Harika bir yem olacak, arkadaşını yakalarsak burada ne aradıklarını da öğrenebiliriz. | Open Subtitles | إنه إفضل طعم حصلنا عليه للإيقاع بصديقه وإكتشاف ما الذي يفعلونه هنا |
İyi bir yem olmadan tam anlamıyla benden gözümü kapamamı elim kolum bağlı tek ayak üzerinde durmamı umuyorsun. | Open Subtitles | وبدون طعم لائقة، انتى حرفيا تطلبين بان أن أقوم بهذا معصوبا العينين و مقيد الايدى قافزا على قدم واحدة |
Bizimle içmeye tenezzül etmiyorsunuz ama kılıcımızın tadına bakmak istiyorsunuz. | Open Subtitles | أنت لن تُفضل الشرب معنا وليس حتى تفضل طعم سيوفنا |
Yemek yakalamak için yemi yok, yakalasa bile yiyecek dişleri yok. | TED | ليس لديه طعم لجذب الطعام او أسنان لأكله عندما يحصل عليه. |
Kömürde ızgaralanmış yiyeceklerin karakteristik tadının çoğu odundan veya kömürden gelmez. | TED | معظم طعم الشواء الفحمي لا يأتي من الحطب او الفحم. |
Aman Tanrım bu ton balığı eskimiş sünger tadında. | Open Subtitles | اووهـ،إلهي.. طعم هذه التونا كانها اسفنجه قديمه .. |
Bu bir viperfish (engerek balığı), bol dişli çenesinin üzerinde, uzun bir oltanın ucunda bir yem var kocaman dişlerle dolu çenenin hemen önünde sallanıyor, Balığa ismini veren bu dişler, | TED | هذة افعى الاسماك، و هي لديها طعم على نهاية عصا طويلة للصيد تقوسه امام الفك المسنن الذي يعطي افعى الاسماك اسمه. |
- Tabii ki. Not, tuzak için yem olabilir. Biri Silvas'lara gitmeni istiyor. | Open Subtitles | هذا الجواب طعم لفخ هذا الشخص يريدك أن تذهب الى فيلا سيلفاس. |
Canlı yem dükkanından satın alabileceğin şeylere benzerdi. | Open Subtitles | تبدو وكأنها شيء تشتريه من محل طعم الأسماك |
Böylesi iğrenç iyiliği tuzağa düşürebilecek .tek bir yem var | Open Subtitles | هناك طعم واحد فقط لمثل هذا الصلاح المقزز اغراء وحيد لا يفشل ابدا |
Hewitt beni açığa çekmek için bir yem. | Open Subtitles | هويت سيكون طعم لكي أذهب أنا في مكان مكشوف |
Heriften parayı kopardığın zaman paranın tadına bakacağıma emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | فقط تأكد أن أحصل على طعم ذلك النقد عندما تمزق الرجل. |
Bu fırsatın yükselmesi sadece hayatta kalmanı sağlamayacak hala gerçek tatların tadına varabilirsin. | Open Subtitles | ارتفاع لهذه المناسبة، ليس فقط سوف أعيش، ولكن قد بعد طعم المسرات الحقيقية. |
Benim deneyimlerime göre, insanca mümkün olanın en ucunda hayatın tadına bakmakta bağımlılık yapan bir şey var. | TED | في تجربتي، كان هناك إدمان على تذوق طعم الحياة في الحافة التي بالكاد يصل إليها الإنسان. |
Joanna! Seni sersem balık yemi! | Open Subtitles | تعالي يا جوانا دماغك الثخين قطعه كبيره من طعم السمك |
Önce kuş yemi oldum, sonrada köpek balığı yemi. | Open Subtitles | أوّلاً، كنت طُعم للطيور وبعدها غدوت طعم للقرش. |
Fakat daha ilgi çekici olan, onun tadının, size, ne yediğinizi düşündüğünüzle çok yakından bağlantılı olarak nasıl geldiğidir. | TED | ولكن ما هو مثير للاهتمام هو ان طعم اللحم يعتمد بصورة اساسية عما تظن انه هو عندما تأكله |
Kola tadında ya da son derece çilekli olabilir. | Open Subtitles | لذلك سوف يكون طعم المارجريتا بنكهة الكولا أو بنكهة الكرز |
Sonbaharda görmüşler ki, bu doğal güzel, tatlı, lezzetli kaz yağı olabilir. | TED | ووجدوا ان الحل في الطبيعة طعم جميل وسكري و لذيذ وجدوه في الاوز |
Güvenlik görevlisi kadının eşi için çalışıyor. Sanırım diğer iki kurban yalnızca yemdi. | Open Subtitles | الحارس يعمل فى هذا المبنى أعتقد أن حالتى الوفاة ليسوا سوى طعم لنا |
Suyun normalde jeotermal sistemlerden beklenmeyecek kadar temiz ve tatlı olması beni şaşırttı. | TED | لدهشتي، كانت المياه نظيفة وذات طعم لطيف، غريبة قليلاً عن أنظمة الطاقة الحرارية الأرضية. |
- Yüksekler nasıl dostum? Çam gibi bir tadı var, neredeyse naneli diyebilirsin. | Open Subtitles | لديهم طعم الصنوبر تقريبا النعناع شاهد هذا الشعر الأحمر القصير |
Acı yermeyen, yan etkisi olmayan, tatsız bir yöntemdi. | Open Subtitles | لا ألم. لا تشنجات. لا طعم له على الاطلاق. |
Şimdi daha çok istiyordum, buzlu çayının acı tadından ve onunla ilgili herşeyden uzaklaşmak için. | Open Subtitles | فقط أردت أن أنسى طعم الشاى المثلّج و كل شئ كان هناك |
Sen yapabilir misin? Kemik grefi koyabilir misin? | Open Subtitles | لكن يُمكنكِ أن تفعليها، أن تضعي طعم للعظام، أليس كذلك؟ |
lezzet önemsiz bir hal aldı, tat tamamen görmezden gelindi insanın ruhani zihni için bu ölüm yemeği kurtarıcı haline geldi. | Open Subtitles | أصبح نكهة عرضية , طعم تجاهلها تماما, للعقل الإنسان الروحية أصبح المنقذ في هذه الوجبة من الموت. |
Pek bir lezzeti yok, fakat vücudunuza çok hoş bir enerji desteği sağlıyor. | TED | ليس له طعم واضح، ولكنه يمدّ جسمك بدفعة خفيّة من الطاقة. |
Kimse ekmeğin ağızda plastik bir tat bırakmasını istemez, değil mi? | Open Subtitles | بالتالي , لا تريدين طعم البلاستيك في فمك , صحيح ؟ |