Hayaletle hakkımda kötü şeyler konuşuyorsun. Duyamasam bile anladım. Öyle, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ و الشبح كنتما تقولا شيء سيء عني، يمكنني أن أعرف على الرغم من أنني لا أسمع، أنتِ كنتِ تقولي أشياء سيئة، صحيح؟ |
Bana kötü şeyler söyleyecekmiş gibi görünüyordun. | Open Subtitles | فقط من شكلك، رأيت أنه كان لديك شيء سيء لتقوله لي |
- kötü bir olay mı yoksa kötü bir adam mı? | Open Subtitles | ــ أهو شيء سيء علي وشك الحدوث, أم وحش سيء ؟ |
Senin için endişeleniyorum... ve sana benim yüzümden... kötü birşey olmasını istemiyorum. | Open Subtitles | أجل أنا أهتم بك ولا أريد أن يحدث لك أي شيء سيء بسببي |
Annem, onun hakkında tek kötü şey söylemedi. Ama, ben, onu hiç affedemedim. | Open Subtitles | لم تقل أمي شيء سيء عن ذلك الشخص, لكنني لم أستطع أن أسامحه. |
Yanlış bir şey yapma. Eğer yaparsan, sana kızarım. | Open Subtitles | ولاتفعلي أي شيء سيء إذا فعلتي فسوف أعاقبكِ |
Küçük bir kız gibi davranmayı kes ve biraz da kötü şeyler yap. | Open Subtitles | توقف عن التصرف كفتاة صغيرة و افعل شيء سيء ولو مرة |
Ben çocukken başıma kötü şeyler geliyordu ve her gün kiliseye gidip yalvardım. | Open Subtitles | عندما كنت طفلا كان هناك شيء سيء يحصل لي و ذهبت للكنيسة كل يوم و صليت |
Umarım eve dönüşte kötü şeyler olmaz! | Open Subtitles | على أمل أن لايحصل شيء سيء في طريق عودتنا إلى المنزل |
Ormanlık Tanrı'ya ait fakat arada bir kötü şeyler de ortaya çıkabiliyor. | Open Subtitles | الغابة ملك الله ولكن بين الحين والآخر شيء سيء يخرج منها |
Herkes bundan bahsediyor, sen de annesi hakkında kötü şeyler söylüyorsun, - Annesi hakkında kötü bir şey demedim ki. | Open Subtitles | لقد تحدثنا عن هذا, تقولين شيء سيء عن أمه وما يسمعه هو شيء سيء عن نفسه |
Sende benim karım hakkında kötü bir şey söylemek istiyorsan söyleyebilirsin. | Open Subtitles | هيا, أتريد قول شيء سيء عن زوجتي, يمكنك ذلك لا أهتم |
Bu filmle ilgili kötü bir şey yaşandığına dair hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | لا يوجد أى دليل على حدوث أى شيء سيء فى هذا الفيلم |
Başına kötü bir şeyler geldi, ve bu senin gözlerini iyileştirmedi. | Open Subtitles | لقد حدث شيء سيء لكَ ولا يمكن أن يُعالج ضعفَ نظركَ |
kötü birşey yapmandan korkmuyorum, birilerinin sana kötülük yapmasından korkuyorum. | Open Subtitles | لا تقلقني عليك يقلقني ان يفعل احد ما بك شيء سيء |
Em, birlikte çalıştığım adamlar... çok kötü birşey yaptılar. | Open Subtitles | الرفاق الذين اعمل معهم لقد فعلوا شيء سيء للغاية |
Onlara kötü birşey olmasını istemem ama biraz zaman vermenizi istiyorum. | Open Subtitles | و لا أريد أن يحدث أي شيء سيء لهم أيضا لكن عليك أن تعطيني بعض الوقت |
İstediğin zaman ahmakça şiirlerini okumana bile izin vereceğiz ve bunun hakkında en ufak kötü şey söylemeyeceğimize söz veriyorum. | Open Subtitles | سنجعلك تسرد قصائد تافهة كما ترغب ولن نقول شيء سيء عنها ، أعدك |
Eminim, beni Yanlış bir şey yaparken yakalamak için kullanırlardı. | Open Subtitles | انا متأكدة ان والداي كان سيستخدمونها للامساك بي عندما افعل شيء سيء |
Ama merak etme, benim hakkımda söyleyecek herhangi bir kötü şeyin olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكن لا تقلق, أعرف أنه لا شيء سيء لديك لتقوله عني |
Milenyum Gözünü kaybetmiş olabilirim. Ama yine de korkunç bir şey olacağını görebiliyorum. | Open Subtitles | أحس بأن شيء سيء سوف يحدث رغم فقدانى لعين الالفيه |
Ama onun hakkında kötü birşeyler söyleyebilecek birileri olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لكن لا اعتقد اي شخص يقول اي شيء سيء عنها |
Bu insanlara kahramanınmış gibi davranmak yeterince kötü bişey. | Open Subtitles | إنسي هذا، لقد كان شيء سيء معاملة هؤلاء الأشخاص مثل الأبطال، |
Belirsizlik çok kötü bir şeydir. Evrimsel olarak kötüdür. Eğer onun yırtıcı bir hayvan olup olmadığından emin değilseniz, çok geç. | TED | الآن، الشك شيء سيء للغاية. إنه من الناحية التطورية هو أمر سيئ. إذا كنت غير متأكد أن ذلك مفترس، سيكون الأمر متأخرا جدا. |