"ضبابي" - Traduction Arabe en Turc

    • sisli
        
    • bulanık
        
    • Foggy
        
    • tüylü
        
    • sis
        
    • puslu
        
    • meyal
        
    • bulanıktı
        
    Oldukça sisli ama onun dışında her şey yolunda gibi. Open Subtitles يبدو ضبابي للغاية لكن كل الامور الاخري علي ما يرام
    Beni çime bırakın, sisli bir günde bile geleceği görürüm. Open Subtitles عندما تضعني على العشب، يمكنني رؤية المستقبل في يوم ضبابي.
    Sahip olduklarımız bir buluta dönüştükçe, bulanık bir çizgi ortaya çıkıyor, benim olan ile senin olan arasında ve bizim olan arasında. TED الأن كما هو الحال ممتلكاتنا تختفي في السحاب، هنالك خط ضبابي يظهر بين ما هو لي وما هو لكم، وما هو لنا.
    Evet! Kesinlikle! Hayır, hayır demek istediğim tüm olay bulanık. Open Subtitles أجل ، بالضبط لا ، أعني أن الحادث كله ضبابي
    Evet, Foggy'ye vermemesini söylüyorum ama... Open Subtitles نعم، وأظل أقول ضبابي عدم الحصول على السيجار لها، ولكن...
    Küçük, tüylü bir ayıcık gibi. Open Subtitles أتعرف؟ ,مثل دب ضبابي طيب إلى حد ما
    Şaka etmiyorum. Gerçekten de garajımda bir sis düdüğü duruyor. Open Subtitles انا لا أمزح، لديّ بوق ضبابي فعلياً قابع في جراجي
    Schiaparelli, aylarca her gece bu puslu ve değişken çehreye dikkatle baktı. Open Subtitles راقب شيبارلي مشهد ضبابي غير واضح ليلة بعد ليلة لمدة أشهر
    Çevirimiçi aynalar fiziksel kişilerdir fakat aynalar sisli ve kırıktır. Open Subtitles الشخصيات على الانترنت هي إنعكاس لسماتٍ شخصيه ولكنه إنعكاس ضبابي وغير واضح
    Helikopter kurtarmayı kullanmak için fazla sisli. Open Subtitles ضبابي جدّاً لإستخدام مروحية الإنقاذ بعد الآن.
    sisli bir akşam, çıkarken yola Londra'dan. Open Subtitles ♪ عند خروجي من مدينة لندن ♪ ♪ خلال يوم ضبابي
    daha da ilginci şu ki, zamanı ileri sararsak, Voyager-1'in Satürn'ün sisli uydusu Titan'ın yanından geçişini izleyebiliriz. TED ولكن لجعلها أكثر إثارة للاهتمام، سأقوم بتسريع الوقت، ويمكن أن نشاهد فوياجر 1 يحلق قرب تايتان، والذي هو قمر ضبابي لكوكب زحل.
    Şimdiyse biraz bulanık hava alanları ve minibar kaldı aklımda. Open Subtitles الأن إنه مثل شيء ضبابي كبير من المطارات والبارات الصغيرة
    Aynadaki yansımayı, yansımamı görüyorum, ama yüz bulanık. Open Subtitles أرى انعكاساً إنه انعكاسي في المرآة.. ولكن الوجه ضبابي
    Bir lise terk ve amatör fotoğrafçı, ödünç aldığı makinasıyla savaşın en bulanık, en kötü yakalanmış anlarını çekecekti. Open Subtitles متسربة من الثانوية و مصورة هاوية و التي ستقوم ألة تصويرها المستعارة بتوثيق أكثر لقطات الحرب بشكل ضبابي و خارج عن الإطار
    Ama iki kara noktası olan, bulanık bir dünya algılamayız. Open Subtitles ولكننا لا نستقبل عالم ضبابي بنقطتين سوداء
    Ben Foggy Nelson. Open Subtitles أنا ضبابي نيلسون.
    - Şu anda pek müsait değilim Foggy. Open Subtitles ليس وقت كبير، ضبابي.
    İkisi de aynı kişi Foggy. Open Subtitles هم نفس الشخص، ضبابي.
    Bizim bildiğimiz Piglet senin yarın kadar bile tüylü değildi. Open Subtitles بيغلت نحن نعرف أليس نصف ضبابي مثلك.
    - Onları sisin içinde belirgin şekilde gördüm. - sis mi? Exmoor sisinin içinde hiçbir şey görmezsiniz. Open Subtitles لقد رأيتهم بوضوح رغم الضباب في الضباب؟ من يستطيع الرؤية بواضح في جوٍ ضبابي ؟
    Neden hafızanızda kalan her şey böylesine puslu ve kopuk? Open Subtitles لمكلشيءفيذاكرتك.. ضبابي و مبعثر ؟
    Hayal meyal tatlı ve romantik birini anımsıyorum... Open Subtitles إنني أتذكر بشكل ضبابي شخص كان لطيف و رومانسي
    Bunların hepsi... biraz bulanıktı. Open Subtitles لقد كان نوعأ ما، أههه، نوعاً ما ضبابي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus