| Hamile kalmam gerektiğini anlaşmanın bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه توجّب علي الحمل، ظننت أن هذا هو الإتفاق. |
| Çünkü istediğinin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لأني ظننت أن هذا ما كنتِ تريدين |
| - İstediğinin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | وأعطيتني كل المعلومات - ظننت أن هذا ما كنت تريده - ماذا؟ |
| Daha renkli bir yer olur, daha sıra dışı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن هذا سيكون أكثر تلويناً وأقل اعتيادية |
| Bu şeyi hiç oynatmayacağımı düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا لن يذاع أبدا لكنه سيذاع الآن |
| Bunun harika bir hayal olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أن هذا من المفترض ان يكون الخيال المثالي |
| Hayır, biliyorum. İstediğim şeyin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعلم، ظننت أن هذا ما كنت أريده |
| İstediğinin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا هو ما أردته |
| İstediğin şeyin bu olduğunu sanıyordum. Ne istediğimi biliyor musun? | Open Subtitles | ظننت أن هذا ما ستريده |
| Dans etme hayalinin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا حلمك بأن ترقصي |
| İşinin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا كان عملك |
| İstediğimizin bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا ما نريده |
| - Boksör Eryx'in bu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن هذا (إريكس) الملاكم |
| Küçük fotoğraf bölmesi var ya, oraya koydum. Şirin olur diye düşündüm. | Open Subtitles | حامل صور صغير فيها ، ظننت أن هذا سيكون جميلاً |
| Eşyalarımı elimde taşımaktan daha kolay olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن هذا أسهل من حمل كل شيء بين ذراعي |
| Yardımı olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أن هذا سينفع |
| Ben kızınız ilk geldiğinde onunla çıktım diye kızdığınızı düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد ظننت أن هذا لأننى عبثت مع إبنتك فى عامها الأول |
| Bunun "eski nişanlı nasıl" sohbeti olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | هيا ! .. ظننت أن هذا غداء "تعالوا تعرفوا على خطيبتي السابقة" |