Ben yarım saatliğine çekip gittim. Sen beni 1 sene yalnız bıraktın. | Open Subtitles | حسنًا, لقد غادرتُ مدة نصف ساعة بينما أنتَ تركتني لمدة عامٍ كامل. |
Neredeyse 100 sene sonra, bu dev benim Brooklyn'deki çocukluğuma taşındı ve asla terk etmedi. | TED | بعد حوالي مائة عامٍ تقريبًا، اتّخذ العملاق من طفولتي في بروكلين منزلًا له ولم يغادره قط. |
sene 1958. Gana bağımsız olur, yani 50 küsür yıl öncesi. | TED | في عام 1958 , عندما اصبحت غانا مستقلة أي منذ ما يزيد عن 50 عامٍ بقليل، |
Kazadan yaklaşık Bir yıl sonra burada Hukilaha kafede tanıştık. | Open Subtitles | تقابلنا هنا في مقهى هوكيلاو بعد عامٍ تقريباً من الحادث |
Hemen hemen yüz yıldır insanoğlunu şekillendirdi, yol gösterdi. | Open Subtitles | طوال المائة عامٍ الماضية تم تشكيل وإرشادالبشر. |
Bin yıllık bir saltanat kurmayı kendine görev edinmiş şu grup. | Open Subtitles | تلك المجموعة التي احتلَّت العالم لتحقِّق ألف عامٍ من المجد، |
Hangi yıldayız? | Open Subtitles | في أيّ عامٍ نحن الآن؟ ما المشكلة؟ |
Şuradaki bir yıldan beri 27.5 milyondan satılık ama şimdi bir teklif verirsen muhtemelen 19.5 milyon gibi alabilirsin. | Open Subtitles | هذا البيت عُرض للبيع منذ عامٍ بسعر 27.5 مليون. لكن إن عرضت شراءه اليوم فربّما تناله بـ 19.5 مليونًا. |
2030'larda, yılda milyonlarca yeni cilt kanseri vakasını engellemiş olacağız ve bu sayı sürekli büyüyecek. | TED | بحلول 2030، سنكون قد تجنبنا ملايين الحالات الجديدة من سرطان الجلد كل عامٍ مع عددٍ من شأنه أن ينمو فقط. |
Geçen sene, oniki mayısta sabah sokağa çıkmak için saçının biçimini değiştirmiştin. | Open Subtitles | وبالثاني عشر من مايو، من عامٍ فات*، *غيرتي من تسريحة شعرك والخصال |
Bu kız, sevgilisinin çatlak bir seri katil olduğunu ve geçen sene annesini öldürenin de o olduğunu anlıyor. | Open Subtitles | التي تكتشف أن صديقها هو ذلكالقاتلالمتسلسلالمجنون.. الذي قتل أمها أيضاً قبل عامٍ من ذلك |
Sırf kötü şöhreti yüzünden bir sene içerisinde ölmüş olur zaten. | Open Subtitles | السمعةُ السيّئةُ وحدها ستقتله .خلالَ عامٍ واحد |
Bu yolculuğu her sene, geleneksel rotaları üzerinden yapıyorlar. | Open Subtitles | إنها رحلةٌ يخوضونها كل عامٍ عبر مساراتٍ متوارثة |
Ben de onları. Ve her sene buraya gelmemin tek nedeni bu. | Open Subtitles | وأنا أحبّهما، وهما سبب عودتي إلى هنا كلّ عامٍ. |
Bir sene içinde tüm komşular hayalet şehir yaptılar burayı. | Open Subtitles | جميع هذه الأحياء أصبحت مدينة أشباح خلال عامٍ. |
Londra'da Bir yıl geçirdikten sonra burası sıkıcı mı geldi? | Open Subtitles | هل ترى هذا المكان كئيبٌ بفظاعة بعد عامٍ في لندن؟ |
Sağlık Bakanlığı 1964 yılında ilk raporunu çıkarmadan Bir yıl öncesi, 1963. | TED | كان عام 1963 قبل عامٍ واحد من إطلاق أول تقرير للجراح العام عام 1964. |
Bir buçuk yıldır durumu sabitti ve birden öldü. | Open Subtitles | لقد كان مستقرّاً طيلةَ عامٍ ونصف، ثمّ مات فجأة |
1000 yıldır benim peşimdeler ve her zaman onlardan 1 adım önde olmuşumdur. | Open Subtitles | لقد كان البشر يطاردوني طوال ألف عامٍ ودائماً ما كنتُ سابقهم بخطوةٍ |
40 yıllık hizmetin karşılığı böyle olmamalıydı. | Open Subtitles | يبدو رد جميلٍ بائس بالنسبةِ لأربعين عامٍ من الخدمة |
Bu para bir yıllık sponsorluk ücretini rahat rahat karşılar. | Open Subtitles | يُمكن استخدام هذا كدعمٍ لمُدة عامٍ كامل. |
Raymond, hangi yıldayız? | Open Subtitles | (رايموند)، أيُّ عامٍ هذا؟ -2007 |
Ama bu arazi 150 yıldan fazladır annemin ailesine ait, ve ben de ona burada kazı yapılmayacağına dair söz verdim. | Open Subtitles | ولكن هذه المزرعة كانت ملك لعائلة والدتي لـ 150 عامٍ لقد وعدتها أنه لن يقوم أحد بالتنقيب فيها |
ve bu, programın yürürlükte olduğu ilk yılda 2.700 çocuğun ayrılığına sebep oldu. | TED | مما أسفر عن انفصال 2700 طفل عن أسرهم في أول عامٍ دخل فيه ذلك البرنامج حيز التنفيذ، |