وأكثر من نصف الأشخاص هنا كان سيعيش على أقل من دولار واحد في اليوم.
    Onu bulup yumruklayacağım güne kadar hayatta kalacak. Open Subtitles سيعيش حتى اليوم الذي أستطيع أن أضربه فيه.
    Halkımızın şerefli ve huzurla yaşayacağı yeni bir dünya inşa etmelisin. Open Subtitles يجب عليكِ بناء واحد جديد أين سيعيش فيه قومنا بكرامة وبسلام.
    En iyi arkadaşının yaşayıp yaşamayacağı hakkında yürek burkan bir karar verecek. Open Subtitles يجب عليه إتخاذ قرار مفجع بشأن أيّ صديق سيعيش و أيّهم سيموت
    Polis bile olsan makul bir şüphe olmadan kafana göre kişisel bilgilere ulaşırsan vatandaşlar diken üstünde oturarak bu ülkede nasıl yaşayabilir? Open Subtitles إذا حاولت معرفة معلومات الناس لشكك بهم بعذر أنّك ضابط شرطة فكيف سيعيش الناس بهذه الدولة براحة؟
    Ondan sonra çocuklarımız çok güzel ve mutlu bir dünyada yaşayacaklar. Open Subtitles عندها سيعيش أطفالنا في عالم رائع وسعيد
    Yaşamasına, yaşayacağına söz verdiğim 19 yaşındaki bir çocuğa yardım ediyorum. Open Subtitles أنا اساعد رجل في 19 من عمره الذي وعدته انه سيعيش
    Burada çok altın var, üçe bölebiliriz huzur ve bolluk içinde yaşayan, üç kişi. Open Subtitles بشحنة ذهب كهذه تقسم على ثلاثة سيعيش 3 رجال في سلام و رخاء
    Sevgisini sunan herkes, bir başkasının kalbinde yaşayacaktır. Open Subtitles أيّ شخص أعطى حبّاً سيعيش في قلبِ شخصٍ آخر
    Eğer sadece bir emirle ölümsüz bir beden elde edilseydi, herkes gamsız bir şekilde yaşardı. Open Subtitles يمكن أن يتحقق هذا الأمر إذا حصل الشخص على جسد خالد وعندها سيعيش الجميع دون قلق
    Buraya geldiğimiz günden bu yana hiçbirimiz gerçekten ne yaşamaya ne de ölmeye cesaret edebildi. Open Subtitles منذ ذلك اليوم الذي وصلنا هنا ولا أحد يعلم إنه سيعيش أو سيموت
    Orada yaşamayacaksa, başkalarının da yaşamasını istememiş. Open Subtitles ‫إن لمْ تستطع هي العيش فيه ‫فلا أحد غيرها سيعيش فيه أيضاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus