Onu açtığımız zamansa tümörün pulmoner arteri aşındırmış olduğunu gördük. | Open Subtitles | عندما قمنا بفتحه، شاهدنا أن الورم جعل شريانه الرئوي يتآكل. |
3 cm. sağa gelse kol atardamarını yırtardı. | Open Subtitles | بوصة إلى اليمين، لكانت أصابت شريانه العضديّ. |
Dış dünyayla şah damarı arasında sadece ince bir derisi kaldı. | Open Subtitles | هناك شريحة رقيقة من الجلد بين شريانه السباتي و الخارج |
Bawi'nin şah damarını havayla temas ettirmeye yaklaşacak seviyeye gelene kadar adam için 7 ay çalıştı. | Open Subtitles | حارب لصالحه لمدة سبعة أشهر حتى اليوم الذي أصبح أقرب إليه ليقوم بتهوئة شريانه بشوكة |
Cam kılpayı Atardamarı ıskalamış. | Open Subtitles | تجنب الزجاج شريانه الفخذي بشعرة، كان محظوظاًَ |
Akciğer atardamarına kurşun denk gelmiş. Sol ciğerden gelen kan akışının çoğunu engelliyor. | Open Subtitles | توجد رصاصة في فرع شريانه الرئوي تحجب أغلب الدم المتدفق من الرئة اليسرى |
Tıkanan damarlarından kurşun parçalarını çıkardım, | Open Subtitles | لقد أفرغت شظايا الرصاصة وكانت تسد شريانه الاساسي |
Ben onun bir gölgesiyim. | Open Subtitles | أنا شريانه الدموي |
Koroner arteri kesilmiş, o yüzden anında kalbi durmuş. | Open Subtitles | شريانه التاجي قُطع، لذا قلبه إنفجر على الفور. |
Matkap ucunu ön lobdan çıkardım ve arteri düzelttim. | Open Subtitles | لقد أخرجت المثقاب من الفص الأمامي أصلحت شريانه |
İnternal epiploik arteri kesilmiş. Daha fazla baskı yapmam gerekecek. | Open Subtitles | شريانه الثَرْبي الداخلي مقطوع، سأحتاج لمزيد من الضغط. |
Kurşun neredeyse bütün uyluk atardamarını kopartmış o yüzden stabilize etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الرصاصة قطعت شريانه الفخذي تمامًا لهذا يحاولون جعل حالته تستقر |
Kurşun atardamarını sıyırmış. Çocuk ölebilirmiş. | Open Subtitles | لم تصب الرصاصة شريانه كاد الفتى ان يموت |
Kemiğini sarmaya çalıştı ama uyluk atardamarını patlattı. | Open Subtitles | ...حاول ان يقوّم قدمه وقام بثقب شريانه الفخذي |
Şah damarı sustalı bıçak ile deşilmiş halde buludun desem? | Open Subtitles | شريانه السباتي قطع بسبب طعنة من مطوى حاد؟ |
Şahdamarı ve boyun damarı kesilmiş. | Open Subtitles | شريانه السباتي وحبله الوريدي قد قُطعا |
Kurşun az kalsın göğüs damarını deliyormuş. | Open Subtitles | ثقبت الرصاصة تقريباً شريانه الإبطي |
Neredeyse kopmuş bir bacak, ama Atardamarı bağlanmış, bu da bir şeydir. | Open Subtitles | , قدمه شبه مقطوعة لكن شريانه مربوط هذا شئ هام |
Şans eseri, uyluk atardamarına bir şey olmamış. Ayrıca kuşatıldık. | Open Subtitles | ولحسن حظه أن شريانه الفخذي لم يُقطع, ونحن محاصرون |
Tıkanan damarlarından kurşun parçalarını çıkardım, | Open Subtitles | لقد أفرغت شظايا الرصاصة وكانت تسد شريانه الاساسي |
Ben onun bir gölgesiyim. | Open Subtitles | أنا شريانه الدموي |
Ayrıca kaburgası kırıImış ki bu da aortu parçalayıp ölmesine neden olmuş. | Open Subtitles | وكُسرت أضلاعه ممّا ثقب شريانه الأبهر وتسبب بموته. |
Aortası iyice açılmış. Pekâlâ. Klemp. | Open Subtitles | شريانه الأورطي مفتوح تماماً , حسناً, كلاّب |