Yakalayacağımız Büyük Patlama olsaydı eğer, bunun gibi ses çıkarırdı. | TED | إذا كنا لنسجل صوت الإنفجار العظيم، فسيكون شيئا مثل هذا. |
Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde, ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi. | TED | بنفس الطريقة عندما أرى شجرة تتحرك، عندها أتخيل أن الشجرة تصدر صوت الحفيف. |
sesin çok seksiymiş.Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هذا صوت مثير، هل من شيء آخر استطيع عمله لك ؟ |
Yani, açıklığa kavuşması için söylüyorum, o ses tilki sesiydi. | Open Subtitles | أقصد كي نكون على وضوح هذا الصوت بالفعل صوت قيوط |
Koyu renk saçlı, ciddi sesli, ısrarcı, biraz da uygunsuz. | Open Subtitles | كان لديها شعر بني، صوت مجروح، لحوحة، نوعاً ما عبوسة |
Yüksek sesle konuşmak zorundaydım çünkü film de yüksek sesliydi! | Open Subtitles | كان علي التحدث بصوت عال لأن صوت الفلم كان عاليا |
Siktir! Ben senin kafandaki... sana bildiğin birşeyi söyleyen sesim. | Open Subtitles | اللعنة عليك,انا صوت نابض من عقلك ليخبرك بما تعرفه بالفعل |
Sonunda top sesiyle göklerde onun resmi çıkacaksa sorun yok. | Open Subtitles | طالما انتهى الامر بصورتها في السماء .. و صوت المدفع |
Cebindeki paraların sesinden! O gün ben hiçbir şey alamadım. | Open Subtitles | سمعت صوت عملات في جيبه ولم نكن استقبلنا شيء يومها |
Fakat Apple'ın Alex sesi şu ana kadar duyduğum en iyi ses. | TED | ولكن حتى الآن صوت آليكس الذي تنتجه آبل هو افضل صوت سمعته |
binlerce insanın konferanslarıma geldiği Pakistan'dan henüz döndüm, çünkü her şeyden önce dostça bir Batılı ses duymaya özlem duyuyorlardı. | TED | لقد عدت لتوي من باكستان حيث جاء الآلاف فعلياً إلى محاضراتي لأنهم كانوا يرغبون أولاً في سماع صوت غربي صديق. |
Bu titreşimler havaya dalgalar gönderirler ve beynimiz bunları ses olarak yorumlar. | TED | ترسل هذه الاهتزازات موجات في الهواء، والتي تفسرها أدمغتنا على أنها صوت. |
Evrenin çok canlı bir görsel anlayışına sahip olmamıza rağmen, evrenin nasıl bir sesi olduğuna dair bir algımız yok. | TED | ولكن إمتلاكنا هذا الكم الهائل من من الفهم البصري الحي للفضاء, لم يعطينا اي فكرة عن ما هو صوت الكون. |
sesin çok seksiymiş. Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı? | Open Subtitles | هذا صوت مثير , هل من شيء اخر استطيع عمله لك ؟ |
Beni, hangi sesin, dünyadaki tüm diğer seslerden daha fazla sinirlendirdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف ما الصوت الذى يؤرقنى اكثر من اى صوت اخر فى العالم ؟ |
Rupal Patel: Bu Prof. Stephen Hawking'in sesiydi. | TED | روبال باتل: كان هذا صوت البروفسور ستيفن هوكينغ. |
Bunlar başınızda ve boynunuzda titreşen boşluklardır ve gerçekten de kaynak sesleri filtreleyerek sesli ve sessizleri üretirler. | TED | هذه هي الحجرات الموجودة في برأسك وعنقك التي تهتز، وتقوم فعلاً بترشيح صوت المصدر هذا لتصدر الحروف الساكنة وحروف العلة. |
Dünyaya tek bir sesle konuştugumuzu gösterecek, yeni bir ses, ha? | Open Subtitles | هذا يدعم تحالفنا، يقول للعالم أننا نتكلم بصوت واحد، صوت جديد، |
Aman ne büyük olay! Güzel bir sesim olsaydı bende öyle söyleyebilirdim. | Open Subtitles | وإن يكن، أستطيع أن أغنّي هكذا أيضاً إن كنت أملك صوت جميلاً |
Hepinizden kendinize muhtemelen daha önce hiç sormadığınız bir soru sormanızı istiyorum: İnsan sesiyle neler yapılabilir? | TED | أريد منكم جميعاً أن تسألوا أنفسكم سؤالاً لم تسألوه أنفسكم من قبل ماهو الممكن من صوت الإنسان؟ |
Altında kalan kişi, çarpma sesinden şikâyet etti, şükür ki. | Open Subtitles | الشخص الذي يسكن أسفل شقتك سمع صوت ضجيج، لحسن الحظ |
Lateran Antlaşmasına göre Vatikan'ın oyu burada onaylanmalıdır. | Open Subtitles | طبقا لمعاهدة لاتران، صوت الفاتيكان يجب أن يصدق هنا |
Tıpkı elektrik kesilene kadar buzdolabı sesinin nasıl sinir bozucu olduğunu bilmememiz gibi. | TED | فالأمر يشبه أن ينقطع التيار الكهربائي لتعلم كم كان مزعجًا صوت الثلاجة لديك. |
Ve beni öyle dinliyor ki, sanki kelimelerim dünyadaki son sesler. | Open Subtitles | وحين ينصت إليّ كأن كلماتي هي آخر صوت على هذا الكوكب |
Pekala, hareket etmezsek ve gürültü yapmazsak, bir şey yapmayacaktır, doğru mu? | Open Subtitles | لا نتحرك لا نصدر اي صوت سوف لا يحدث اي شيء, صحيح؟ |