Ancak bir haberci günler sonra yardım için geldiğinde şüpheler yerini minnete bıraktı. | TED | ولكن عندما جاء الرُّسل طلباً للمساعدة بعد عدة أيام، تحولت شكوكهم إلى امتنان. |
Pekala, eğer bu doğruysa, yardım için neden onu değil de beni aradı? | Open Subtitles | حسناً، اذا كان هذا صحيحاً،لماذا لم تتصل به طلباً للمساعدة بدلاً مني ؟ |
En yakın arkadaşım beni yerde yatarken ve boğazımdaki bir delikten yardım için ağlarken buldu. | TED | صديقتي المقرّبة وجدتني ملقاةً على الأرض، مغرغرةً طلباً للمساعدة بواسطة ثقبٍ في رقبتي. |
İnsanlar bana gelip yardım istemeye devam ediyorlardı. | Open Subtitles | والناس استمروا بالقدوم إليّ طلباً للمساعدة |
Burası bu gece benim karakolum. O buraya yardım istemek için geldi. | Open Subtitles | . هذا مَخفري الليلة لقد جاء إلى هنا طلباً للمساعدة |
Yardım etmesi için kız kardeşim Siobhan'ın yanına gittim. | Open Subtitles | هرعتُ إلى أختي (شيفون) طلباً للمساعدة. |
Kendini yaralamak, bir çocuğun yardım için çığlık attığının ifadesidir. | Open Subtitles | تشويه الذات هو تعبير عن طفل يصرخ طلباً للمساعدة. |
yardım için yalvarıyor fakat kimse gelmiyordu. | Open Subtitles | يريد أن يبكي طلباً للمساعدة , و لكن لا أحد هُناك |
Kimse ona zarar vermediyse, neden yardım için bağırmadı ya da kaçmadı? | Open Subtitles | وإذا لم يضع أحد يده عليه لماذا لم يبدأ الصراخ طلباً للمساعدة أو الهرب ؟ |
Ve bazen yardım için haykırdıklarında, her şeyi yaparsınız. | Open Subtitles | وأحياناً عندما يبكون طلباً للمساعدة ستفعل أي شئ |
Torunum kaçırılınca yardım için ekibimi aradım. | Open Subtitles | عندما أختطفت حفيدتي، ذهبت لفريقي طلباً للمساعدة. |
yardım için sana geldim. | Open Subtitles | لقد جئت إِليك طلباً للمساعدة هذا كل شيء ؟ |
- yardım için kaç kişiye e-mail attığımı bilemezsiniz ve hepsi de beni yanıtsız bıraktı. | Open Subtitles | الذين أرسلت لهم طلباً للمساعدة و قد تجاهلوني بشكل كامل |
yardım için sizlerden birine gelmesi muhtemel. | Open Subtitles | من المحتمل أنه سيلجأ إلى أحدكم طلباً للمساعدة |
Ya da hizmetli odasına kilitlenmiş yardım için çığlık atıyordum ve ertesi sabah polisler beni bulana kadar orada kalıyordum. | Open Subtitles | أو عندما كنت أصرخ طلباً للمساعدة بعد أن تم حبسي في خزانة عامل النظافة وتم تركي هناك حتى وجدتني الشرطة في الصباح التالي |
İhtiyacınız olursa bunlardan herhangi birine hepiniz yardım için başvurabilirsiniz. | Open Subtitles | بوسعكم التقديم طلباً للمساعدة في أيّ واحدة من هذه، لو ترغبون |
- Çünkü sürekli yardım istemeye geliyorsun. | Open Subtitles | هكذا إذاً لأنكِ تواصلين القدوم إلي طلباً للمساعدة |
- Neden? Çünkü hastaneye yardım istemeye gelmedi. | Open Subtitles | لأنها لم تأت للمشفى طلباً للمساعدة |
Sen niye ondan yardım istemeye gittin? | Open Subtitles | لماذا ذهبتٍ إليه طلباً للمساعدة |
yardım istemek için babama gitmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | تعرفين , ليس عليكِ الذهاب لأبي طلباً للمساعدة |
Yardım etmesi için kız kardeşim Siobhan'ın yanına gittim. | Open Subtitles | هرعتُ إلى أختي (شيفون) طلباً للمساعدة. |
Bana beş dakika ver, sonra yardım diye bağır. | Open Subtitles | أعطني 5 دقائق بعدها اصرخي طلباً للمساعدة |