"صبره" - Traduction Arabe en Turc

    • sabrı
        
    • sabırlı
        
    • sabırsızlanıyor
        
    • sabrını
        
    • sabırsız
        
    • sabırsızlık
        
    • sabırsızlanmaya
        
    • sabırsızdı
        
    Cukor onlarla bir sürü plan çekti. Bazen sabrı taşıyordu. Open Subtitles قام كيكور بتكرار التصوير مرارا و أحيانا كان ينفذ صبره
    Ve bu gece sabrı ödüllendirilecek. Nasıl? Open Subtitles لكنه تحمل جيداوعينه على الجائزة والليلة سيكافأ على صبره كيف ذلك؟
    Onun gibi; ajanlarla dolu bir binada akıllı davranarak hedefimi vuracak kadar sabırlı olmalıyım. Open Subtitles بعد فراغ صبره, وجد نفسه محاطاً بعملاءٍ سريين
    -Eve gitmek için sabırsızlanıyor onun dışında oldukça iyi gözüküyor. Open Subtitles ؟ لقد نفذ صبره و يريد الذهاب للمنزل يا سيدى لكن ما عدا ذلك فإنه يبدو بخير تام
    Sizde Bayan Bates'e karşı sabrını yitirdiğine dair bir izlenim bırakmış mıydı? Open Subtitles هل أعطاك انطباعًا أن صبره على زوجته قد نفد؟
    Geciken büyük Gavrillo, sabırsız seyircilerin karşısına çıkarak sahnede yerini alıyor. Open Subtitles و أخيراً ظهر "غافريلو" العظيم على المسرح ليواجه الحشد الذي نفد صبره
    Bazen hırs, sabırsızlık olarak görülebiliyor. Open Subtitles المرء الطموح قد ينفذ صبره أحياناً
    Daha fazla bekleyemem, sabırsızlanmaya başladı. Open Subtitles لا يمكنني الانتظار أكثر من ذلك لقد عيل صبره
    İyi bir azar yedim. sabrı tükeniyor. Open Subtitles لقد تلقيتُ توبيخ قاس و انه بدأ يفقدُ صبره
    Burası, Grace için sağlıklı değil, ve benim küçük zammım konusunda benim küçük zammım konusunda, patronumun sabrı tükenmek üzere. Open Subtitles ليس صحيحاً وجود غريس هنا, ورئيسي في العمل بدأ يفقد صبره مع أجازتي ولهذا يجب.. ؟
    olan faytoncunun sabrı taşar ve kırbacını eline alır. Open Subtitles -جوزيبي، كارلو، إيتوري يفقد السائق صبره ويخرج السوط ليجلده.
    Onun da sabrı taşmaya başlıyor. Open Subtitles لقد بدأ صبره هو الآخر ينفذ للغاية.
    Onun gibi; ajanlarla dolu bir binada akıllı davranarak hedefimi vuracak kadar sabırlı olmalıyım. Open Subtitles بعد فراغ صبره, وجد نفسه محاطاً بعملاءٍ سريين
    Ev sahibim iyi bir adam, sabırlı bir adam ama sonsuza dek beklemez. Open Subtitles مالك منزلي إنسان طيَب و صبور ولكن صبره لن يدوم
    Bu onun ne kadar sabırlı olduğuna ve neyi ispatlamaya çalıştığına göre değişir. Open Subtitles هذا يعتمد على صبره و ما عليه ان يثبته
    Müşterim sabırsızlanıyor. Bunları al. Open Subtitles لقد بدأ زبوني يفقد صبره خذي هذه
    - sabırsızlanıyor. Open Subtitles هيّا لنفعلها. "سام" يبدو وكأن صبره قد نفذ.
    Dr. Selden Bay Lieber sabırsızlanıyor. Open Subtitles دكتور سيلدن السيد لايبير بدأ صبره ينفذ
    Korkarım Prens Charles kocana olan sabrını tüketti. Open Subtitles أجل,أظن بأن الأمير تشارلز قد بدأ ينفذ صبره مع زوجكِ.
    Korkarım Prens Charles kocana olan sabrını tüketti. Open Subtitles أجل,أظن بأن الأمير تشارلز قد بدأ ينفذ صبره مع زوجكِ.
    Fransız alıcım sabırsız. Open Subtitles المشتريي الفرنسيّ نفذ صبره
    Yorgunluk ve sabırsızlık dolayısı ile hayli gerginliğe kapılmıştı. Open Subtitles "تعبه الشديد ونفاذ صبره اندمجا مع التوتّر الشديد للموضع"
    Görünüşe göre, bizim evin önünde sabırsızlanmaya başlamış. Open Subtitles يبدو انه بدأ يفقد صبره منتظرًا أمام منزلنا
    Hanımefendi sabırsızdı. Open Subtitles جهاز الاستخبارات بدأ ينفد صبره

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus