"طعن" - Traduction Arabe en Turc

    • bıçaklanmış
        
    • bıçak
        
    • bıçakladı
        
    • bıçaklandı
        
    • bıçaklama
        
    • bıçaklayan
        
    • bıçaklamış
        
    • bıçaklanma
        
    • bıçaklamak
        
    • bıçaklamaya
        
    • bıçaklayıp
        
    • bıçaklanan
        
    • bıçaklandığı
        
    • bıçakladığını
        
    • saplanmış
        
    Sağ yanından bıçaklanmış. Open Subtitles وقطع الشريان الرئوى طعن الضحية من الخلف على الجانب الأيمن من القفص الصدري،
    Hiçbir bıçak ya da silah yarası görmüyorum, sadece çürükler. Open Subtitles لا أرى جروح طعن أو جروح طلق الناري فقط الكدمات
    Adamı makasla altı defa bıçakladı, yani bir şeylere kızmış olmalı. Open Subtitles لقد طعن الرجل ستّ مرّات بمقصٍّ، كان غاضباً حول شيءٍ ما.
    Bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde bıçaklandı... imza vermeyi reddettiği için. Open Subtitles طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم
    Bu arada, 1970' lerde Dan Aykroyd' u Julia Child taklidi yaparken hatırlayanlar kendini bıçaklama fikrinin nereden çıktığını bu slaytta görebilir. TED وعلى الهامش، لمن يذكرون دان أيكرويد في السبعينيات يمثّل دور جوليا الطفل سيعرفوا من أين أتى بفكرة طعن نفسه بهذه الشريحة الرائعة.
    Okuldaki bir zorbaya denk gelip bıçaklayan cılız bir çocuktu. Open Subtitles لقد كان فتى نحيفا انفجر غاضبا و طعن متنمرا بالمدرسة
    Varsayalım sen hepimizin fikrini değiştirdin ve çocuk babasını gerçekten bıçaklamış, buna ne dersin? Open Subtitles .. افرضأنكأقنعتناكلنا بهذا . في حين أن الولد قد طعن أباه حقاً , هه؟
    Bir bıçaklanma vakası vardı ve yaralı yanlış isim vermiş. Open Subtitles وقعت حادثة طعن قبل أيام وأعطانا الضحية اسماً زائفاً .
    bıçaklanmış, dün akşam. Odanızdan çalınan bıçakla. Open Subtitles لقد طعن ليلة أمس بالسكين المأخوذ من غرفتك
    İki kere bıçaklanmış, biri boyundan, biri mideden, şu şişeyle. Open Subtitles طعن مرتين في الرقبة والمعدة ، بتلك القنينة ـ لا بصمات على القنينة؟
    Gerçek bir şeyle bıçaklanmış. Open Subtitles معلقة على الجدار، وهذا الرجل حصلت على طعن من قبل الشيء الحقيقي.
    Ayağının takılması bir kaç bıçak yarasına neden oluyorsa, evet. Open Subtitles حسناً، ما لم يمكن للتعثر أن يسبب جروح طعن متعددة
    bıçak yaraları var. Open Subtitles أي ذكر أبيض، منتصف الثلاثينات، جروح طعن متعدّدة.
    Kendini dört kez sırtından bıçakladı ve köprüden atladı. Open Subtitles طعن نفسه اربع مرات في ظهره وقفز من فوق الجسر
    Warren kocanızı konik bıçakla kolundan bıçakladı. Open Subtitles لقد طعن وارن زوجك في ذراعه بواسطة سكينة مشطوفة
    Bebek Diego, Buenos Aires'te bir barın önünde imza vermeyi reddettiği için bıçaklandı. Open Subtitles طعن دييغو الصغير خارج حانة في بوينوس أيرس بعد رفضه إعطاء توقيعه لأحدهم
    Sadece ordusu yenilmekle kalmadı, kaçarken İmparator kalçasından bıçaklandı. TED ليس فقط جيشه هزم، ولكن عندما هربوا، تم طعن الإمبراطور في الأرداف.
    Kurbanın bıçaklama şekli bunun cinsel bir cinayet olduğunu gösteriyor. Open Subtitles من طريقة طعن الضحية فان هذه جريمة قتل جنسية
    DiGeorgio'yu bıçaklayan Bobby Maxwell'i bulacaktı bana. Open Subtitles سيقودني لمكان بوبي ماكسويل,الرجل الذي طعن دجورجيو,أنا متأكد من ذلك
    Biri gidip hamile kadını karnından bıçaklamış. Open Subtitles أحدهم طعن زوجته الحامل في معدتها بالسكين
    bıçaklanma kurbanlarının ellerindeki her türlü yara savunma yarası sayılır. Open Subtitles كل جرح سكين على يد ضحية طعن يعتبر دفاعي هذا إجراء
    Senin için bile yaşlı bir insanı bıçaklamak çok kötü. Open Subtitles حتى بالنسبة لك، طعن أحد الكبار سيكون ذو مستوى منخفض
    Ama Robert kilisede Damien'ı bıçaklamaya çalışırken vuruldu. Open Subtitles الشئ الوحيد هو أن روبرت تم أطلاق النار عليه فى الكنيسه.. بينما كان يحاول طعن داميان
    Bu adam annemi kalbinden bıçaklayıp babamı hapse gönderdi. Open Subtitles هذا الرجل طعن والدتي في قلبها، وأرسل والدي إلى السّجن
    Her gece yatarken bıçaklanan bir kadını düşünüyorum. Open Subtitles أَذْهبُ للنَوْم كُلَّ لَيلة أفكر في إمرأة بـ 8 جروحِ طعن
    Kardeşinin bıçaklandığı anda kalbi yüzünden hastaneye kaldırılıyor. Open Subtitles يضعونه في المستشفى بسبب خفقان بالقلب في نفس وقت طعن أخيه
    Biz davalının annesini birçok kez bıçakladığını, o ölürken başında beklediğini ve işi bitirmek için de, onu başından vurduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نعتقد أن المتهم طعن أمه عدة مرات وقف أمامها وهي تحتضر وأطلق النار على جبينها لإكمال الحدث
    Onu ertesi sabah kalbine bir bıçak saplanmış olarak bulduk. Open Subtitles لاشئ، وجدناه الصباح التالى وقد طعن نفسه بسكين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus