Adam o kadar düz ki gölge bile yapmıyor. | Open Subtitles | الرجل الفقير مستقيم جدا، هو لا يلقي ظلالا حتى. |
Zirvedeki kuleler denizden 900 metre yükseklikte hem ada hem de adanın sahillerindeki kasaba üzerine uzun bir gölge düşürüyor. | Open Subtitles | أبراج القمة تقع على بعد 900 متر فوق مستوى البحر مُلقيا ظلالا طويلة فوق الجزيرة و القرى المحاذية لشواطئه |
Tuhaf hareketlerimle onların başarılarına gölge düşürdüysem özür dilerim. | Open Subtitles | وأود أن أعتذر إن كانت ألاعيبي السخيفة ألقت ظلالا على إنجازاتهم |
Çünkü bu durumda gölgeler görmüyorsunuz küçük hareketli pencereler görüyorsunuz. Bunlar retinanıza ışık geçmesini sağlıyor. | TED | حيث أنك لا ترى ظلالا بل نقاطًا متحركة تنفذ بالضوء إلى الشبكية |
Ve belki de benim bu değişimim, beni kısıtlamaya çalışıp üstüme gölgeler fırlatan kişilere nazaran, bana daha fazla kapı açmamı sağlayan kişilere maruz kaldığım için olmuştur. | TED | وربما حصل هذا التغيير بسبب التقائي بناس قد فتحوا أبوابا لي أكثر من الذين وضعوا غطي و ظلالا من فوقي |
Mini Ben, gölgelerimiz! gölge veriyoruz! | Open Subtitles | صغيري، ظلالنا، نحن نلقي ظلالا. |
Ama orada dururken... rüzgar eserken ve erkekliğime güneş vururken... önümde bir gölge gördüm. | Open Subtitles | ...لكن حين وقفت هناك لفحت الرياح و أشعة الشمس رجولتي ...رأيت ظلالا أمامي |
Syene sehrindeki bir çubuk hiç gölge yapmazken, 800 km. kuzeydeki Iskenderiye'deki çubuk tam ayni gün ayni saatte, oldukça belirgin bir gölge yapardi? | Open Subtitles | عصا في (أسوان... ) لا تلقي ظلالا... وعصا في الإسكندرية... |
Midende bir rahatsızlıkla uyanmıyorsun veya hareket eden gölgeler görmüyorsun. | Open Subtitles | لا تستيقظون مع احساس سيء في معدتكم أو ترون ظلالا تتحرك |
Athosyalılardan ikisi daha gölgeler gördüğünü rapor ettiler. | Open Subtitles | هنا آتوزيين آخرين رأوا ظلالا |