Biliyor musun kimse dikenli tel hakkında bir şey söylememişti. | Open Subtitles | حسناً, لم يذكر أي أحد أي شيء عن سلك شائك |
E-1 Çıkış Noktası'nı, dev bir dikenli telli tank tuzağı kapatmıştı. | Open Subtitles | لقد سد ممر الخروج بسلك شائك هائل وحاجز مضاد للدبابات |
Küçük şirin topluluk yüksek duvarlı, nöbetçili, belki de biraz dikenli tel. | Open Subtitles | مجتمع راق بحيطان عالية وحراس، ربما سلك شائك قليلا |
Binbaşı Amasova, çok Hassas bir durum söz konusu. | Open Subtitles | صباح الخير ، الميجور أماسوفا نحن نواجه موقف شائك جدا |
Farklı bir kötü haber ise, çocuklar... o konu karışık. | Open Subtitles | و هناك أخبار سيئة من نوع آخر الصغار.. حسنا, الأمر شائك |
Ben de küçük bir dikenim. | Open Subtitles | وأنا شائك صغير. |
Bir Trepang, yani denizhıyarı. | Open Subtitles | انه 'حدث شائك الجلد ، بحر الخيار. |
dikenli tellerden geçmek için, onları kesebilecek bir şey. Bir de fener. | Open Subtitles | شئٍ يمكنه قطع سلكٍ شائك وأريدمصباحاًأيضاً, |
Ölüm nedeni dikenli tellere takılması olamaz. | Open Subtitles | كلا, موتها لم يكن نتيجه التعلق على سلك شائك |
Kız arkadaşına verdiği uyuşturucular, dikenli tellere takılarak ölmesine neden oldu. | Open Subtitles | المخدرات التي أعطاها لصديقته جعلتها تؤدي بحياتها إلى الموت على سلك شائك |
Bizce kurban boğazlandı, muhtemelen dikenli tel ile. | Open Subtitles | نحنُ نعتقد ان الضحية تم خنقهُ على الأرجح بسلك شائك |
Yani kilometrelerce okyanus, ya da dikenli teller yok. | Open Subtitles | بمعنى ليس بمسافة أميال من المحيط أو سلك شائك. |
Bu dikenli telleri bir kaç yıl önce kurdu. Geyiklerin o çitlere yakalandığı biliniyor. Daha kararlı olanları kurtulmak için yapabilecekleri her şeyi yapıyorlar. | Open Subtitles | قام بوضع سياج شائك منذ سنوات فأصبحت الأيلة عالقة فيه وسيفعلوا أي شيء لتحـرير أنفسهم. |
Her şeyin insan gibi olmasını isteyen bizleriz. Şimdi ise dünyanın dört bir yanını dikenli tellerle kapladık, peki onlar... | Open Subtitles | .نحن من نريد أن يكون كل شيء آدمي ،الأن لقد أحطنا الأرض بالكامل بسلك شائك |
Pek çok erkek ejderha, dikenli tel sevgilisinin adını falan dövme yaptırır. | Open Subtitles | الان اغلب الشباب يحصلون على وشم تنين او سلك شائك او اسماء صديقاتهم |
İnce minik parmaklıkları, ince minik dikenli telleri, minik bir tuvaleti... ve ağırlık çalışabileceğiniz minik bir arka bahçesi olan bir hapishane! | Open Subtitles | ذو القطبان الصغيره وسلك شائك صغير وحمام صغير وساحة قليلة حيث يمكنم ان تتدربوا |
dikenli bir telden geçmek zorundaydım, çaldığım karpuzu götürüyordum. | Open Subtitles | اضطررت إلى المرور عبر سلك شائك حاملاً بطيخة مسروقة |
Çocuğun dikenli tellerle kaplı olduğunu düşünürsek, gerçekten çok iyi iş çıkarmış. | Open Subtitles | لقد قام بعمل ممتاز باعتبار أنه الرجل تمزق بواسطة سلك شائك |
Biri sanki içinden dikenli bir tel geçiyor gibiydi. | Open Subtitles | مثل ان شخص ما يسحب سلك شائك منها |
Aile biraz Hassas bir konu olabilir. | Open Subtitles | الأسرة هي أحيانا وهو موضوع شائك. |
- Artık bizimle birlikte değilsin. - Birlikteyim ama bu biraz karışık. | Open Subtitles | . لم تعد معنا بعد - . انا معكم بالفعل ولكن الموقف شائك - |
Ben de küçük bir dikenim. | Open Subtitles | وأنا شائك صغير |
- Trepang nedir? | Open Subtitles | - ما هي 'حدث شائك الجلد؟ |
Küçüklüğümüzden beri sürekli huysuzdur o. | Open Subtitles | منذ أن كان صغيراً و حتى الأن و هو شائك بهذا الشكل. |