Ama bazı uzak doğu kültürlerinde güvercin özellikle güvercin kafası çok lezzetli yapılır. | Open Subtitles | ولكن عددة ثقافات الشرق الأقصى تنظر للحمام ولا سيما قادة الحمام كونها شهية |
Tule, Kaliforniya'ya özgü bir kamıştır ve onunla çalışmanın en güzel tarafı çok lezzetli kokmasıdır. | TED | تول هو نوع من القصب الذي يعود اصله الى كاليفورنيا و من افضل الاشياء اثناء العمل به ان رائحته شهية |
Henüz birkaç haftalık ama çok büyük bir iştahı var. | Open Subtitles | هو فقط بعمر بضعة أسابيع لكنّه حصل على شهية صحّية |
Her vakitte leziz domuz pirzolası yedik ve iyi yaşadık. | Open Subtitles | وحظينا للأيام التالية بوجبات شهية من لحم الخنزير طوال الليل والنهار |
Hayata karşı inanılmaz bir iştahım vardı, hayatı tükettim, şimdi ölümle ben tükeneceğim. | TED | لدي شهية ضخمة للحياة، واستهلكتُ الحياة، ولكن في الموت، سيتم استهلاكي. |
Ve iştah kaçırıcı brüksel lahanası ve patlıcan, ne kadar da güzel (ç.n. | TED | وبراعم الملفوف الصغيرالغير شهية والباذنجان، جميل جداً. |
Buraya yakın Harika bir yer biliyorum. Bifteği harikadır. | Open Subtitles | أعرف مكاناً صغيراً رائعاً بالقرب يقدم شرائح لحم شهية |
ıspanaklar çok lezzetli görünüyor, nohutlarda öyle hiç kimse senin gibi nohut pişiremez | Open Subtitles | هذه السبانخ تبدو لذيذة ، ورائحة الحمص شهية لا أحد يحضر الحمص مثلك ، هذا يكفي |
Daha sonra güzel bir pastaneden lezzetli ev yapımı tatlı ve pasta aldılar. | Open Subtitles | لاحقاً، اشتروا الحلوى و قوالب الحلوى في محل صغير جميل كانت مصنوعة منزلياً و شهية |
İsminin doğru yazıldığı lezzetli bir pastan var değil mi? | Open Subtitles | لديك كيكة شهية و اسمك مكتوب بطريقة صحيحة؟ |
İştahı da yerinde olduğuna göre test yapmama gerek olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أرى سبباًً لإجراء فحوصات طالما لديه شهية جيدة وهذا واضح |
Halkın bu davaya iştahı iki taraf için de anlamsız bir önyargı oluşturabilir. | Open Subtitles | شهية الجمهور لهذه القضية من الممكن أن تُؤدي لتحيز غير ضروري لأحد المتهمين |
Bu patatesler gerçekten pek leziz. | Open Subtitles | هذه البطاطس بالتأكيد شهية , أليست كذلك ؟ |
Orada çok leziz görünen tatmaya sabırsızlandığım kremalı bir tart vardı... | Open Subtitles | توجد هناك تورته يبدو أنها شهية أتتوق لتذوقها |
İştahım kapalı, kemoterapi yüzünden olmalı. | Open Subtitles | لدي شهية كبيرة اعتقد انه بسبب العلاج الكيميائي |
Henry'nin haberini alalı beri pek iştahım yok. | Open Subtitles | سأكون صادقا معك ليست لدي شهية منذ علمت بنبأ هنري |
Evet evet. Büyük gözler, büyük dişler ve büyük bir iştah! | Open Subtitles | نعم نعم عيون كبيرة، أسنان كبيرة و شهية كبيرة |
Guzel ve basit bir seyler yaptim. Harika bir salata. | Open Subtitles | سوف يكون جميل و بسيط ولقد اعددت سلاطة شهية |
Hiç bu kadar iştahlı bir çocuk gördün mü? | Open Subtitles | واو .. هل سبق ورأيت شهية كهذه عند طفل مثله |
Madem o kadar lezzetliydi neden bir ara kapatmışlar? | Open Subtitles | إن كانت شهية حقاً، لمّ أُغلق المكان من البداية؟ |
Birinci sınıf. Şu çilekli turtalar da nefis. Ya öteki "sade keki" tattın mı? | Open Subtitles | من الدرجة الأولى ، وتلك كعكات الفراولة إنها شهية ، هل جربت العادية ؟ |
Ona iştahın olmadığını söyle, midenin ağrıdığını... ve ondan ağrıyı durdurmasını iste. | Open Subtitles | أخبرهُ أنَّهُ ليسَ عندكَ شهية ومعدتكَ تؤلمك وأطلب منه أن يوقف الألم |
Adamın iştahını kaçırmaya bu bire bir. | Open Subtitles | بمجرّد الحديث عن الجبهة تُسلب شهية الرجل |
İyi bir yemek sana ne ifade ediyor... taze et'e dokunmak... bir kez daha zayıf uzantılardan hayatının geçmesi. | Open Subtitles | يمكنني سؤالك عن كم تعني وجبة شهية لك؟ ومتعة لمس جسد صغير مرة اخرى والحياة تتدفق فيك مرة اخرى |
Kalabalığın meftun etme maskaralıklarımıza olan iştahları en iyi seviyeye ulaşıyor. | Open Subtitles | شهية الحشد لألاعيبنا المخادعة وصلت الى مستويات مثالية |
Çok güzel bir yemekti peder şaraptan tut, jambona kadar, dört dörtlük bir sofraydı. | Open Subtitles | كانت وجبة شهية يا أبتي نبيذ ، لحم خنزير و كل الأطياب |
Yabancılar var ama kadınlar değil tacirler ve biçareler geliyor. - İştahınız var lordum. | Open Subtitles | الغرباء نعم ، التجار و البائسون ؛ لكن لا سيدات لديك شهية يا سيدي |