Etki sahibi bir vatandaş olarak arka bahçemde polis yolsuzluğunu ve uyuşturucu kaçakçılığını durdurmanın görevim olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | تعلمون، كمواطن له بعض التأثير شعرت أنه من واجبي تطهير الشرطة من الفساد والقضاء على تجارة المخدرات القائمة في جواري |
Bana karşı olan sevecenliği karşısında o kadar mesuttum ki bunun eşsiz bir kocanın sevgisi olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | وقد أفتنت جداً بحبه إتجاهي، شعرت أنه يتجاوز مودة الزوج اللطيف كثيراً. |
Ofisimde de görüşebilirdik ama özel konuşmamızın daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | كان يمكن أن نتقابل في مكتبي، لكن شعرت أنه من الأفضل لنا أن نتحدث في خصوصية |
O yüzden buranın sokaklardan daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لذا شعرت أنه الأفضل النوم هنا بدلاً من الشارع |
Tüm faaliyetlerinizin paravanları ve yerlerini bilmemin, benim açımdan çok önemli olduğunu hissettim... bu yüzden her şeyin kopyasını çıkardım. | Open Subtitles | شعرت أنه من المهم أكون على دراية وافية بكيف يتم ذلك وأين لجميع ممتلكاتم وأنشطتكم |
Bu gece, ona işi hakkında ne düşündüğümü söyleme hakkım olduğunu hissettim. | Open Subtitles | الليلة شعرت أنه من المناسب أن أقول لها رأيي بأعمالها |
Evet, 25 yıldır hep her an kapıyı çekip gidebilirmiş gibi hissettim. | Open Subtitles | أجل, لخمسة وعشرون عاماً.. لطالما شعرت أنه يمكنه أن يهجرني بأي لحظة |
Ona söyledim çünkü onun bilmesinin önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | قلت لها لأنني شعرت أنه من المهم بالنسبة لها أن تعرف. |
Radarlarına yakalanmamak için en iyi fırsatımızın bu olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد شعرت أنه من الأفضل لنا أن نتسلل عبر (دراديس) الخاص بهم |
İlerlemeden önce Terrence'ın bunu arkasında bırakmasının önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | شعرت أنه من المهم لـ(تيرينس), أن يتلقى خاتمة قبل المضي قدماً |
Lydia, başka biriyle tanıştı. Evet, en iyisinin kesin bir ayrılık olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | قابلت (ليديا) شخصاً آخر ...أجل، وأنا شعرت أنه سيكون من الأفضل |
Daha iyi bir kılıca ihtiyacı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | لقد شعرت أنه بحاجة إلى سيف أفضل |
Baylar ve bayanlar, bugün karşı karşıya geldiğimiz kriz göz önünde tutulunca eski Başkan Palmer'ın yardımcı olması için göreve almamım mantıklı olacağını düşündüm. | Open Subtitles | السيدات والسادة بالنسبة للكارثة التي نواجهها اليوم, شعرت أنه من الضروري أن ينضم إلينا الرئيس السابق (بالمر |
Michelle Mashiro nerede? Jason Burr yeni laboratuvarına taşınırken onu izlemesinin daha iyi olacağını düşündüm. | Open Subtitles | شعرت أنه من الأفضل أن تراقب (جيسون بور) أثناء إنتقاله لمختبره الجديد. |
Üç aylık tatilimden döndükten sonra bu yeni mantrayı buldum. ki liderlik konumundaki siyahi kadınlar nadiren bu tatili yapar, ancak bunun liderliğim ve takımım için gerçekten önemli olduğunu hissettim, bazen devreye girmek kadar, geri çekilmeyi de deneyimlemek için. | TED | وجدت هذا الشعار الجديد بعد عودتي من إجازة التفرغ العلمي لثلاث شهور، وهو من النادر أن تأخذه النساء السود اللواتي هن في القيادة، ولكن شعرت أنه لمن المهم لي ولفريقي بأن نتدرب على التراجع قليلاً كما يجب أحيانًا أن نبادر. |
Bilemiyorum, her zaman sihirli olduğunu hissettim. | Open Subtitles | لا أعلم. لطالما شعرت أنه.. ساحر |
Sadece babamın tehlikede olduğunu hissettim. | Open Subtitles | لكنـي شعرت أنه في خطر... |
Sadece tekrar denemek zorundaymışız gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنه علينا المحاولة من جديد |
Kara deliğe çekiliyormuş gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنه كان يتم سحبي إلى نفق مظلم |
Ama gerekiyormuş gibi hissettim. | Open Subtitles | لكنني شعرت أنه يجب عليّ ذلك, |